Dünyanın en genç kadın lideriydi: Jacinda Ardern istifasını duyurdu

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern şubat ayında görevinden ayrılacağını ve bu yılki genel seçimlerde yarışmayacağını açıkladı. 2017’de ‘dünyanın en genç başbakanı’ olarak 37 yaşında iktidara gelen Ardern, görevi sürdürmek için yeterli enerjisinin kalmadığını ifade etti.

“Umarım Yeni Zelandalılara nazik ama güçlü, empatik ama kararlı, iyimser ama dikkatli ve ne zaman gitmesi gerektiğini bilen bir lider olabileceklerine inanmalarına vesile olurum.”

Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, şubat ayında görevinden ayrılacağını ve bu yılki genel seçimlerde yarışmayacağını açıkladı. 42 yaşındaki lider, “Artık bu işin hakkını verecek kadar yeterli olmadığımı biliyorum. Devam edersem ülkeye zarar veririm” dedi.

Ardern, 2017’de ‘dünyanın en genç başbakanı’ olarak 37 yaşında iktidara gelmiş; altı haftalık doğum iznini kullanarak Pakistan’ın eski başbakanı Butto’nun ardından görevdeyken doğum yapan ikinci başbakan olmuştu.
Parasız eğitim, kürtaj yasağının ve çocuk yoksulluğunun yok edilmesi gibi konularda mücadele veren Ardern kendisini ‘sosyal demokrat ve ilerici’ olarak tanımlıyor.

Ardern, 2019 yılında 51 kişinin ölümüne neden olan Christchurch cami saldırılarının ardından sergilediği birleştirici tutum ve Covid-19 politikalarıyla ülkede ve dünyada büyük takdir toplamıştı.

Ardern, altı yıldır zorlu bir görev sürdürdüğünü ve başbakanlık görevini 7 Şubat’ta bırakacağını açıkladı. Ardern, Yeni Zelanda’da 14 Ekim’de ülkede düzenlenecek genel seçimlerde yarışmayacak ve İşçi Partisi’nin liderliğinden de ayrılacak. Seçimlere kadar ülkeyi yönetecek başbakanı belirlemek için de İşçi Partisi’nde bir oylama yapılacak.

“Yeni Zelanda’ya zarar vermiş olurum”

Yaz tatili boyunca düşündüğünü ve atacağı adımları kararlaştırmaya çalıştığını belirten Ardern, konuşması sırasında gözyaşlarını zor tuttu. Ardern, başbakan olarak çok zor bir beş buçuk yıl geçirdiğini, kendisinin de bir insan olduğunu ve görevi sürdürmek için “yeterli yakıtının kalmadığını” söyledi.

Mesleğin gerekliliklerinin farkında olduğunu fakat devam etmesi halinde Yeni Zelanda’ya zarar verebileceğini belirten Ardern, “Ülkenize barış zamanında liderlik etmek bir şey, kriz sırasında onlara liderlik etmek başka bir şey. Artık bu işin hakkını verecek kadar yeterli değilim” diye konuştu.

“Umarım Yeni Zelandalılara nazik ama güçlü, empatik ama kararlı, iyimser ama dikkatli ve ne zaman gitmesi gerektiğini bilen, kendi istediğiniz şekilde bir lider olabileceklerine inanmalarına vesile olurum.
Görevi bırakıyorum, çünkü böylesine ayrıcalıklı bir rol, sorumluluk, ne zaman liderlik etmek için doğru kişi olduğunuzu ve ne zaman olmadığınızı bilme sorumluluğunu da beraberinde getiriyor.”

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, Twitter’dan bir paylaşım yaptı ve istifa kararını açıklayan Ardern’e destek verdi: “Jacinda Ardern dünyaya akıl ve güçle nasıl liderlik edileceğini gösterdi.”

Ardern’in görevi bırakacağını açıklaması Avrupa basınında da geniş yer buldu.

Hollanda’nın De Volkskrant gazetesi, “herkesin başarısızlık konusunda bu kadar açık yürekli olamayacağını” yazdı. “Ardern, sosyo ekonomik bakımdan ülkesine pek bir katkıda bulunamamışken ve İşçi Partisi darmadağın bir haldeyken istifa ediyor. Belli ki elinden başka bir şey gelmedi. Siyasetçilerin çok uzun süreler koltuklarına yapışık kalma eğiliminde olduğu ve halkla bağlarını çoktan yitirdiği bir dünyada, bunu kabullenmesi cesur ve mutluluk veren bir davranış.”

 

/esitlik-adalet-kadin/