Cennet çiçeği bacım…

Melek bacım ben seni o kadar çook özledim ki bu özlemim sana kavuşuncaya kadar bitmez. Can bacım, uğur böceğim, Rabbim seni verirken bize bir melek diye vermiş ve ne yazık ki canım meleğim seninle çok uzun yaşamadık… sen gittin…oysa biz, bir gün seninle yeniden kavuşacağımızı hayal ediyorduk… ama maalesef, kavuşamadık…sen gittin, biz kaldık acı içinde…

Bu lanet olası dünyada zalimler seni bizden ayırdı. İnşallah bir gün onların da ciğeri bizim gibi yanar. Davacıyım ben de onlardan; hem bu dünyada hem de ahirette.

Allah’ım seni melek diye gönderdi yeryüzüne ve sana bir görev verdi. Sen de görevini seve seve yaptın, büyük bi sevgiyle bağlandın, başardın hem Allah katında hem de içinde olduğun sevgili halkının katında alnın ak, başın dik çıktın ve görevini gururla yaptın.

Ben sende kimsenin görmediğini görüyordum canım melek bacım. Gittiğin her yere nur saçardın, ayağını bastığın her yere uğur saçardın.

Uğur böceğimdin benim ve ben uğurumu kaybettim.

Aslında sen cennet kadınıydın ve görevini tamamladın cennete gittin. Senin gibi cennet hatunu arkadaşlarına kavuştun. Bizim de vaktimiz gelince biz de sana kavuşacağız inşallah. Sen ölmedin hep yaşayacaksın; Aslan ailesinin kalbinde ve seni sevenlerin gönlünde hep var olacaksın.

Leyla’lar ölmez biliyor musun? Şimdi yeni doğum yapmış anneler kızlarına Leyla ismini veriyorlar. Leyla… bu da beni çok mutlu ediyor…Cennet çiçeğim benim melek bacım ne zaman seni çok ansam etrafımı müthiş bir koku sarıyor. Biliyorum ki sensin cennet çiçeği kokuyorsun.

Bu kokuyu dünyada bir daha almadım; sensin cennet çiçeğim benim…

Hep seni düşünüyor, birlikte geçirdiğimiz o güzel günleri yad ediyorum. Dün gibi hatırlıyorum; sen dağa gittikten tam sekiz sene sonra aramıştın beni. O gün evin telefonu bir başka çalmış, bir müjde verir gibi her yeri çınlatmıştı. Koştum telefonu açtım ve ‘ben Leyla’ dedin. Sevinçten öyle bir çığlık attım ki anlatamam…

Sevinçten uzun uzun ağladım, bir süre konuşamadım.

O gün dünyalar benim oldu. Seni sekiz yıldır her gün özlüyor, düşünüyor, senin için endişe ediyorduk. Sonra beni çağırdın ve ben senin olduğun ülkeye, sana geldim.

Sekiz seneden sonra senle buluşmamızın heyacanı dorukta idi, günlerce yerimde duramamıştım ve işte o gün ben sana ne kadar uzun sarıldım, ne kadar çok öptüm kokladım ve ne çok kadar ağladım…

Birkaç gün beraber geçirdik ve sonra sen bir sabah tarağı elime verdin, arkanı döndün ve ‘saçlarımı tara’ dedin.

‘Tara ve ör…’’

Ah Leyla; taradım senin o her bir teline kurban olduğum saçlarını. Taradım ve ördüm. Sonra sen tarakta biriken saçlarını aldın, benim avuçlarıma bıraktın:

‘’Sakla hatıram olsun’’ dedin…

O zaman çok şaşırmıştım benin cennet çiçeği bacım ve pek bir şey anlamamıştım. Sonra veda etme zamanı geldi ve ben ağladım ama sen bırakmadın, bastırdın.

Sonradan duydum ki biz gittikten sonra sen de ardımızdan ağlamış, inci gibi gözyaşları dökmüşsün…

Yeniden kavuşacağız, yine görüşeceğiz bacım, bu dünyada olmadı ama öte dünyada yine seninle olacağız…

Mekanın cennet olsun, nurlar içinde uyu, nurlu bacım, melek bacım.

Sen bizimle yaşayacaksın, biz seninle yaşayacağız nur yüzlü can bacım Leyla..💐

Ablan…