Cumartesi Anneleri: Ayşenur Şimşek’in faili devlet; biliyoruz

Ankara’da kaybedilen Ayşenur Şimşek’in 27 yıldır sonuç alınmayan dosyasına dikkat çeken Cumartesi Anneleri, failin devlet olduğuna işaret ederek, “İnkar ve cezasızlık politikalarına son verin” dedi.

Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bu haftaki basın açıklamalarını da pandemi koşulları nedeniyle online gerçekleştirdi.

Jinnews’in haberine göre bu haftaki basın açıklamasında 12 Nisan 1995 yılında işkence edilmiş cenazesine Ankara Gölbaşı Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşılan eczacı Ayşenur Şener’in akıbeti soruldu.

 ‘Emri verenleri biliyoruz’

 Açıklamada ilk olarak Ayşenur’un kardeşi Fatma Şimşek konuştu. Fatma, ablasının bir devrimci olduğunu belirterek, Ayşenur’un yaşadığı toplum içinde yaşanan adaletsizliklere duyarsız kalmadığının altını çizdi. Fatma, “Daha güzel daha adaletli, tüm gelir ve kaynakların eşit paylaşıldığı, insanların özgürce yaşadığı ülke kurmak için benim de yapabileceklerim var demişti. Halkın can ve mal güvenliklerini sağlamakla görevli olan devlet, Ayşenur’u bu güzel düşüncelerinden ve bu amaç uğruna verdiği emek ve mücadelesi yüzünden katletti. Onu katletmekle kalmadı biz onu yoğun bir şekilde ararken, onu kimi kimsesi yok sayarak kimsesizler mezarlığına defnedildi. Kardeşlerimizin, babalarımızın, çocuklarımızın katillerini tanıyoruz. Onları devlet millet adına katledenleri ve katletme emrini verenleri biliyoruz. Asıl devletten mi bekliyoruz bu katliamcı çetecilerini yargılamasını. Evlatlarımızı kaybeden, katleden ve ölüm listeleri oluşturan devletin kendisi değil mi?” şeklinde konuştu.

 Katliam faillerinin yargı tarafından aklandığını vurgulayan Fatma, halkın çetecileri mahkum edeceğini ve tarihe geçireceğini söyledi. “Sizler kirli isimleriniz ve kirli yaşamlarınızla tarihin çöplüğünde yok olup gideceksiniz” diyen Fatma, aileler olarak failler yargılanana ve adalet gelene kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.

 ‘Israrımız sürüyor’

 Daha sonra 879’uncu hafta basın açıklamasını Ayşenur ile aynı ismi taşıyan yeğeni Ayşenur Demirok okudu. Ailelerin ve toplumun gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini bilme hakkı doğrultusunda, kamuoyu yaratma ısrarlarını sürdürdüklerini ifade eden Ayşenur, “879 haftadır ısrarla tekrarlıyoruz: Toplumu ayakta tutacak olan ortak adalet duygusunun sağlanabilmesi ancak herkesin hukuk düzeni içinde özgürce var olabildiği, taleplerini özgürce gündeme getirdiği bir Türkiye ile mümkündür. Toplumun sorunlarını demokratik yöntemlerle çözmek yerine ‘rejim krizine’ dönüştüren çözümsüzlük ikliminde; adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi talebimizde ısrar ediyoruz” dedi.

 24 Ocak 1995’te Ayşenur ile bağlantı kesildi

27 yıldır çözümsüz bırakılan Ayşenur Şimşek’in dosyasını hatırlattıklarını söyleyen Ayşenur, teyzesine dair şu bilgileri verdi: “27 yaşındaki Ayşenur Şimşek Ankara’da yaşıyordu. 1990 yılında Hacettepe Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra eczacı olarak çalışmaya başladı. 1991 yılından itibaren de sağlık emekçilerinin örgütlenmesi çalışmalarının içinde yer aldı ve Sağlık -Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu. Yürüttüğü çalışmalar sırasında iki kez gözaltına alındı, ağır işkence gördü. Ailesini defalarca telefonla arayan kişiler ‘Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur’ diye tehdit etti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Ayşenur Şimşek’in karakola çağrılan babasına ‘kızınız teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmaz’ denildi. Bu yüzden eve gelemeyen Ayşenur, ailesi ile düzenli olarak haberleşmeyi sürdürdü. 24 Ocak 1995 tarihinden sonra Ayşenur ile bağlantı kesildi.”

 Failler 27 yıldır korunuyor

 Bunun üzerine emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvuran aileye “Kızınız gözaltına alınmamıştır” denildiğini belirten Ayşenur, tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile, 21 Mart 1995 tarihinde yaptıkları basın açıklaması ile arama kampanyası başlattıklarını duyurduğu kaydetti. Ayşenur, “Kampanya devam ederken Milliyet Gazetesi’nde bir haber yayınlandı. Kırıkkale Yolu üzerinde bulunan genç bir kadının cansız bedeninden söz eden bu haber üzerine Ayşenur’un izine ulaşıldı. 79 gün boyunca devletin ilgili tüm kurumlarına başvurmasına rağmen sonuç alamayan aile, kızlarının üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini öğrendi. Bu güne kadar Ayşenur Şimşek’in gözaltında kaybedilmesi ve işkenceyle öldürülmesi ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bu insanlığa karşı suçun failleri 27 yıldır cezasızlık zırhıyla korundu” diye belirtti.

 ‘Vazgeçmeyeceğiz’

 İktidara ve yargı makamlarına seslenen Ayşenur, “İnkar ve cezasızlık politikalarına son verin. Ayşenur Şimşek’in kimler tarafından, kimlerin aldığı kararlar kapsamında, nasıl kaybedildiğini, nasıl katledildiğini öğrenmeye hakkımız var. Bu insanlığa karşı suçun tüm fail ve sorumlularını açığa çıkarma ve cezalandırma görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin Ayşenur Şimşek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 180  haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.