İlham Ahmed: Türkiye’nin projesi IŞİD’i canlandırabilir

İlham Ahmed, Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerini hedef alan Türkiye saldırılarının IŞİD’in yeniden canlanma ihtimalinin yanı sıra bölgede ve tüm Suriye’de kaosa yol açacağı uyarısında bulundu.

Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerine Türkiye’nin saldırıları devam ediyor. Bombalamalar ile sivil alanların hedef alınmasının yanı sıra kurum temsilcileri, insan hakları örgütleri ve sivil halk bölgede her gün Türkiye’nin suç işlediğine dikkat çekiyor. Sivil halkın hedef alınmasının yanı sıra tarihi alanların tahribatı, halkın içme sularının kirletilmesi, ekili tarım arazilerinin yakılması, çocuklara ve kadınlara yönelik saldırılar Türkiye’nin operasyonları ile birlikte ilk akla gelenler. Türkiye’nin özellikle inşa etmeyi planladığı yerleşim alanları ile ilgili son zamanlarda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar da bölgede uzun vadede demografik bir değişimin hedeflendiğini gösteriyor.

Jinhaagency’den Leyla Muhammed  bu başlıkları, yaşananları, bölgedeki gelişmeleri ve Türkiye’nin adımlarına karşılık geliştirilen hamleleri Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Yürütme Komitesi Başkanı İlham Ahmed ile konuştu.

“Kriz devam edecek”

*Suriye’nin kuzey ve doğu bölgeleri ve genel olarak Suriye kritik bir dönemden geçiyor, ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Göründüğü gibi şu anda durum kritik.  Benim söyleyebileceğim ya da genel olarak değerlendirdiğim şey, Ortadoğu’daki tüm rejimlerin yaşadığı krizin küresel bir krizin sonucu olduğudur. Dünya düzeninin kendisi yapısal, ekonomik, siyasi ve askeri bir kriz yaşıyor.  Bu da dünyanın ortak yürüttüğü politikalardan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla krizin devam ettiğini ve ne yazık ki devam edeceğini söyleyebilirim. Bu, iktidardaki rejimlerin hala fanatik olmaları, değişime ve demokrasiye açık olmamasının bir sonucudur.

“Türkiye yanlısı insanlar yerleştiriliyor”

*Türkiye, Suriyeli mültecileri yerleştirme planını uygulamaya başladı. Bu planın Suriye krizini çözme çabaları ve ülkenin geleceği üzerindeki etkileri nelerdir?

Türk planı yeni değil, özellikle Türkiye içinde ve Fırat’ın batısındaki bölgelerde sessizce üzerinde çalıştığı eski bir plan. Türk devleti yıllardır oradaki Kürt bileşenini yerinden etmek ve onun yerine Türkleri yerleştirmek için çalışıyor. Suriye’de de aynı planı izleyen Türkiye, Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerindeki yerli halkı yerinden ederek yerlerine Türkmen veya Arap, çoğunluğu Türkmen ailelerinden olan diğer bileşenlerden Türkiye tarafından desteklenen aşırılık yanlısı gruplar insanları yerleştiriyor. Türkiye, sömürgeci emellere sahip.  Şu anda Suriyelilere karşı aynı politikaları uygulamakta ve emellerini gerçekleştirmek için onları istihdam etmektedir.

Türkiye bölgeyi neden istiyor?

*Türkiye, kendine Minbiç ve Tel Rıfat’ı hedef olarak belirledi. Bu planı durdurmak için diplomatik çabalarınız nelerdir? 

30 km’lik bir alan, Suriye’nin tüm kuzeyini ifade eder. Bu bölgeler, Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler, Çerkesler ve diğerler halklar dahil olmak üzere birçok bileşeni içerir. Tüm bu bileşenler Öz Yönetim Sistemi’nin oluşturulmasına katkı sunun bileşenlerdir. Bu nedenle Türkiye bu bölgeyi hedef alıyor ve bileşenleri tamamen yerinden edip onların yerine katı Sünni Arapları yerleştirmeye çalışıyor.

Türkiye aslında bu projeyi veya planı uygulayarak bölgenin güvenliğini gerçek bir tehlikeye maruz bırakmaktadır. Özellikle Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerinde DAİŞ ailelerini barındıran hapishaneler ve onlarca kamp bulunduğundan. Böylece Türkiye’nin uluslararası güvenliği tehdit etmek için onları kamplardan ve hapishanelerden salıvermeyi amaçladığı ortaya çıkıyor.

“Yasalar ihlal ediliyor”

* Türkiye’nin tüm uygulamaları uluslararası toplumun koyduğu yasaları ihlal etmesine rağmen, uluslararası toplumu Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda olup bitenlere sessiz kalmaya iten sebepler nelerdir?

Türkiye sadece Suriye’deki yasaları değil, birçok ülkede uluslararası yasaları da ihlal ediyor. Libya’da, Kıbrıs’ta, Yunanistan’da, Irak’ta ve Azerbaycan’da, şimdi de Suriye’de. NATO üyesi Türkiye, bu ittifakın içindeki kaotik çocuğu görmekte ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve başta Kürt halkı olmak üzere bölge halkları pahasına birçok taraftan anlaşmalar yapmaya ve tavizler almaya çalışmaktadır.

“Halkların mücadelesini destekliyoruz”

*Aylar önce yaşanan baskılar sonucunda As-Suwayda halkı ayaklandı ve Özerk Yönetim bu harekete desteğini açıkladı. Suriye’de yeni ayaklanmaların olasılığı nedir?

Destekliyoruz, doğru görüyoruz ve devamlılığı çok önemli. Ayrıca Suriye’deki diğer bölgeler de aynı hakları arıyor. Taleplerin devamlılığı önemli. Mücadele edilmeli ve rejime taleplerin doğrudan uygulaması için baskı yapılmalıdır. Bu da ancak Suriye coğrafyasının kapsamlı bir siyasi süreci ile sağlanabilir.

*Birleşmiş Milletler’e göre, durumun olduğu gibi devam etmesi, ülkeyi kıtlığa sürükleyecek ekonomik ve yaşamsal bir bozulmaya doğru itiyor. Bu tehlike için neler yapılabilir?

Ekonomik krizin çözümü sadece sınır kapılarının açılmasıyla sağlanamaz, kapsamlı bir siyasi çözümle bağlantılıdır. Ancak rejim politikalarına devam ediyor ve siyasi süreci çözmek için herhangi bir taviz vermeye hazır değil ve bu elbette ekonomik krizin devamına yol açacaktır. Suriye’nin kuzeyi ve doğusunda da durum devam ediyor. Su kıtlığı, yağış yokluğu ve iklim değişikliği tarımsal üretimin azalmasına neden olduğu için orada da krizler ve ekonomik etkiler var.

“Kadınların mücadelesi birleşmeli”

*Kuzey ve doğu Suriye’deki kadınlar her düzeyde öncü rol oynadılar, kadınlar krizin çözümünde rollerini nasıl üstlenecekler?

Kadınların katılımı olmadan sahnede yeni bir şey olmayacak. Şu anda birden fazla feminist örgüt ve hareket var. Son yıllarda yüzlerce örgüt ortaya çıktı. Tüm bu örgütlerin ve kadın hareketlerinin çabaları birleşirse, kadın faaliyetleri ve etkinliklerinin birikimi ve ivmesi olacaktır. Siyasi sürece de etkisi olacak, özellikle bu çabaların birleştirilmesiyle siyasi sürece doğrudan katılım kesinlikle olacaktır. Bu, genel olarak kadın mücadelelerinin birleştirilmesi çerçevesinde çok önemlidir.

“Uzlaşı ilk adım olacaktır”

*Tüm Suriye haklarının güvence altına alınması krizin sona ermesi için en iyi çözümü sağlamanın yolu nedir ?

Kriz hala devam ediyor ve rejimin uzlaşmazlığı ve Suriye krizine dahil olan taraflar için uluslararası, bölgesel ve hatta iç koşulların olgunlaşmamış olması sonucu ömrünü uzatıyor. Suriye’nin çabaları Suriye halkı ve bileşenleri arasında ve Suriye siyasi blokları arasında birleştirilmediği takdirde çözüm olmayacaktır. Bu, Suriye siyasi bileşenleri ve blokları arasında birlik, mutabakat ve uzlaşı sağlandığında ilk adım olacaktır. Elbette Suriye’de siyasi çözümün özelliklerini ortaya koyma yönünde genel bir eğilim olacaktır. Dolayısıyla bu, karşı taraf üzerinde çözümü kabul etmesi için baskı oluşturacaktır.

*Son olarak… Suriyelilere sözünüz nedir?

Suriye krizi uzun süredir devam ediyor ve sahada ve Suriye halkına birçok olumsuz yansımaları oldu. Sonuç olarak, bu topraklarda yapılan savaşlar sonucunda milyonlarca yerinden edilmiş insan ve yüz binlerce mağdur ortaya çıktı. Bu nedenle, bu yıl ve önümüzdeki yıllarda, Suriye saflarını birleştirmeye ve çözüm önermeye yönelik genel bir eğilim olacağını umuyoruz. Ve uluslararası toplumunda, Suriye krizini derinleştirmede değil, bir çözüm bulmada halkın yanında olmasını istiyoruz.

 

/Jinhaagency.Com/