Zehra Aslan: Leyla’ya ağıt

 

“On bir kardeştik

Leyla gitti, on kaldık” demeyin

Sakın demeyin

Leyla

Damla damla

Hücre hücre

Tel tel

Kanımızda

Kalbimizde

Bedenimizde 

On birdik

Olduk on bir bin milyon şimdi

 

Leyla

Akşamdan sabah namazına

Sabahtan akşam namazına

Hep seninleyim

Hayaline sarılıyorum

Seninle yatıp seninle kalkıyorum

O lanet haziran gününden sonra

Ben sana iltica ettim

Senin mültecinim artık

Al beni gecelerine gündüzlerine

Güneşine gülüşüne

Saçlarının gölgesine

Bacım

Sana kurban olurum

Geçtiğin yollara

Başını koyduğun topraklara

Sırtını verdiğin dağlara

Ayağının değdiği taşlara

Vurup geçtiğin sulara

Elinin değdiği nergislere

Sümbüllere

Güllere

Serin dağ gecelerinde

O kara yılanın gelip uyuduğu

O kara, dalgalı saçlarına

Saçlarının her bir teline

Kurban olurum

Ciğer yaram

Yarım kalmışlığım

Delik deşik kalbimin ince sızısı bacım.

Allah,

Allah duysun sesimi

Tüm dualarım artık Leyla’yadır

Anamdan, babamdan önce ve artık bir tek o var

Leyla var

Gecemde de gündüzümde de

Niye bu kadar özeldi

Niye bu kadar güzeldi

Anlamakta güçlük çekiyorum

Ve ben niye bunu fark edemedim

Niye geç kaldım

Kendime kızıyorum

Zamanı geri alabilsem

Hep onun omzuna başımı koyup

Ona sımsıkı sarılıp

Kokusunu içime çekerdim doya doya

Bir daha nefesimi vermezdim.

 

Bu gece bacım bana misafir

Bu gece uzun

Bu gece hüzün

Bu gece göz yaşı

İçimdeki ateşe söz geçiremiyorum

Dokunsalar

Parçalanıp dağılacağım bu gece

Leyla

Sana bu arefe günü

Bahçemden güller derdim

O güzel yüzüne

O yaralı gülüşüne gelsin

Bugün bisen

Sana neler neler anlattım

Saatlerce konuştum seninle

Nasıl da hasret gideremedim

Ah

Sana koşup gelemediğim günlere hayıflandım

Kendime kızdım öfkelendim

Bana bir kez de olsa

O, su gibi akan narin sesinle

Anne sesinle seslenir misin

Akıp giden kelimelerinin ırmağında

Beni yıkar arındırır mısın

Bacım

Sensiz bir hayatı kabul etmiyorum

Kalbimiz kırık

Yüreğimiz yaralı bir kuş gibi

Beyhude çırpınıyor

Elbet hesabı sorulacak

Her şeyin bir zamanı var

Kırdıkları yerden kırılacaklar

Bizim yüreğimizi yakanların

 Hayatı cehennem olacak

İnanıyorum.

 

Leyla,

Seni düşününce geceleri

Hayaline sarılmışken

Bilmediğim sözler, kelimeler düşüyor kalbime

Şiir gibi işte

Elimde cam bir fanus var sanki

İçine de seni koymuşum

Hiç bırakmak istemiyorum

Sanki düşecek kırılacak gibi

Ödüm kopuyor

Kendimle gezdiriyorum.

 

Ah

Bacımın hikayesi

Masallardan bir masal

Çağlar ötesi  bir efsane

Süphan kadar onurlu, asil

Ağrı kadar cesur, yiğit

Van denizi kadar engin, derin

Siyabend’in Xece’si kadar zor

Munzur kadar saf, temiz

Murat kadar asi

Gülbahar kadar tutkulu

Mem’in Zin’i kadar aşık.

Her hikayeyi bacımla birleştiriyorum

Her birinde bacım var

Kıyamıyorum

Leyla’yı nereye koyayım

Nereye yerleştireyim

Nereye koysam

Hep bir boşluk kalıyor geriye

Hiçbir masal

Hiçbir efsane

Hiçbir mekan sığmıyor sana

Ah bacım….