Beritan Güneş: Meclis’te ayrımcılığa karşı çalışma yürüteceğim

Yeşiller Sol Parti Mardin milletvekili adayı Psikolog Beritan Güneş, Meclis’te ayrımcılığa karşı mücadele edeceğini söyledi.

Türkiye ve Kurdistan’da 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapılacak. HDP kapatılma riskine karşı Yeşiller Sol Parti ile seçime girecek.

Yeşiller Sol Parti Mêrdîn milletvekili adaylarından biri Psikolog Beritan Güneş. Mêrdîn Qoser (Kızıltepe) doğumlu olan Güneş, aslen Stêwrli (Savur). İlköğrenimini Amed’de tamamlayan Güneş, Mardin Öğretmen Lisesi’nden mezun olduktan sonra, psikoloji alanındaki lisans eğitimini Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde tamamladı.  Birçok sivil toplum kuruluşunda aktif çalışma yürütmüş olan 28 yaşındaki Beritan Güneş aynı zamanda parlamentonun en genç vekil adaylarından.

Yeşil Sol Parti’nin yüzde 45 ile parlamentoda en yüksek oranda kadın temsiliyetini sağlayan parti olduğunu belirten Güneş, “Mecliste cinsiyet ve etnisite temelli ayrıştırma başta olmak üzere genç bir Kürt kadını olarak ayrımcılığın tüm türlerine karşı aktif bir mücadele yürüteceğim” dedi.

DEPREMZEDELERİN HAYATINI KOLAYLAŞTIRACAK POLİTİKALAR ÜRETMELİYİZ

Mêrdîn’in farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşayabildiği örnek kentlerden biri olduğunu vurgulayan Güneş, şehrin devlet eliyle dönem dönem özel savaş politikaların hedefi haline getirilmeye çalışıldığını, doksanlarda verdiği büyük göçe rağmen bir direniş şehri olarak kaldığını ifade etti.

Güneş, 6 Şubat depremleri sonrasında şehrin değişen demografik yapısına ve şehirdeki depremzedelerin durumuna dair ise şunları söyledi: “Mardin deprem bölgesine hem yakın, hem de masif zemin üzerinde kurulmuş olmasından kaynaklı yıkıcı etki hattından uzak bir şehir. Depremden bu yana Mardin’e resmi rakamlara göre 30 bin, tahminlerinize göre 45 bin kişinin göç ettiği biliniyor. Geçici olarak gelenlerin bir kısmı geri dönmeye başlasa da hala şehirde 25-30 bin depremzedenin bulunduğunu tahmin ediyoruz. Bu insanlar öncelikli olarak depremin derinleştirdiği yoksullukla birlikte hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Onların bu şehirde kaldıkları sürece hayatlarını kolaylaştıracak politikalar üretmek gerekiyor.”

ANADİL BARİYERİNDEN TRAVMA AÇIĞA ÇIKARTILAMIYOR

Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi (DER-MEZ) üyesi olan Beritan Güneş, psikososyal desteği ana dilde verebilmenin gerekliliğini deprem sürecinde bir kez daha gördüklerini ancak Türkiye’de birçok farklı etnistenin bir arada yaşamasına rağmen bu hizmeti alamadıklarını belirterek, “Birey travma anlatırken, kendinden, yaşadıklarından bahsederken duygularından bahseder ve insan annesinden hangi dili duyduysa, çocukluğunda etrafında hangi dil konuşulduysa duygu dili odur. Gördük ki insanlar kendini ana dili olmayan ikinci bir dille ifade etmeye çalışırken oradaki duygusunu, oradaki anısını, travmasını tam olarak açığa çıkartamayabiliyor.

Sağlıklı bir terapi süreci yürütülmüyor. Dil bariyerinden kaynaklı insanlar kendilerini ifade edemiyor. Depremin olduğu ilk gün DER-MEZ olarak çağrı yaptık. Sahadaki etnisteyi göz önünde bulundurarak Kürtçe, Arapça ve Türkçe psikososyal destek birimleri oluşturmaya çalıştık. Bireyin ana dilinde terapi alabilmesi için ona alan yaratılması gerekiyor. Türkiye’de devletten ana dilde terapi hizmeti alamıyor insanlar” diye konuştu.

TRAVMA KİMLİKLE İLGİLİDİR, KİMLİK TRAVMAYA DÖNÜŞÜR

Kürtler özelinde travmanın tarihsel ve toplumsal boyutuna dikkat çeken Güneş, travmanın politik kimlikle doğrudan ilişkisine dair şunları söyledi: “Psikologlar hiçbir şekilde din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın eşit mesafede durulacağını, danışan ile arasında geçen diyaloğu kimse ile paylaşmayacağını beyan ederler. Buna rağmen bizim insanımız kendinden olmayana travmasını anlatırken güvende hissetmeyebiliyor, kriminalize edilmekten çekiniyor. Çünkü travmada toplumsallık söz konusudur. Kürtlerin kendilerine has travmaları vardır. Travma kimlikle ilgilidir, kimlik travmaya dönüşmüştür. Travma politiktir. Ayrıca Kürtler için de ikinci dildir Türkçe. Duygu dilleri değildir. Dolayısıyla terapi gibi duygu durumu anlatımına dayalı bir sürecin ana dilde yürütülmesinin imkanını sağlamak çok önemlidir.”

Mesleki çalışmalarını şimdiye kadar sivil toplum örgütleri içerisinde yürüttüğünü ifade eden Güneş, temel çalışma alanı olan ‘Cinsiyet ve etnisite temelli ayrımcılık’ konusunda mecliste Yeşil Sol Parti çatısı altında çalışma yapmak istediğini söyledi.

Bunu her türlü ayrımcılık noktasında belirtiyorum. Cinsiyet ve etnisite temelli ayrıştırma esas çalışma noktam oldu. Bunlar mecliste de YSP içerisinde çalışmaya devam etmek istediğim alanlardır. Öncelikli konum ise depremzede çocuklardır. Akıbeti belli olmayan çocuklar, kaybolan çocuklar ve refakatsiz çocuklar için çocuk koruma kapsamında alınacak tedbirlerin ve bu çocuklar için neler yapılacağının, gelecekleri için neler planlandığının mecliste takipçisi olacağım.”

/ANF/