Kelimelerin ‘kırsal’ anlamları

Mutluluk

Hayat denilen deryada bir damla olmayı başarmaktır. Hayatı direnişin görkemi ile karşılamaktır. Kendini aşma gücü ve kararlılığıdır. Hayatı bu akışla sarabilmek, idrak edebilmesi ve her gün insanın kendisinde bir yeniliği üretmesidir. Yeniyi keşfetmenin gücü ile yola düşmek, engellere rağmen yol alabilmektir. 

Ve mutluluk, bir çiçeğin açılışındaki o muhteşem devinimi hissetmektir. bilmektir. Mutluluk, çiçek gibi açılmanın,  bahar gibi yenilenmenin ve mevsimler gibi farklılıklarla büyümenin eylemidir.

İyilik

İyi olmadan iyileştiremeyeceğine göre iyilik ilk başta güç olabilmektir. İyilik adına güç olabilmenin bedelini göze alan ise erdemli insandır, seçkindir, bilgedir.

Ahlak

Ahlak her çağın öğretmenidir. Her çağda ben kimim dedikten sonra sen kimsin diyebilmek, karşındaki kendin gibi görebilmektir.

Ana tanrıça kültürünün temeli olan ahlak yaşamın özgür ve demokratik gelişimine yol açmıştır. Yaşamı bu temelde özgürleştirmiş ve güzelleştirmiştir. İnsanlar binlerce yıl boyunca ahlakın görkemli güzelliği ve gücü ile yaşadılar. Her şey ortak bir yaşam için, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için ilkesi temel yaşam ilkesidir. Yaşam komünal değerler etrafında dönüp durmaktadır. Her şeyde sevinç, mutluluk vardır…

Aşk

İçimdeki hem uzaklık hem de yakınlıktır. Aşk yürüdükçe uzayıp giden bir yoldur. Sen ne kadar yakınlaşmak istersen o, o kadar uzaklaşır. Yalnızca bir aşk yolcusu bu yolda kararlı yürüyebilir, emek verir, özveri gösterir.  Aşk aynı zamanda cesarettir. Aşk yalnızlığa katlanabilmektir. Aşk bir denklemdir ve çözmek için bilinç gereklidir.

Ve aşk her şeyden önce kendinin ve zamanın ötesini geçebilmektir. Tüm sınırlara meydan okumak, engelleri yok saymaktır…

Kötülük

Güçsüz, zayıf, çaresiz ve iradesizdir. Kötülük her zaman iradesiz, güçsüz, acınası insanlarda daha fazla varlık kazanmıştır. Bilmenin, sevginin gücünden yoksun insanlarda… Kapris, kompleks, iktidarcılık, dedikodu bağımlısı tiplerde. Örnekleri daha çoğaltabiliriz tüm bunlar insanın kendini ve hayatı idrak etmemesinden kaynaklıdır. Kötülük bir tanrı vergisi değil, sistem ve zihniyet vergisidir.

İnsanlar anne karnında doğduklarında iyi ya da kötü olarak doğmazlar. Her ikisi de toplumsal gelişim sürecinde edinilen özellikler ile olur. Her insanda hem iyilik hem de kötülük vardır. Önemli olan ikisi arasındaki ilişki ve çelişkiyi doğru okuyabilmektir.

Barış

En çok konuşulan en az ulaşılandır.  Sürekli dillendirilse ve özlense de aynı zamanda en uzak olandır. Barış savaşın orta yerinde durup elini karşı tarafa uzatmaktır. Barış kardeşliğe, sevgiye, dostluğa, huzura, birliğe ihtiyacı olanların eylemi, egemenlerin ise sinsi tuzağıdır.

Barışa inanmadan barış eylemcisi olunmaz. Barış laflar üzerinde değil, eylem üzerinde yeşerir. Laflarla gelen barış yine laflarla gider ama eylemle gelen barış süreklileşerek kalıcılaşır.

Barış tüm ön yargıları, güvensizlikleri, kaygıları ancak bu şekilde bertaraf eder. Diğeri laf-ı güzaftır. Barışı kan fideliğinde boğmadan, onun asıl yeşereceği yeşil alanlara kavuşturmak gerekir.

Korku

Çeşit çeşit korkularımız vardır. Kimimiz yılandan, kimimiz akrepten, kimimiz karanlıktan, kimimiz büyüklerden, kimimiz sevilmemekten, kimimiz büyümekten, kimimiz küçülmekten, kimimiz Tanrı’dan, kimimiz aç kalmaktan, kimimiz uçmaktan, kimimiz yüzmekten korkarız.

Korkularımız var ve oldukça çeşitlidir. Ancak ne biçimde olursa olsun korkular insanı güçsüzleştirir, iradesizleştirir. Korku Tanrı’ların aslında Tanrı’yı icat eden insanların icadıdır. Korku bu neden egemenlerin kendi iktidarlarını meşrulaştırma en temel yaklaşımlarından biridir.

Korkunun ilk icat edildiği Sümer tapınağından bu güne değin KORKU hep üretildi. Ve bir korku imparatorluğu yaratıldı. Şimdi bu imparatorluk beynimize, yüreklerimize ve bedenlerimize hükmediyor.

Bunu yenebilmek için her insanın kendi korkuları ile yüzleşmesi gerekiyor. En büyük korkaklık aslında düşünsel anlanda yaşanıyor. Bu aşılmadıkça tüm korkularımızın esiri olmaya devam edeceğiz. Bildiğimiz, anladığımız, tanıdığımız ve anlamlandırdığımız oranda bu dünya korkulacak hiçbir şey yoktur.

Sadece mücadele edilmesi gereken gerçeklikler vardır. Bu nedenle hepimiz açısından kaçınılmaz olan korkularımızla yüzleşme cesaretini ve gücünü göstermektir…