HDP Kadın Meclisi 8 Mart startını verdi: Yalnız değil, birlikteyiz! 

HDP Kadın Meclisi, “Yalnız değil, birlikteyiz / Jin, jiyan, azadî” sloganıyla İstanbul’da yaptığı açıklama ile 8 Mart startını verdi.

Açıklamaya Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kadın Koordinasyonu üyeleri, milletvekilleri, İstanbul İl Kadın Meclisi Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, SODAP Eş Sözcüsü Kezban Konukçu, ESP/SKM Genel Sözcüsü Çiçek Otlu katıldı. 

Açıklamada konuşan Başaran, şunları söyledi: 

Değerli basın emekçileri, değerli kadın arkadaşlarım biliyorsunuz biz her 8 Mart’ta, coşkuyla, heyecanla, umutla alanları ve meydanları dolduruyoruz. Ama maalesef bu yıl ki 8 mart 11 şehri etkileyen büyük deprem felaketine denk geldiği için bir taraftan yasta, bir taraftan öfkeli bir taraftan da dayanışmamızı, örgütlüğümüzü büyüttüğümüz bir 8 Mart’a doğru gidiyoruz.

Gittiğimiz her yerde hiçbir arama-kurtarma çalışmasının olmadığına şahitlik ettik

Bu süreçte alanda, meydanda deprem felaketini yaşayanlarla bir aradaydık. Gördüğümüz tablo her defasında ifade ettiğimiz gibi bir kıyamet tablosuydu, gördüğümüz tablo iktidarın kurumların içini nasıl boşalttığının göstergesiydi. İlk günden beri her gittiğimiz yerde aynı soru soruldu: “Devlet nerede, iktidar nerede, AFAD nerede, verdiğimiz vergiler şu anda niye bu kadar büyük zorluklar içerisindeyken bizlere harcanmıyor?” Gittiğimiz her yerde hiçbir arama-kurtarma çalışmasının olmadığına şahitlik ettik. Gittiğimiz her yerde insanlar 24 saatten fazla yiyecek ekmek, içecek su, ısınacak soba, hijyenik ihtiyacını giderecek su ve tuvalate erişemiyordu. İnsanlar günlerce çığlık çığlığa destek beklediklerini ifade etti, yardım bekledi. İnsanlar enkazlarının altında yakınlarını bekledi. Gittiğimiz her yerde aynı korkunç tabloyla karşılaştık. 

Öz gücümüzle ayağa kalkacağımızı örgütlemek için 8 Mart’ta alanlarda olacağız

Sonra iktidar ortaya çıktı. Ne zaman çıktı? OHAL ile çıktı, masa başında hazırladıkları “Asrın felaketi” söylemiyle açığa çıktı. Askeri, polisiyle gazetecileri gözaltına almak için ortaya çıktı, sosyal medyaya sansürüyle ortaya çıktı; ama insanlar hala büyük felaketle tek başlarına bırakıldılar. Bizler her alanda söylediğimiz gibi, iktidar bütün sistemi çürütmüş olabilir ama bu süreçte toplumsal dayanışmayla birbirimizin yaralarını sararak alanlardaydık. Kadın örgütlerinden sivil toplum örgütlerine, bileşenlerimizden siyasi partilere oralarda otostop çekerek, kendi olanaklarıyla gelen gönüllülerle dayanışmayı büyüttük. Bir taraftan arama kurtarma çalışmaları yapıldı. Bir taraftan da insanların en temel ihtiyaçlarının giderilmesi için büyük bir çaba sarf edildi. Biz biliyoruz ki bu birkaç günle bitecek bir mesele değil. Bu dayanışmayı, birbirine güç vermeyi, yalnız olmadığımızı, birlikte öz gücümüzle ayağa kalkacağımızı örgütlemek için bu 8 Mart’ta da alanlarda olacağız. 


Kriz anlarında en çok kadınlar ve çocuklar etkilenir

Tabiki bu toplum bu süreçten etkilendi, ama her defasında olduğu gibi bu kriz anında da en fazla kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı grupların etkilendiğini gördük. Kadınların bir taraftan bu felaketin karşısında ayakta durmaya çalışırken, bir taraftan yakınlarını enkazdan çıkarmaya çalışırken, yaşam mücadelesi verirken bir taraftan da iktidar barınma sorununu, hijyen sorununu, su ve ısınma sorununu çözemediği için büyük zorluklar yaşadı. Kadınlar en temel ihtiyaçlarına ulaşamadı. Temiz su, hijyenik pede ulaşamadı. On binlerce kadın bu süreçte doğum yapacak, ama enkaz alanlarında kadınlara destek olacak iktidarın hazırladığı bir proje yok. Biz biliyoruz ki kriz anlarında en çok kadınlar ve çocuklar etkilenir. Şu anda kadınların ulaşabileceği bir mekanizma yok. Ne var? Çocukların teslim edildiği tarikatlar var. Kadınlar alanlarda şiddetle yüz yüze bırakılıyor. Kadınlar toplu yaşam alanlarında taciz ve tecavüz riski ile karşı karşıya kalıyor. Çünkü herhangi bir güvenli alan kadınlar için oluşturulmamış. Bakın altını ısrarla çiziyorum.Yeni geldik Adıyaman’dan, başka da görenler vardır. Hala tuvalet ihtiyacı karşılanmamış!

Birbirimizin yaralarını saracağız 

Tam da bu nedenle biz bu 8 Mart’tı büyük bir kararlılıkla dayanışmamızı büyüteceğimiz bir 8 Mart olarak ilan ettik. Bu kapitalist erkek egemen sisteme karşı öz gücümüzü örgütleyeceğimiz, kadın dayanışmasını örgütleyeceğimiz, tıpkı “yalnız değiliz, birlikte güçlüyüz” diye yola çıktığımız gibi bu süreçte de bir arada olup birbirimizin yaralarını saracağız. HDP Kadın Meclisi ve bileşenlerimiz ile beraber kadınların özgün ihtiyaçlarını da karşılayacak biçimde gidip orada dayanışacağız. Sadece ihtiyaçları değil, kadınların bu süreçte yaşadıkları büyük bir travmayı da hep beraber dayanışarak aşmak için bir arada olacağız. Adıyaman’dan Maraş’a, Antep’ten Hatay’a, Malatya’ya kadar her yerde her kadın arkadaşımızın elini tutarak orada yalnız olmadıklarını, bu iktidarın insafına hiç kimseyi terk etmeyeceğini ifate etmek istiyoruz. Kimse umutsuz olmasın. Bu iktidardan beklentimiz yok zaten, sokaklarda alanlarda biz şiddete uğrarken de bizi korumadılar. Bu depreme “asrın felaketi” diyerek bizi bizlerle baş başa bırakmaya çalışan bu iktidara karşı en büyük örgütlü gücümüzle alanda olacağız. Bunun bir kez daha buradan ilanını yapıyoruz.

Koltuklarını terk etmeyenler, bu büyük yıkımın hesabını verecek

Bu çürümüş düzene kadınların ortak mücadelesi son verecek. Bundan emin olun. Koltuklarını terk etmeyenler, bu büyük yıkımın hesabını vermemek için ayak diretenler mutlaka ama mutlaka hesap verecekler. Hiç kadere sığınmasınlar, “asrın felaketine” sığınmasınlar bu iktidar mutlaka yarattığı büyük felaketin hesabını verecek. Bunun en başında kadınlar olacak, hesap soranlar da bizler olacağız. Buradan tekrar depremde yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz.  On binlerce yaralı var, bütün yaralılara acil şifalar diliyoruz. Zor bir süreç ama zorluğu beraber, dayanışmamızla, bir arada aşacağımıza inanıyoruz. 

/hdp-basin/