Afganistan’da Hakları İçin Mücadele Veren Üç Kadın Lider

Taliban Afganistan’ı ele geçirdi, ancak ülkedeki muhalif güçler hala insan haklarını korumak için mücadele veriyor. Can güvenlikleri tehlikede olsa da Taliban’a karşı ses çıkaran, yılmadan mücadele veren üç kadın lideri yakından tanıyalım.

Taliban Afganistan’ı ele geçirdi, ancak ülkedeki muhalif güçler hala insan haklarını korumak için mücadele veriyor. Eski cumhurbaşkanı Eşref Gani de dahil olmak üzere birçok Afgan siyasi lider ülkeden kaçarken, birçok kadın politikacı Taliban’a direnmek için ülkede kaldı.

Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanlarından Zarifa Ghafari, 14 Ağustos’ta Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Canım vatanım, acı çektiğini, acı içinde olduğunu biliyorum. Seni inşa etmek isteyen gerçek evlatların, çok zor olsa da tüm cesaretiyle bu karanlık günleri arkada bırakman için çalışıyor.”

Ghafari gibi kadın bürokratlar, sadece ülkelerini ve vatandaşlarını kurtarmak için değil, aynı zamanda kadınların ve kız çocuklarının haklarını korumak için de hayatlarını ve özgürlüklerini riske atıyorlar. Taliban’ın 1996’dan 2001’e kadar Afganistan’ı yönettiği dönemde kadınlar ve kız çocukları eğitim, çalışma veya seyahat etme de dahil olmak üzere temel haklardan mahrum bırakılmıştı.

Taliban, kadın haklarına saygı göstereceğine söz verdi, ancak çoğu kişi buna şüpheyle yaklaşıyor. Afgan kadınların Taliban askerleriyle evlendirilmeye zorlandığı ve kırbaçlandığına dair haberleri şimdiden duymaya başladık. Herat’ta kadın milletvekillerinin evleri arandı, arabaları ellerinden alındı.

Can güvenlikleri tehlikede olsa da Taliban’a karşı ses çıkaran, yılmadan mücadele veren üç kadın lideri yakından tanıyalım.

Salima Mazari

Afganistan’daki üç kadın bölge valisinden biri olan Salima Mazari, 2019’dan beri Charkint bölgesini Taliban’dan korumak için yerel halkla birlikte mücadele veriyor.  Taliban’ın kontrolüne geçmeden önce, Mazari’nin yönettiği ilçenin yarısı zaten onların kontrolü altındaydı.

Mazari 6 Ağustos’ta AFP’ye verdiği demeçte, “Taliban tümüyle insan haklarını çiğneyen kişilerden oluşuyor” dedi.

İran’da mülteci olarak büyüyen Mazari, ülkesine hizmet etmek için Afganistan’a döndüğünü söyledi. Çiftçiler, çobanlar ve işçiler de dahil olmak üzere yaklaşık 600 yerli Mazari’nin direnişine katıldı.

Mazari, “Halkımızın silahı yoktu ama silah almak için ineklerini, koyunlarını ve hatta topraklarını sattılar” dedi. “Herhangi bir kredi veya maaş almadan her gün ve gece ön saflardalar.”

Ülke Taliban’ın kontrolüne geçmeden önce Mazari, iktidara geri dönerlerse böyle bir liderlik pozisyonunda bir kadına asla müsamaha göstermeyeceklerini söylemişti.

Mazari haklıydı. Taliban’ın bölgeyi ele geçirmesinin ardından göz altına alındı.

Mazari Cumartesi günü Associated Press’e verdiği röportajda “Kadınlara yer olmayacak” dedi. “Taliban’ın kontrol ettiği illerde artık kadın yok, şehirlerde bile. Hepsi evlerine hapsedilmiş durumda.”

Zarifa Ghafari

Afganistan’ın ilk kadın belediye başkanı aktivist Zarifa Ghafari, Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele almasının ardından hayatından endişe ettiğini söyledi.

Ghafari,“Oturdum ve gelmelerini bekliyorum. Ben ve ailem için yardım edecek kimse yok. Benim gibi insanların peşine düşecek ve beni öldürecekler. Ailemi bırakamam. Zaten nereye gidebilirim ki?” dedi.

Sadece üç hafta önce, Ghafari ülkenin geleceği hakkında umutlu olduğunu söylemişti.

“Gençler neler olup bittiğinin farkındalar. Sosyal medya kullanıyorlar. İletişim kuruyorlar. Haklarımız için savaşmaya devam edeceklerini düşünüyorum. Bence bu ülke için bir gelecek var” dedi.

Ghafari uzun süredir Afganistan’da kadın haklarını savunuyor, bir radyo programı hazırlıyor ve kadınları ekonomik olarak güçlendirmeye odaklanan bir organizasyonun da kurucusu. Birçok kez hayatına kastedildi ve geçen yılın sonlarında, babası Kabil’de suikaste kurban gitti. Suiskastın arkasında Taliban’ın olduğu ifade ediliyor.

Geçen yıl Uluslararası Cesur Kadınlar ödülüyle onurlandırıldığında, “Benim kuşağımın kadınları Taliban’ın iktidarda olduğu dönemi unutmadı ve biz her zaman gelecek için endişeliyiz” demişti.

Fawzia Koofi

Fawzia Koofi, bir yıl önce kız kardeşi Maryam ile birlikte kuzeydeki Parwan eyaletine yaptığı ziyaretten dönerken, Kabil yakınlarında kendisine suikast düzenlemeye çalışan silahlı kişiler tarafından kolundan vuruldu.

Koofi, geçen yıl Taliban ile barış görüşmelerinde Afgan hükümetini temsil eden birkaç kadından biriydi. Koofi aylar önce Foreign Policy’de, barış sürecinin “Afganistan’ın kadınlarına bağlı” olduğunu yazmıştı.

Bugün, ikinci meclis başkan yardımcısı olarak görev yapan ilk kadın olan Koofi, ateşkes çağrısı yapıyor. Reuters’e verdiği röportajda Koofi, “Afganistan’da hepimiz çok kaotik bir ortamda yaşıyoruz. Savaş nedeniyle kimse hesap vermiyor. İnsanlar hesabı sorulmayan cinayetlere kurban gidiyor – yargısız infazlar, mahkemesiz yargılamalar” dedi.

Kendisi ve diğer kadınların yaşamları tehdit altında olsa da insan hakları ihlallerine karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini söylüyor. 12 Ağustos’ta verdiği bir demeçte Koofi, yiyecek, giyecek, sıhhi bez ve sabun gibi ihtiyaçlar konusunda olabildiğince çok kadın ve kız çocuğuna yardım etmeyi planladığını söyledi.

“Kadınlar hala ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Tüm dünya gördü,  kadınlar medya aracılığıyla seslerini yükseltiyorlar. Kendilerine, topluluklarına neler olup bittiği hakkında konuşmaya çalışıyorlar” dedi.

/Kaynak: NPR/