24 Şubat’ta 11. sınıf öğrencisi Viktoria Kravets sıradan bir güne uyandığını düşünüyordu. Önce okula gidecek, okuldan sonra da bir arkadaşıyla buluşacaktı. Bir gece önce saatini kurmayı unutmuş ve her zamankinden daha erken uyanmıştı. 17 yaşındaki Kravets, “Telefonda onlarca bildirim gördüm ve rüya gördüğümü düşündüm,” diyor. “Sabah 05.00’te Ukrayna’nın şehirleri bombalanıyordu. Yatağa uzandım ve neler olduğunu anlamaya çalıştım. Okul o gün tatil edildi, ben de evde oturup korku içinde haberleri açtım.”

Savaş ikinci ayına girerken, 10 milyondan fazla Ukraynalı ya diğer ülkelere kaçtı ya da ülke içinde yerinden edildi, bunların 200 bini yaklaşık 721 bin nüfuslu, aynı zamanda Vika’nın da doğduğu yer olan, Polonya sınırına yakın UNESCO Dünya Mirası listesindeki batı kentine göç etti.

UNFPA’nın ortağı olan gençlik örgütü Molodvizh ile birlikte çalışan Tvory Gönüllülük Merkezi’ne mültecilerin kaydını yapmakla görevli bir gönüllü olarak ders kitaplarını şimdilik bir kenara koydu Viktoria. “Şu anda ülkemize yardım eden binlerce gönüllüden biriyim,” diyor. “İlk günler 14-16 saat, bazen daha fazla çalışıyordum. Şimdi mesaim genellikle molalarla birlikte 12 saat sürüyor. Mültecilerin yerleşimiyle ilgileniyorum ve kayıt süreçlerini koordine ediyorum. Okula döndüğümde de, en az altı saat gönüllülüğe devam edeceğim.”

Orta ve Doğu Ukrayna’da savaştan etkilenen bölgelerden kaçan insanların, yerel yetkililerin yiyecek, barınma ve diğer ihtiyaçlarına yardımcı olabilmesi için kalmayı planladıkları yerlere kayıtları yapılıyor. 18 ila 60 yaş arasındaki erkekler güvenlik nedeniyle kayıt yaptırmak zorunda.

“Bu süreç biraz sinir bozucu ve stresliydi. Hiçbir şey öngörülebilir değildi,” diyor Viktoria. “Uyanıyorum, kahvaltımı yapıyorum ve merkeze gidiyorum. Ülkemizin tarihini eşi benzeri görülmemiş bir biçimde yeniden yazan farklı insanlarla, farklı hikayelerle karşılaşıyorum. Bu tür bir faaliyete dahil olacağımı hiç düşünmemiştim; her gün yüzlerce insana sınıra ulaşmaları ya da korkunç düşüncelerden uzaklaşmaları için yardımcı oluyorum.”

“Konuştuğumuz tek bir konu var.”

Gün sona ererken Viktoria ailesinin ve 14 yaşındaki erkek kardeşinin yanına gidiyor. Her zaman var olan tehlikeler nedeniyle eve hızlı hızlı yürüdüğünü ve arkadaşlarıyla artık daha az görüştüğünü anlatıyor: “Tabii ki arkadaşlarımla aşk, anne baba kavgaları, okul, hangi üniversiteye gireceğim gibi bildik konuları konuşmak isterdim. Ama konuştuğumuz tek bir konu var, o da savaş, son dakika haberleri ve TikTok. “

Arkadaşlarının ve akrabalarının yaklaşık üçte biri Ukrayna’yı terk etmiş. Ama o gitmeyi düşünmüyor: “Burada insanların bana ihtiyacı var. İnsanları, gönüllü olmayı ve bu ülkeyi seviyorum. Evimdeyim ve kimsenin bunu elimden almasını istemiyorum.”

İlk iki hafta müzik dinlemeyi bırakmış Viktoria. Savaş varken normal şeyler yapmanın uygun olmadığını düşünmüş. Sonra eğlenmenin –hatta televizyon izlemenin bile– akıl sağlığı için gerekli olduğuna karar veren Viktoria, bir yandan da üniversite sınavlarına ve belirsiz bir geleceğe hazırlanıyor: “İki şeyden korkuyorum: Rusların şehrimi bombalaması ve yurt dışına çıkmak zorunda kalmak. En kötüsü de sevdiklerini kaybetmek.”

Kısa bir süre ona çok uzun gelmiş: “Dünya ve genel olarak insanlar hakkında tamamen farklı bir vizyona sahibim artık. 26 günde birkaç yaş büyüdüğümü hissediyorum. Strese karşı daha dayanıklı, daha esnek oldum ve ekip çalışmalarında artık daha iyiyim. Koordinasyon ve hızlı problem çözme becerilerimi geliştirdim. Ve olumsuzluklara karşı daha dayanıklı hale geldim.”

Böyle bir tavır geliştirmek, onun iyimser olmasını sağlamış: “Bence ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Ukrayna eskisinden daha ilerici ve birbirine bağlı hale gelecek.”

Ve bu umut, o ve arkadaşlarının savaştan başka bir şey daha daha hakkına konuşmalarına olanak tanıyor: “Tüm bunlar sona erdiğinde ne yapacağımızın hayali.”

/ Kaynak: UNFPA /