Foza Yusif: Rojava Devrimi kadına ve topluma dayanan güçlü bir demokrasi projesidir

PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusif, Suriye’deki krizin, ne Astana, ne Cenevre ne de Tahran’da çözüleceğini, ancak Suriye’de çözülebileceğini söyledi.

PYD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusif, 19 Temmuz Devrimi’nin, Kuzey-Doğu Suriye halkları için birçok noktada milat olduğunu belirterek, tüm Suriye’nin devrimi yapmaya çalıştıklarını belirtti.

Foza Yusif, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin yıl dönümü vesilesiyle ANF’nin sorularını yanıtladı.

Rojava Devrimi 10 yılı geride bıraktı. Bu süre zarfında neler değişti?

Devrimin 11. yılına giriyoruz. Bu 10 yıl beraberinde Kuzey ve Doğu Suriye halkları için her açıdan (toplumsal, demokrasi, dil ve özgürlükler noktasında) milat oldu. Halkların baharı, Kuzey-Doğu Suriye’de 19 Temmuz Devrimi’yle gerçekleşti. İşgalci egemen anti demokratik güçler bundan çok rahatsız oldu ve bu projeye düşmanlık yapıyor. Bu, 21. yüzyıl projesidir. Demokratikleşmenin en güçlü projesidir. Topluma ve kadınlara dayanıyor. Faşist ırkçı, değişim ve dönüşüm olmasını istemeyen güçler, bunu kendileri için tehdit görüyor.

Devrimin başından bu yana büyük mücadele veriliyor. Devrime karşı çok yoğun saldırılar oldu. Şimdiye kadar da büyük direniş var. 19 Temmuz Devrimi’nin kalıcılaştırılmasına ilişkin Kuzey ve Doğu Suriye halkları her alanda mücadele ediyor. Şimdiye kadar şüphesiz çok zorluk yaşadık ama bölge halkı tüm bileşenleriyle Demokratik Ulus ve Özerk Yönetim esasıyla yaşamını sürdürüyor. Bu esasta sistemin ve kazanımların kalıcılaştırılması için büyük mücadele yürütülüyor.

Devrime dönük saldırılar hangi aşamada?

Kuzey-Doğu Suriye, şimdiye kadar anayasa komitesi dışında tutularak birçok açıdan savaş yürütüldü. Devrimin imhası için birçok güç örgütlendirildi. Bugün de büyük bir tehditle karşı karşıyayız. Bize karşı büyük savaş yürütülüyor. Günlük olarak şehitler, yaralılar veriyoruz, bedel ödüyoruz. Şüphesiz nedenlerini biliyoruz. Bugün 19 Temmuz Devrimi’yle Ortadoğu’da çözüm için bir alternatif oluşturuluyor. 19 Temmuz Devrimi, bölge halkı için yeni bir sistemi, yeni bir yaşamı ortaya çıkardı. Bu sistem, tüm halklar için büyük çıkış ve umut oldu. Bunun gelişmesini istemiyorlar. Bu devrim ve kalıcılaştırılması diğer halkları da etkiliyor. Bu devrimde tüm toplumsal sorunlar için çözüm var.

Bugün Türk devleti öncülüğünde saldırı tehdidi var. Zaten her gün de saldırıyor. Bu tehdidin ortadan kalkması için bölge halkları büyük ortaklık ve kararlılık içerisindedir. Diyebiliriz ki her zamankinden çok tüm halk bileşenleri Özerk Yönetim dışında çözüm yolu olmadığının bilincindedir. Diğer yollar hepsi kaos ve istikrarsızlıktır.

Suriye’deki krizin çözümünü hedefleyen bu devrimin önündeki engeller nelerdir?

Huzurun, özgürlüğün adresi Özerk Yönetim ve Demokratik Ulustur. Büyük bağlılık, direniş ve kararlılık var. Şimdiye kadar bölge halkına karşı birçok anlaşma yapıldı. Toplantı oldu. Suriye halkı katılmadığı için hem büyük acı getirerek krizin derinleşmesine neden oldu hem de bu anlaşma ve toplantılar Kuzey ve Doğu Suriye halkınca reddedildi. Görüyoruz ki çözüm Suriye dışında değildir. Sorun, Suriye içerisindedir, çözüm de Suriye’de geliştirilmelidir. Suriye halkının iradesiyle geliştirilmelidir. Ne Cenevre ne Astana şimdiye kadar Kuzey ve Doğu Suriye için hiçbir çözüm getirmemiş. Bu toplantılar bölge ve tüm Suriye halklarının çıkarları göz önünde bulundurmadı. Hepsi de kendi devletlerinin çıkarlarını esas aldılar. Hatta birçok olumsuz düşman kararlar bu toplantılarda çıktı. Eğer bugün Suriye’de kriz devam ediyorsa sebebi bu toplantılardır. Çözümsüzlüğü derinleştiriliyorlar.

19 Temmuz’da Tahran’da Putin-Erdoğan-Reisi bir araya gelecek. Toplantının tarihine bakılarak getireceği sonuçları nasıl öngörüyorsunuz?

19 Temmuz’da Tahran’da bu toplantıyı gerçekleştirme siyasi açıdan anlamlıdır. Yapılan tüm toplantılar, Suriye halklarının çıkarına karşıdır. Biz kabul etmeyeceğiz. Bu konuda mücadele edeceğiz. Bu konuda irademizi beyan edeceğiz. Suriye’nin güvenliğini ve birliğini bozacak, Suriye halklarını korkuya kaptıracak kararlara karşı direneceğiz, mücadele edeceğiz.

Tahran’da yapılacak toplantı, Astana’nın devamı olursa kaosu derinleştirilir. Suriye’ye ve halklarına hizmet etmiyor. Suriyelileri ilgilendiren konularda Suriye halklarının iradesi de hazır olmalıdır. Eğer iradesi hazır olmazsa bu çıkan sonuçlar da şüphesiz bunu kendi tarafımızca ele alırız ve tutum gösteririz. Şüphesiz şimdiye kadar yapılan tüm toplantılar bize ve bölge halkına karşı oldu. Hatta bu ittifakların sonucu büyük savaşlara da neden oldu. Bu gerici ittifaklara ve toplantılara karşı Suriye halkları olarak ittifakımızı geliştirmeliyiz. Suriye halkları olarak kaderimiz birdir. Birbirimize net olduğumuz kadarıyla dışarıdaki endişeleri ortadan kaldırabiliriz.

Devrimin 11. yılı bölgede nasıl karşılanıyor?

Kuzey ve Doğu Suriye halkları olarak 19 Temmuz’u büyük coşkuyla karşılıyoruz. Büyük hazırlıklarla karşılıyoruz. Devrim büyük saldırılarla karşı karşıyadır. İç birliğimizi, örgütlülüğümüzü ve savunma sistemimizi çok güçlendirmeliyiz. Öz gücümüzle nasıl bu projeyi başlattıysak günümüzde de bu projeyi öz gücümüzle zafere taşıyalım. Başka devletlere itimat olmaz. Onlar sonuçta kendileri için çalışıyor. Bakın Ukrayna’daki duruma, uluslararası anlaşmalar ve savaşların sonucunda bir ülkeyi yıktılar. Bir ve hedefimizle bağlı olur, demokrasiyle kendimizi örgütlersek hiçbir güç karşımızda duramaz. Bu hakikatle hareket etmeliyiz.

Geçen 10 yıllık süreçte birçok saldırıyla karşı karşıya kaldık. Ortak irademiz ve dünyada bizi destekleyen milyonlarca dostlarımızla bu devrimi gerçekleştirdik. Gücümüze ve irademize inanmalıyız. Eğer buna güvenir ve mücadelemizi büyütürsek tüm dünya arkamızda olur. Kendi irademize inanarak mücadelemizi büyütelim. Böylece nasıl 19 Temmuz Devrimi’ne başladık ve tüm saldırılara rağmen 10 yıldır direnişimizi sürdürüyorsak tüm Suriye’nin ve tüm halkların devrimi yapma çabasındayız. Devrimi ve kazanımlarını kalıcılaştıralım.