Jîneoloji Araştırma Merkezi: Bilimde kadın bakışına ihtiyaç var

Jineoloji Araştırma Merkezi’nin Birinci Bilim Konferansı’nda kadınların bilim dünyasındaki yerini tartıştıklarını belirten Jîneoloji Araştırma Merkezi üyesi Zahîde Memo, bilimsel çalışmalarda “kadın bakış açısına” ihtiyaç olduğunu vurguladı. 

Jineoloji Araştırma Merkezi, 10 Ocak’ta Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu’nda bulunan Serdem Kampı’nda Birinci Bilim Konferansı’nı gerçekleştirdi. “Sakine ve Evîn’in mücadelesinden Jîna, Zeynep ve Nagihan’ın mücadelesine kadar jin, jiyan, azadî” şiarıyla gerçekleştirilen konferansa, Efrîn, Şehba ve Halep’ten 170 delege katıldı. 

 Türkiye’nin saldırıları ve Suriye Rejimi’nin ambargosunun sürdüğü bir dönemde yapılan konferansta, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, eğitim, ekonomi ve sağlık konuları tartışıldı. Efrîn-Şehba Jîneoloji Araştırma Merkezi üyesi Zahîde Memo, saldırıların gölgesinde gerçekleştirilen konferansı ajansımıza değerlendirdi. 

EFRÎN’DEKİ ÇALIŞMALARIN DEVAMI

Konferansa, kadın meclisleri, Kongra Star, Genç Kadınlar Birliği ve diğer kadın kurumlarının destek verdiğini belirten Memo, Şehba’da 2 yıldır kurulan Jîneoloji Merkezi’nin çalışmalarını konferans öncesi ele aldıklarını söyledi. Bu çalışmaların şuan Türkiye’nin hakimiyeti altında bulunan Efrîn’deki çalışmaların devamı olduğunu dile getiren Memo, 2 yıldır düzenledikleri eğitim, araştırma, tartışma ve atölyeleri konferansla sonuca erdirmek istediklerini kaydetti. Memo, “Ortaya çıkan sorunları, eleştirileri konferansla bir araya getirerek çözümler aradık. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın perspektifi, Süleymani’ye de katledilen arkadaşımız Nagihan Akarsel’in yazılarıyla konferansı başlattık. “Jin, jiyan, azadî’ perspektifini tartıştık. Ayrıca 2 yıllık çalışmanın programlarına yer verdik. Yine tiyatrolar da yaptık. Jîna Emînî’ni ve direnişçi kadınların isyanını konu alan şarkılar seslendirildi. Konferansta, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, kadın ekonomisinin önemi ve kadına yönelik teknolojik şiddet konularını tartıştık” dedi.

Konferansla hegemon devletlerin kadına yönelik ve katliamlarına cevap olmak istediklerini belirten Memo, “Şehba’da ambargo, bombardıman, özel savaş politikalarının altında ne kadar güçlü olduğumuzu bu konferansla gördük. Örgütlülüğümüzü ve çalışmalarımızı devam ettirdiğimizi herkese gösterdik. Bu bilinçaltında çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz” diye belirtti. 

  

‘DEĞİŞİM KADINLA MÜMKÜN’

 Jîneolojinin önemine değinen Memo, çalışmalarını sadece Kuzey ve Doğu Suriye’de değil Kurdistan, Ortadoğu ve Avrupa’da da sürdürdüklerini dile getirdi. Konferansta yaptıkları atölyelere kadınların hazırlıklı geldiğini ve birçok fikrin buluştuğunu söyleyen Memo, erkek hakimiyetindeki bilimde kadının yerini tartıştıklarını belirtti. İhtiyaçtan dolayı konferansı gerçekleştirdiklerinin altını çizen Memo, şunları söyledi: “Çünkü, bir örgüt, özgürlük hareketi ideolojik olarak inşa edilir. Bunların birbirini tamamlaması gerekiyor. Bugün ortaya çıkan fikirlerin kökenine baktığımız zaman bilim ışığında hepsi ortaya çıkıyor. Bu fikirlerin ne kadar etki edip etmediği çok önemlidir. Bilim bunlarla ne kadar bağlantılı, kadın alanı bilimle ne kadar ilgilidir? Sosyolojik, felsefik, toplumsal olarak karşı cinsi sevme, bunun çocuklar üzerindeki etkilerini bilimsel olarak ele aldık. Konferansı örgütsel değil bilimsel olarak yapmamızın  sebebi budur. Bilimsel değerlendirmenin ortaya çıkmasını istedik. Bilimin düzeltilmesi de kadının değerlendirmeleri ve kadının bakış açısıyla mümkün olduğunu biliyoruz. Çünkü kadın bilimdir, kadın yaşamdır. Sadece kadını değil bütün toplumu bilim ışığında bu tartışmamızla ele alıyoruz.” 

 

‘EFRÎN’DEKİ SALDIRILARA BİR CEVAPTI’

 Efrîn işgalinin 5’inci yıl dönümünde bu çalışmayı Efrîn ve Şehbalı kadınlarla yapmalarının önemli olduğunu vurgulayan Memo, şöyle devam etti: “Bu konferansla sömürgeci, işgalcilere cevap vermek istedik. Bugün göçmen olan Efrînli ve Arap kadınlarla bu nedenle bir araya geldik. Bu tarihte, konferansı yapıp, tartışmak bizin için önemliydi. Efrîn’in işgal edildiğini unutmayalım istedik. Elbette ilk isteğimiz Efrîn’e geri dönüştür, bir anlamıyla da bunun mesajını vermekti amacımız. Bölgedeki kadınların gücünü parçalamak istiyorlar. Konferansta her koşulda oluşturulan kadın birliğini de tartıştık. Kadınlar daha fazla bir araya gelerek, çözüm gücü olmak istiyorlar. İşte bu örgütlülük ve bilinçle katliamları engellemek istiyorlar. Bu nedenle kadınların birbirlerini sahiplenmesi, birbirleriyle birleşmesi konferansın da önemli gündemiydi. Bu ve benzer birliktelikleri önümüzdeki günlerde sürdürerek, saldırıları da boşa çıkaracağız. Birlikteliğimizi güçlendirme kararı aldık.”

 

/Mezopotamya Ajansı/