2021’in SES Getiren Kadınları arasında Emine Şenyaşar da var

Eşitlikçi duruş, başarı, ilham, direniş ve dayanışma kriterleri etrafında SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin öncülüğü ve kadın hareketinin geniş katılımıyla seçilen, 2021 yılında dünyadaki kadın hakları mücadelesinde veya cinsiyet eşitliği çabasında öncü, eşitlikçi ve feminist duruşuyla örnek olan, başarılarıyla kadınlara ilham veren veya sistematik baskılara direnerek dayanışmaya katkı sunan 21 kadını yakından tanıyalım…

 

Taliban’ın 2021’in Ağustos ayında ülkeyi ele geçirmesi, milyonlarca Afgan’ın hayatını geri dönülmez şekilde değiştirdi, bilhassa da kadınların… Kadınların eğitimlerine devam etmesi engellendi, yanlarında herhangi bir erkek olmadan sokağa çıkmaları yasaklandı, zorunlu olmayan hâller dışında işe gitmelerine gerek olmadığı salık verildi.

Kadın kimliğiyle var olmalarına dahi tahammül edilemeyen Afgan kadınlar, tüm bunlara rağmen eşit eğitim, çalışma ve hükümette yer alma hakları için büyük bir cesaretle mücadele ediyor.

 

 

Türkiye’de 2021 yılında kadınların öne çıktığı çevre hakkı mücadelelerinin başında Rize’nin İkizdere ilçesindeki taş ocağına karşı bölge halkının başlattığı direniş geliyor. Kadınlar aylar boyunca devam eden direnişlerinde kimi zaman kepçelerin önüne geçerek, kimi zaman polis kalkanlarına direnerek, kimi zaman da çektikleri videolarla seslerini duyurmaya çalıştı.Yöre kadınlarının yaşam hakkı savunucularıyla birlikte yürüttüğü doğa talanı ve yıkımlara karşı mücadelesi hâlen sürüyor.

2014 yılında Paris’in ilk kadın belediye başkanı seçilen Anne Hidalgo, belediye kadrolarında kadın çalışan temsilini artırma, bisiklet yolları inşa etme, hava kirliliğiyle mücadele için araç trafiğini azaltma ve kentin geri dönüşüm programını genişletme projeleriyle bugüne kadar eşitlikçi ve çevre dostu bir şehircilik anlayışını benimsedi.

2020’de Sosyalist Parti’nin adayı olarak tekrar belediye başkanı seçilen Hidalgo, Fransız toplumuna günbegün hakim olan öfkeyi dindirmeyi ve kutuplaşmayı gidermeyi hedefleyeceğini söyleyerek 2022’de Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olduğunu açıkladı.

2021’in ilk günlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektöre karşı mücadele eden Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin direnişi birinci yılını doldurdu. Boğaziçililer, 2021 yılı boyunca rektörün atama yoluyla değil, tüm üniversite bileşenlerinin katıldığı demokratik seçimlerle belirlenmesi için SES yükselterek, demokratik, özgür ve özerk üniversite talebini büyütüyor.Bir yılı aşkın süredir devam eden direnişin kuşkusuz en dikkat çeken yönü, kadın ve LGBTİ+ öğrencilerin kitlesel katılımının yanı sıra hemen her eylemlilikte kendisini gösteren toplumsal cinsiyet perspektifinin mücadelenin bütününe damgasını vurması. Boğaziçi eylemleri bir yanıyla, Türkiye’nin feminist mücadele tarihinden aldığı birikimi yansıtırken bir yanıyla da hem yaratıcı duruşuyla mücadele tarihine önemli bir deneyim bırakıyor hem de yeni eylemlere feyz veriyor.***

2020 TokyoOlimpiyat Oyunları kadınlar boks 69 kilo finalinde, Çin Halk Cumhuriyeti’nden rakibiHong Gu’yu yenerek şampiyon olan Busenaz Sürmeneli altın madalyanın sahibioldu. Türkiye’ye kadın boksunda ilk olimpiyat şampiyonluğunu getiren Sürmeneli,3 dünya şampiyonluğu, 5 Avrupa şampiyonluğuna sahip. Sporcu olmak içindoğduğunu ifade eden Sürmeneli, şampiyon bir sporcu olarak anılmak istiyor: “Hayatamacım beni motive ediyor yoluma ışık tutuyor. İşimi neden yaptığımı çok iyibiliyorum.” Erkek egemen bir sporda kız çocuklarının rol modeli hâline gelen Sürmeneli’niyeni hedefi ise boksta “efsane olmak.”

***

Vergi, enerji, kamu ihaleleri, özelleştirme ve rekabet politikalarını yakından izleyen deneyimli gazeteci Çiğdem Toker, kamucu ve halk yararına gazeteciliğin önemli bir örneğini sunuyor.

Toker, araştırmacılığıyla Türkiye’de artık eşine pek de rastlanmayan gazetecilerden biri olarak, kamu kaynaklarının iktidar yanlısı firmalara nasıl aktarıldığının peşinden gittiği için yargı tarafından kıskaca alınmak isteniyor. Hakkında açılan onlarca soruşturma ve davaya rağmen kamucu gazeteciliğin mümkün olduğunu gösteren Toker, “gazetecilik nasıl yapılmalı”nın başarılı bir örneğini sunuyor.

***

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Muradiye mahallesinde görev yapan, kentin tek kadın muhtarı Dilek Demir, muhtarlık binasına kurduğu dilek-şikâyet kutusu ile 40 kız çocuğunu çocuk yaşta evlenmekten kurtardı. Bu aslında Demir’in kendi ifadesiyle “hayattan bir öç alma.” Kendisi de çocuk yaşta evlendirilen Demir’in hayatta kendine adadığı en önemli misyonlardan biri evliliğe zorlanan kız çocuklarına yardım etmek.

Şu an ikinci dönem muhtarlık yapan Demir, hem ilk seçim hem de ikinci seçimde özellikle erkek adaylara büyük farklar atarak seçimleri kazandı. İlerisi için kendisini daha yüksek mevkilerde görmeyi isteyen Demir için en önemli hedef Diyarbakır’a ve Diyarbakırlılara hizmet edebilmek.

***

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda sergilediği performans ile tarihinde ilk kez çeyrek final oynama başarısı gösteren A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2021 CEV Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda Hollanda’yı yenerek Avrupa üçüncüsü oldu. “Filenin Muhteşem Kadınları”, farklılıklarını kucaklayan, dayanışma gösteren, özgüvenli bir mücadele sergileyerek bütün Türkiye’nin gururda ortaklaşmasını sağladı, kısa bir süre de olsa ülkedeki kutuplaşma duvarlarını yıkmayı başardı. A Milli Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem, 2021 CEV Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda “En İyi Orta Oyuncu” seçildi. Son dört şampiyonada bu kategoride en iyi oyuncu unvanını elde eden kaptan Eda, bunu başaran ilk sporcu oldu.

***

 

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Vatanoğlu Lutz, Asya’nın Nobel’i olarak bilinen ve dünya barışına katkıda bulunan kişilere verilen Gusi Barış Ödülü’nü Türkiye’den alan ilk kadın oldu.

Oksitosin Tıp ve Sanat Platformu’nu kuran Lutz, “sevgi bağı hormonu” olarak bilinen oksitosin hormonu ile ilgili farkındalığın artması ve bu farkındalığın ırkçılık ile mücadelede toplumsal terapi amaçlı kullanılmasına yönelik çalışmalarıyla biliniyor.

***

2019’da Şili’nin başkenti Santiago’da metro ücretlerine yapılan zamlara tepki gösteren öğrencilerin eyleminin ardından tüm ülkeye yayılan protestolar ülkede değişim rüzgârını tetikledi. Ayaklanma sırasında kadınlar, eşit hakları ve kamusal alana katılımı güvence altına alacak bir anayasa değişikliğinin en ateşli savunucularıydı.

Protestolar sonrası yapılan referandumla, tüm üyelerini halkın seçtiği bir Kurucu Meclis tarafından yeni bir anayasa yazılmasına karar verildi. Yeni anayasa, dünyada eşit sayıda kadın ve erkek tarafından yazılacak ilk anayasa olma özelliği taşıyor. Kurucu meclis başkanlığına seçilen Santigo Üniversitesi’nde öğretim üyesi, Mapuche yerlisi Elisa Loncón Antileo, yakın Şili tarihinin en önemli görevlerinden birine liderlik ediyor.

Urfa’da 24 Haziran 2018’deki genel seçimlere 10 gün kala AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının saldırısı sonucu eşini ve iki oğlunu yitiren Emine Şenyaşar’ın sorumluların cezalandırılması talebiyle Urfa Adliyesi önünde başlattığı “Adalet Nöbeti” aylardır devam ediyor.

Nöbeti boyunca defalarca polis saldırısına uğrayan Şenyaşar hakkında çok sayıda soruşturma açılırken AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’a “hakaret” ettiği gerekçesiyle bir de dava açıldı. Tuttuğu nöbet ile Kürtlerin adalet arayışının bir sembolüne dönüşen Şenyaşar, fenerle adalet arayan Diyojen’e benzetiliyor.

Batman’da İpek Er isimli kadına tecavüz ederek intihara sürüklediği suçlamasıyla yargılanan uzman çavuş Musa Orhan’ın tutuklanmamasına sosyal medya hesabından tepki gösteren oyuncu Ezgi Mola, tecavüzcü Orhan’a “hakaret ettiği” gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı.

Mola, söylediği sözlerin arkasında duran SES’i ile sanat dünyasında önemli bir farkındalık yarattı.

***

Uzun yıllar kent yoksulluğu ve insan hakları alanında yaptığı saha araştırmalarıyla gazetecilik faaliyeti yürüten Hacer Foggo, kurucusu olduğu Derin Yoksulluk Ağı ile ailelerden çocuklara “miras” kalan yoksulluğun kader olmaktan çıkabilmesi için ısrarlı bir mücadele yürütüyor.

Foggo, özellikle son yıllarda yoksulların “ihtiyaç sahibi” değil “hak sahibi” olduğu yönündeki hak temelli mücadelenin sivil toplum alanındaki sembolüne dönüştü.

Foggo ve Derin Yoksulluk Ağı, yoksulluğu deneyimleyen insanların “devlet, sivil toplum ya da hayır kurumlarının yardım yapması gereken pasif özneler’” algısından çıkarılarak, “potansiyeline saygı duyulması, fırsat eşitliği sağlanması ve insani güvenliğinin sağlanması gereken aktif hak sahipleri” olduğunun anlaşılması için mücadele veriyor.

**

Erkek tahakkümüne teslim olmayan, hak mücadelesi yolunda her daim kararlılığını korumayı başaran Türkiye’deki kadın hareketi, bugün toplumsal muhalefetin “kutup yıldızı” haline geldi. Yatay ağlarla genişleyen, 300’ün üzerine kadın örgütünden meydana gelen dev bir dayanışma ağı olan Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) kadın hareketinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor.

EŞİK bu yıl tüm milletvekillerini kadın politikaları açısından izlediği raporlarla, İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ve kadın ve çocuk haklarını ciddi tehdit eden yargı paketlerine karşı yürüttüğü mücadele, kadınların siyasette eşit temsili ve kadına yönelik şiddete karşı yürüttüğü çalışmalar, hukuki destek ve kampanyalar, uluslararası kadın dayanışmasının örülmesine verdiği katkıyla kadınların eşitlik mücadelesini daha da büyüttü.

***

“Burada aşk var, umut var” diye haykırarak polislerin önünde yürümesiyle geçen yılın simge isimlerinden biri hâline gelen Alman şarkıcı ve söz yazarı Liana Georgi, İstanbul’da gerçekleşen 19. Onur Yürüyüşü’ne damgasını vurdu. Milyonlarca kişi tarafından paylaşılan görüntüleri gündemleştirenlerden biri de dünya starı Madonna oldu. Madonna Georgi’nin kalabalık bir polis konvoyunun önünde yürüdüğü görüntüleri paylaşarak, “Neden bu kadar çok polis var?” diye sordu. Kendisinin de söylediği üzere, “Topuklu ayakkabı giyen kadınları asla hafife almayın”, cesaretini hiç korkmadan aşka ve umuda çevirenleri de…

***

2019 yılında Jeff Bezos’la boşanmasının ardından aldığı tazminatla dünyanın en zengin kadınlarından biri olan MacKenzie Scott, sahip olduğu servetini çeşitli hayır kurumlarına bağışlamaya devam ediyor. Toplumun küçük bir kısmında muazzam servet artışının yoğunlaşmasından rahatsız olduğunu ifade eden Scott, değişime ihtiyacı olan sistemlerin kazandığı serveti dağıtmak için bir grup araştırmacı ve danışmanla birlikte çalışıyor. Scott, son olarak ırkçılıkla mücadele, eşitsizlik, sanat ve eğitim ile ilgili çalışmalar yürüten, kendi seçmiş olduğu 286 farklı kuruma 2,7 milyar dolarlık bağışta bulundu.

***

İranlı kadınlar 2017 yılından bu yana sürdürdükleri “Beyaz Çarşamba” eylemleri ile kamusal alanlarda başörtülerini çıkartıp yüksek bir yerden sallayarak İslamcı rejimin yasaklarına ve hayatlarını kuşatmasına meydan okuyorlar. Eylemlere katılan kadınlara yönelik baskı ve tutuklamalar devam etse de direniş sürüyor: Hakları, özgürlükleri ve yaşamları için 42 yıldır hüküm süren gerici rejime cesaret ve kararlılıkla isyan ediyor; bu isyan ile başka bir dünya hayali kuran tüm dünya kadınlarına ilham oluyorlar.

***

Urfa Konuklu İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi 13 yaşındaki hentbol oyuncusu Merve Akpınar’ın spor kariyerine başladığı sırada yaşadığı zorluklara ilişkin sözleri sosyal medyada gündem oldu. Akpınar’a cinsiyeti nedeniyle gönül verdiği hentbol sporunu yapamayacağını söyleseler de genç sporcu, önyargılara karşı mücadele ederek azmiyle başarı hikâyesi yazdı. Akpınar’ın zihinlere kazınan sözlerini tekrar hatırlayalım: “Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diyerek hep beni dışladılar. ‘Hayır, ben neden oynamayayım’ dedim. O zaman kendime bir söz verdim. ‘Köyümdeki kız çocuklarının kaderini değiştireceğim’ dedim.”

***

2021 yılında Dünya Ticaret Örgütü’nün tarihindeki ilk kadın ve Afrikalı genel direktörü olan Ngozi Okonjo-Iweala, Dünya Bankası Operasyonlar İcra Direktörü ve Küresel Aşı İttifakı’nın başkanı olarak görev yaptı.

Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yoksullukla mücadeleye önemli katkılarda bulunan Okonjo-Iweala, Covid-19 döneminde küresel aşı eşitsizliğine karşı ülkeleri aşı milliyetçiliği yapmamaları konusunda uyarırken, ilaç şirketlerinin de dünyadaki herkes için Covid-19 aşısı üretmesi ya da gönüllü olarak teknolojilerini gelişmekte olan ülkelere vermesi çağrısında bulundu.

***

Geçtiğimiz yıl dünyadaki ilk korona aşısını geliştiren BioNTech’in başarısı konuşulurken, şirketin iki kurucusundan biri olan Dr. Özlem Türeci’nin adı Türkiye’deki medya organlarında göz ardı edildi. Medyadaki cinsiyetçi dilin tezahürü olan haber metinlerinde Türeci’den “Uğur Şahin’in eşi” olarak bahsedildi. Türeci, tüm bunlara en güzel cevabı bu yıl kendisiyle yapılan bir röportajda verdi. Biontech’de işgücünün yüzde 54’ünü, üst yönetimin ise yüzde 45’ini kadınların oluşturduğunun altını çizen Türeci, cinsiyet eşitliği sayesinde koronavirüs aşısının geliştirildiğini söyledi. Salgını kontrol altına almak için devam eden maratonu sürdüreceğini ifade eden Türeci, bunu kadınların desteğiyle yapacaklarını vurguladı. Dr. Türeci bu yıl aynı zamanda Almanya’da cumhurbaşkanını seçen Federal Kongre’ye de delege olarak seçildi.

***

Polonyalı kadınlar, 2016 yılından bu yana sağcı yönetim ve Katolik kilisesinin hedefindeki kürtaj haklarına sahip çıkmak için büyük bir cesaretle mücadele ediyor. Bu yıl da bedenlerine yönelik saldırılara karşı kürtajı savunmak ve kürtaj karşıtı yasayı geri çektirmek için kitlesel olarak defalarca sokağa çıkan kadınlar şimdi nihai bir kazanıma her zamankinden daha yakınlar.

Polonyalı kadınların mücadele alanlarından bir diğeri de İstanbul Sözleşmesi. Polonya, sözleşmeyi kabul etmesine rağmen, son yıllarda “çekilme” tartışmaları da gündemde. Muhafazakar çevrelerin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için baskı yaptığı, aktivistlerin ise mücadeleyi sürdürdüğü ülkede yaşanan süreç, Türkiye’yle ciddi benzerlikler gösteriyor…

/eşitlik kadın adalet: eka/