Çatışmayla Yüzleşmek: Ukraynalı kadınların sesleri

Gazeteci Filiz Pehlivan, Ukrayna’da barış için savaşan aktivist kadınların düzenlediği çevrimiçi etkinliğe ilişkin gözlemlerini yazdı. Ülkedeki kadının durumuna odaklanan yazısında, Ukraynalı kadınların dünyadaki kadın örgütlerine yaptığı çağrıyı aktarıyor: “Dünya Ukrayna’dan vazgeçerse, sonuçları korkunç olur!”

Pehlivan’ın yazısından öne çıkanlar şöyle:

Çeşitli kademelerde görev yapan kadın liderlerin ve özellikle Rusya’nın baskısının hissedildiği doğu bölgesinde savaşan aktivist kadınların seslerini duyma fırsatı bulduğum online bir etkinliğe katıldım.

Ukrayna’nın ABD Büyükelçisi Oksana Markarova ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, barışçıl tüm toplulukları Rusya’ya baskı yapmaya ve desteklemeye çağırdı ve seslerinin duyulmasını istedi. Ukraynalı kadınlar, Rus lider Vladimir Putin’in Ukrayna’nın üç tarafında yaklaşık 130.000 Rus askeriyle oluşturduğu tehdidin, Ukrayna’nın demokrasiye olan bağlılığını ve Avrupa’ya entegre olma arzusunu hedef aldığına inanıyor.

Katılımcılar, bugünlerde dünyanın gözünün Ukrayna’ya çevrilmesine rağmen 2014’ten bu yana bedelinin ödüyor olduğuna dikkat çektiler: 8 yıldır devam eden bu saldırganlıkta, 13 binden fazla can kaybedildi ve yaklaşık 2 milyon Ukraynalı ülke içinde yerinden edildi. Ukrayna halkını istikrarsızlaştırmak ve demoralize etmek için sürekli olarak yıpratma ve dezenformasyon kampanyalarına ve siber saldırılara maruz kaldıklarından şikayet ediyorlar.

Ancak Ukrayna’nın güçlü bir sivil toplumu var. Sivil toplum kuruluşları da Batı ile demokratik entegrasyonu hedefleyen reform süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Kadın örgütleri sivil toplum mücadelesinin ön saflarında yer alıyor, liderleri barış için çabalıyor. Ukrayna, kadınların barış ve güvenlikteki rolüne odaklanan bir ulusal eylem planına sahiptir. Çatışmanın kadınlar ve erkekler üzerindeki farklı etkilerini kabul eder ve buna yönelik politikalar geliştirilir.

Ukraynalı kadın örgütü temsilcilerine göre çözüm, Rusya’nın işgal ettiği toprakları geri almak için ittifaklar kurmak, ülke genelinde barışı tesis etmek ve Rusya’nın tehditlerine karşı durmak. Bir katılımcı, “Bağımsızlık mücadelesi sadece Ukrayna ile ilgili değil” diyor ve bu, ülke sınırları içinde her insanın kendini güvende hissetmesi için bir sınav.

Ukraynalı kadınların tanıklığı

Luhansk bölgesinden Hanna Saitarli, yaklaşık 8 yıl önce ailesinin Rus işgali nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmasından sonra insan hakları aktivisti olarak çalışmaya başladı. “Hayatı güvenli ve dış tehditlere karşı dirençli hale getirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” diyor.

Savaşla çevrili Donetsk bölgesindeki Kramatorsk’tan Lilia Kislitsina, “Farklı diller konuştuk, farklı şarkılar söyledik, Roman, Yunan, Ukraynalı ve Rus kadınlar olarak birlikte yaşadık” diyor. “Dilimiz, kültürümüz veya geleneklerimiz yüzünden kimse bize zulmetmedi. 2014 yılında Donetsk’te başlayan olaylar, Rusya’nın Donetsk’te iç savaş var, biz barışı getireceğiz diyerek buraya getirdiği bir projedir. Biz yaşamak istiyoruz. Bugün Donetsk bölgesinin kadınları zor durumda.”

Harkov bölgesinden Yarina Chahovets, Rusya’nın 2014 yılında hiçbir sorun yokken Rusça konuşan insanları kurtarmak gerektiğine karar vermesinin ardından birçok kadının vatanlarını savunmak için Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne katıldığını ve bazılarının gönüllü olduğunu söylüyor.

Kadın örgütlerine destek çağrısı

Tüm katılımcıların üzerinde anlaştığı nokta, Rusya’ya yönelik uluslararası baskının devam etmesi gerektiğiydi. 2014’te Kırım’ın işgali ve ilhakında görüldüğü gibi Rusya başka toprakları işgal ederse, kadınların tek yolunun kaçmak olduğunu görüyorlar. Bu nedenle Ukrayna’daki kadın örgütleri tüm ülkelerdeki kadın örgütlerine dayanışma ve destek çağrısında bulunuyorlar. Dünya Ukrayna’dan vazgeçerse, sonuçların korkunç olacağını düşünüyorlar.

 

/eka/