Alevi kadınlar: Kültürümüzün yok olmasına izin vermeyeceğiz

Cemevlerinin ticarethane olarak değil ibadethane olarak kabul edilmesi ve zorunlu din dersinin kaldırılması yönünde çağrıda bulunan Alevi kadınlar, “Alevileri her konuda unutan iktidar vergi alırken hiç unutmuyor. Alevi kültürünün yok olmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

 

Aleviler inançlarını yaşarken birçok çeşitli engel ile karşılaşıyor. Tek din, tek dil, tek bayrak anlayışınsa sahip olan iktidar, Alevilerin inançlarını yaşatmasının önünde her geçen gün yeni bir engel oluşturuyor. İnançların, dillerin, kültürlerin yok olması için asimilasyon politikası yürüten iktidar zorunlu din eğitimi ile asimilasyonun ilk adımını atıyor. Aynı zamanda Alevilerin ibadethanesi olan cemevini ibadethane olarak kabul etmemesi iktidarın tekçi anlayışını tekrardan ortaya koyuyor. İktidarın tekçi anlayışına karşı Aleviler, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ve zamlanan faturalarının devlet tarafından ödenmesi için yargıya başvurdu.  Ancak yargıdan nasıl bir karar çıkacağı ise merak ediliyor.

 

‘Alevileri yok saymak istiyorlar’

 

Yıllardır Alevilerin yok sayılması ve ötekileştirilmesi ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Sibel Kiraz, var olmak için yıllardır bedel ödediklerini ve ödemeye de devam ettiklerini belirtti. Sibel,  “Bu ötekileştirmeyi yıkmak ve zorunlu din dersinin kaldırılmasını istiyoruz. Onların inançlarına boyun eğmediğimiz kendi inancımıza sahip çıktığımız, onlara karşı çıktığımız için bizi yok saymak istiyorlar.  Seçim zamanları Alevilere vaatler sunuluyor ama devamı gelmiyor. Cemevlerinin ticarethane değil ibadethane olduğunu kabul etmelerini istiyoruz. Cemevlerinin faturalarının devlet tarafından ödenmesi için mahkemeye başvurduk ama olumlu karar vereceğini düşünmüyorum” dedi.

 

‘Alevi kültürünün yok olmasına izin vermeyeceğiz’

 

İktidarın sadece kendi istekleri doğrultusunda hareket ettiğini bundan dolayı Alevilerin taleplerini göz ardı ettiğini belirten Sibel, “Benim çocuklarım da zorunlu din eğitimi aldı. Ama aile olarak biz Alevilik kültürünü yaşattığımız için onlar bu zorunlu eğitime karşı çıktı. Onun gibi zorunlu din eğitimine karşı çıkan arkadaşları okuldan atılma noktasına geldi. Yine bu zorunlu eğitime karşı çıkan öğrencilerin puanları düşürülüyor. Zorunlu derse karşıyız, istemiyoruz. Her zaman buna karşı çıkacağız. Ben Alevi inancı ve kültürü ile büyüyen bir insanım, çocuklarım da bunlarla büyüyecek, değişmeyecek. Alevi kültürünün yok olmasına izin vermeyeceğiz. Her ne olursa olsun bedeller ödesek bile vazgeçmeyeceğiz. Aleviler var biz varız” ifadelerini kullandı.

 

‘Derdimiz eşitlik’

 

Ülkede yaşayan herkesin eşit ve özgür olması gerektiğinin altını çizen Filiz Özdemir, toplanan vergilerin eşit şekilde dağıtılmasını istedi. Filiz, şöyle konuştu: “Cemevinin, caminin, kilisenin eşit olması gerekir. İnanç, eğitim, sağlık gibi her konuda insanlara eşit bütçe ayrılmalı. Sesimizi duyurmak istiyoruz. Bunlara karşı ne kadar tepki göstersek de devlet bizi dinlemiyor, duymuyor, görmüyor ama bunun böyle gitmeyeceğini buradan haykırmak istiyoruz. Söylem çok önemli. İnsanları ayrıştırıcı dil kullanılırsa insanlar her geçen gün birbirinden kopar ama insanları birleştirici bir dil kullanırsak insanlar ortak yaşamı öğrenecektir. Biz her zaman, barış, kardeşlik, adalet ve ortak yaşam için mücadele ediyoruz. Kimsenin inancına, görüşüne tepki göstermek değil, derdimiz eşitlik.”

 

‘Diyanetin kapatılması gerekiyor’

 

Tek din, tek dil, tek bayrak zihniyetinin yaşatılmaya çalışıldığına dikkat çeken Filiz, iktidarın başka bir inancı kabul etmemesinin gerçekliğe aykırı olduğunu söyledi. Filiz, “Burada tek din yok. Aleviler, Ermeniler, Süryaniler farklı inançlar var. Bunları görmeleri gerekiyor. Bu topraklarda farklı inançlar, kültürler yaşıyor. Bunu görmezsen hiçbir şeyi ortaklaştıramazsın. Bu ülkede hukuk var. Onun adaletine güveniyoruz diyemiyoruz. Onun için başvurumuzun da olumlu bir kararla sonuçlanacağını düşünmüyorum. Diyanetin kapatılması gerekiyor. Din dersleri niye Alevilerin de inançlarına göre verilmiyor. Din derslerini tercihe bağlı yapsınlar, dayatmanın, asimilasyonun bir anlamı yok. Onlar asimile etmeye çalışsa da herkes çocuğunu kendi kültürüne göre yetiştirecek. Tarihten bugüne gelmişiz ne Alevilik ne Kürtlük ne Sünnilik ne de Ermenilik bitmiş. Barışın olması için herkesin birbirine sahip çıkması gerekiyor” diye kaydetti.

 

‘Karanlık bir Türkiye yaratmak istiyorlar’

 

İktidarın cemevlerini ibadethane olarak kabul etmemesine değinen Aysel Öztürk, Alevileri her konuda unutan iktidarın vergi alırken hiç unutmadığına işaret etti. Aysel, “Aleviler Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş olarak kabul ediliyor. Bu durum bizi çok üzüyor. Cemevleri sonuçta ticarethane değil ibadethanedir. Bizi tanımıyorlarsa neden bizden vergi alıyorlar? Biz de onlara bu soruyu sormak istiyoruz. Karanlık bir Türkiye getirmeye çalışıyorlar. Eğer eşit yurttaşsak, bu topraklarda beraber yaşıyorsak herkese eşit olarak bütçe ayrılsın. Diyanete ayrılan bu bütçe çok fazla. Eğitimde zorlama olmaz, isteyen istediği dini, dili öğrenmeli ve yaşamalı. Biz Aleviler insanların dinlerine, dillerine, ırklarına saygı duyuyoruz. Sadece bize de saygı duyulmasını istiyoruz. Ne olursan ol gel diyen bir geleneğe sahibiz. Küçücük çocuklarımızın beynini yıkayarak nereye varacaklar. Okulda çocuklarımıza baskı uygulanıyor” diye konuştu.

 

/Jinnews/