Amerikadan şok karar: Kürtaj artık anayasal hak değil

ABD Yüksek Mahkemesi, ülke genelinde kürtaj hakkını anayasal olarak garanti altına alan 1973 tarihli “Roe-Wade kararını” iptal etti.

Reuters’in haberine göre, ABD’de aylardır tartışılan ve birçok kentte gösterilere neden olan kürtaj hakkı konusunda Yüksek Mahkeme kararını açıkladı. Yüksek Mahkemedeki 9 yargıçtan 6’sının oyu ile 1973 tarihli “Roe-Wade kararı” olarak bilinen ve ABD’de kürtajın anayasal bir hak olmasına temel teşkil eden karar iptal edildi.

Bu karar ile kürtaj anayasal bir hak olmaktan çıkarken bu konudaki kanunlar eyaletlerin kendi inisiyatiflerine bırakıldı.

Mahkemenin muhafazakâr yargıçlarından Samuel Alito tarafından kaleme alınan karar görüşünde “Roe-Wade kararının”, “açıkça yanlış” olduğu ve kaldırılması gerektiği savunuldu. 2006 yılında George W. Bush tarafından atanan Alito’nun görüşünde, Roe-Wade kararının “gerekçesinin son derece zayıf” ve “toplumsal anlamda zararlı sonuçları olduğu” ifade ediliyor. Söz konusu metinde ayrıca “Kürtaj hakkının ülke tarihinde ve geleneklerinde köklü bir yerinin olmadığı” değerlendirmesi de yer alıyor.

Karara hayır oyu veren üç liberal yargıç -Stephen Breyer, Sonia Sotomayor, Elena Kagan- yazdıkları ortak şerhte “Bugünün kararının bir sonucu kesin: kadın haklarının ve özgür ve eşit vatandaşlar olarak statülerinin kısıtlanması” yorumunda bulundular. Yargıçlar, bu karar sonrası “Döllenme anından itibaren bir kadının konuşmaya hakkı yok” dedi.

Trump döneminde neler oldu?

9 üyeli Yüksek Mahkemedeki 3 yargıcın liberal, 6 yargıcın ise muhafazakar eğilimlere sahip olduğu biliniyor. Anayasaya göre bu 9 yargıç ölene dek veya kendi istekleri doğrultusunda emekli olana kadar görevde kalıyor.

Yargıç seçilmek için ABD başkanı tarafından aday gösterilmek ve detaylı Senato sorgu süreçlerinin ardından Senato onayı almak yeterli. Bu seçim süreci nedeniyle yargıç atama tamamen politik. Yargıçlar mahkemeye, ABD halkını ikiye bölen; liberaller ve muhafazakarlar olarak ayıran kürtaj, eşcinsel evlilik, dini özgürlükler gibi konulardaki düşünceleri ve geçmiş tutumları doğrultusunda atanıyor.

Trump döneminde Senato ve başkanlık makamı dört sene boyunca Cumhuriyetçilerde olduğu için Trump en az 40 sene mahkemede görev yapacak oldukça genç ve çok muhafazakar üç yargıcı mahkemeye atadı, böylece önümüzdeki bütün Kongre ve başkanlık seçimlerini kaybetseler dahi Cumhuriyetçilerin ABD’yi Yüksek Mahkeme kararlarıyla yönetebilecekleri, Demokratların atadığı yargıçlar ve ılımlı muhafazakar yargıçlar aracılığıyla elde edilen birçok hak kazanımının tehlikeye gireceği bir döneme kapı aralanmış oldu

Karar daha önce basına sızmıştı

ABD Yüksek Mahkemesi’nin, kürtaj hakkını ulusal çapta garanti altına alan “Roe-Wade’e karşı” adlı kararın yanlış olduğunu savunduğu belgeler ortaya çıkarıldı. Politico’nun yayımladığı belgenin, yüksek mahkeme yargıcı Samuel Alito tarafından kaleme alındığı, çoğunluğun da aynı görüşü savunduğu görülüyor.

Roe v. Wade kararı nedir?

BBC Türkçe’nin aktardığı bilgilere göre 1969 yılında, 25 yaşındaki Norma McCorvey, “Jane Roe” takma ismiyle kürtajı suç kapsamına alan yasalara karşı Teksas eyaletinde dava açtı. Teksas kürtajı, eğer annenin hayatı tehlike altında değilse, yasak kapsamına alıyordu.

Dallas bölge savcısı Henry Wade, bu davada kürtaj karşıtı yasayı savunan taraftaydı. “Jane Roe” takma ismini kullanan McCorvey, üçüncü çocuğuna hamileydi ve bu çocuğun tecavüz sonucu olduğunu savunuyordu. Ancak davası reddedildi ve çocuğu doğurmak zorunda kaldı.

1973 yılında bu dava ve Georgia eyaletindeki bir başka kadının açtığı davalar, ABD Yüksek Mahkemesi’ne taşındı. Yüksek Mahkeme kararı, 7’ye karşı 2 ile kadınların lehine çıktı. Hakimler, kadınların hamileliklerini sonlandırma haklarının ABD Anayasası ile güvence altında olduğu sonucuna vardı.

Bu karar sayesinde, ABD’deki kadınların, ilk üç ayında hamileliklerini sonlandırma konusunda mutlak hakkı bulunuyor. İkinci üç aylık dönemde ise bazı eyalet sınırlamaları devreye girebiliyor. Son üç ayda ise eyaletler kürtajı, cenin anne karnı dışında hayatta kalabilecek büyüklüğe yaklaştığı için, sınırlayabiliyor ya da yasaklayabiliyor.

“Roe Wade’e karşı” ismiyle anılan kararla kadınlar, kendi hayatlarını tehdit eden bir durum olması durumunda, herhangi bir yasal sınırlama olmadan hamileliklerini sonlandırabiliyor.

 

/eka/