Kürt kadınları 8 Mart’ı karşılıyor: Yeni yaşamı inşa için alanlarda olacağız

Kürt kadınlar, 8 Mart’ı deprem bölgesinde dayanışmayla karşılıyor. Avukat Suzan Akipa, “Başımıza gelen en büyük yıkım deprem değil, bu erkek egemen faşist iktidardır. Bu yılki 8 Mart yeni yaşamı kurmanın sözü ve eylemi olacak” dedi.

Kürt kadınlar, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jînen Azad-TJA) öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü direniş ve dayanışma ruhuyla deprem bölgesinde karşılamaya hazırlanıyor. Jineolojî Dergisi Editörü Avukat Suzan Akipa, 25 Şubat Cumartesi günü açıklayacakları 8 Mart deklarasyonuna dikkati çekerek, dayanışma ruhuyla yaşamı tekrar inşa edeceklerini söyledi.

 

KADINLAR ALANLARDA OLACAK 

 8 Mart’ın tarihsel döngüsüne vurgu yapan Akipa, kadınların mücadele tarihinin ve özgürlük taleplerinin en somutlaşmış hali olduğunu belirtti. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün bir hakikat ve hafıza taşıdığının altını çizen Akipa, “Bu yanıyla da aslında özgürlük, adalet, eşitlik talep eden kadınların katledildiği bir tarih. Bu sebeple de kadınlar, hem direnişi büyütmek hem de bu hafızayı sahiplenmek, unutmamak için 8 Mart’ı çok önemsiyor. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun, OHAL’de de bu halde de kadınlar 8 Mart’ı büyük bir direnişle, büyük bir inançla karşılıyor, bu duruma defalarca kez tanık olduk” diye belirtti.

 

TOPLUMSAL DAYANIŞMA

 “Yerine ve zamanına göre direnişin formu veya biçimi değişebilir ama direniş, direniştir” diyerek, devam eden Akipa, “Bugün de bunu söylemek mümkün. Evet, Kurdistan, Türkiye ve Suriye’yi etkileyen büyük bir felaket var. Maraş merkezli deprem 10 ili etkiledi, 10 binlerce ölü, yüzbinlerce yaralı, kayıplar var. Ama deprem dahil hiçbir doğal afetin sonucu, bu kadar ağır olmamalı, olamaz. Çünkü öngörülebilir bir durumdur, dolayısıyla tedbir alınabilir. Esas meselemiz de işte tedbir alınmaması. Deprem bölgesindeki kadınlar, gençler, insanlar bütün toplum ve doğa; iktidar tarafından ölüme terk edildi. Bunun adı toplu katliamdır. Tedbir almayan iktidar, deprem sonrası da aynı politikalara devam ederek, olumsuz sonuçların kat be kat artmasına sebep oldu. Dolayısıyla felaketin kendisi, bu iktidarın bu devletin kendisidir. Kadınlar bunun farkında. O sebeple de ilk günden beri deprem bölgesini bir an olsun terk etmeyen, bu iktidarın açtığı bütün yaraları saran ve sarma iddiasında olan, bu iktidardan hesap soranlar yine kadınlar oldu. Kadınların öncülük ettiği muazzam bir toplumsal dayanışma var” ifadelerini kullandı.

 

YENİ İNŞAA İDDİASI 

Böylesi ağır bir deprem sürecinde 8 Mart’ı direniş ruhuyla karşılayacaklarını dile getiren Akipa, kadınların yeni yaşam iddiasını deprem felaketinde bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Akipa, “Kürt kadınlar olarak 8 Mart haftasında da dayanışmayı daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Evet, belki şenlikli geçmeyecek, ama direniş ve dayanışma olacak. Yeni yaşamı kurmanın sözü ve eylemi olacak. Kürt kadınlar olarak, bulunduğumuz bütün illerde, köylerde, bütün alanlarda, deprem bölgesindeki bütün kadınlarla 8 Mart vesilesiyle bir kez daha bir araya gelmek, dayanışmayı büyütmek gerektiğine inanıyoruz.  Başımıza gelmiş bu felaketin esas sebebi olan bu erkek egemen faşist sisteme karşı, kadınlar olarak bir arada olmaya birlik olmaya mecburuz” dedi.

 

İLK HEDEF KADIN OLUYOR 

 Savaş ve afetlerde kadın bedeninin doğrudan hedef alındığını söyleyen Akipa, şöyle dedi: “Nitekim deprem ve savaş arasındaki ilişki çok güçlü. Çünkü bize ait olan kaynaklarımız, yine bize karşı açılan savaşlarda kullanılıyor. Kaynaklarımız savaşlarda kullanıldığı için depremin bu kadar ağır sonuçları çıkabiliyor. Depremlerin sonuçları; aslında savaş, rant ve talan üzerine kurulu bu iktidarın yarattığı tahribatlardır. Şunu da biliyoruz; devletin ve iktidarın varlık gerekçesi, kadının yokluğudur. İktidar mekanizması, kadının yokluğu üzerine inşa edilmiştir. Hem düşünsel, ideolojik hem de fiziksel yokluğu. Dolayısıyla iktidarların böylesi savaş veya deprem gibi süreçlerde de ilk olarak kadına saldırması, ilk olarak kadını mağdur etmesi; kendisinin kuruluş gerekçesinden kaynaklanıyor. Çünkü kadınların gücünün farkında. Bugün de bunu görüyoruz.”

 

HAFIZAYI TAŞIYAN ENGELLENİYOR

 Deprem bölgesinde demografik yapı değişiminin kadın üzerinden yürütüldüğünü de sözlerine ekleyen Akipa, “Çünkü hafızayı taşıyanın da yeni yaşamı kuranın da kadın olduğunu biliyor ve engellemek istiyorlar. Bütün bu politikalara karşı, iktidarın depremden etkilenen Kürtlere, Alevilere dayattığı yerinden göçertme politikalarına karşı, demografik yapıyı değiştirme politikalarına karşı; doğamızı koruyacağız ve toprağımızı savunacağız. İktidarın ayrımcı politikalarına karşı eşitliği ve özgürlüğü savunacağız. OHAL ilanına karşı daha güçlü bir örgütlenmeyi, daha güçlü bir dayanışmayı sağlayacağız. Aynı politikaların ailesini kaybetmiş çocuklar üzerinden de yapıldığını görüyoruz. Basına yansıyan kimi durumlar oldu, Bakanlıkların açıklamaları oldu, hukukçuların ihbarları oldu bu konuda. İktidar tarafından bu çocukların tarikatlara, militarist güçlere verildiğine dair çok ciddi duyumlar, bilgiler var. Çünkü egemen iktidar, çocuklar üzerinden geleceğini inşa etmek istiyor, ideolojisini geleceğe taşımak istiyor. Bunun karşısında çok büyük bir toplumsal refleks olması gerekiyor” dedi.

 

KADINLARA ÇAĞRI

 

Rant üzerine kurulu denetimsiz dikey yapılar ve ekolojik dengenin sermayeye peşkeş çekilmesi uğruna bütün toplumun kırımdan geçirildiğini belirten Akipa, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu depremle bir kez daha gördük. Hukukçular olarak böylesi bir felakette parmağı olan herkesin tespit edilmesini, açığa çıkarılmasını da talep ediyoruz. Bunun için de bütün baroları, hukuk örgütlerini, insan hakları savunucularını bu sürecin takipçisi olmaya çağırıyoruz. Hep birlikte bu yıkımın enkazlarını kaldırabiliriz. Son olarak şunu belirtmek istiyorum; aslında enkazın altında kalan iktidar oldu. Başımıza gelen en büyük yıkım, deprem değil bu erkek egemen faşist iktidardır. Kadınlar dayanışmayı büyüterek, dayanışma ağlarını daha güçlü inşa ederek, toplumsal dayanışmanın en büyük ve en öncü dinamiği olarak bu yıkıma karşı durabiliriz. Depremi bir fırsata çevirmek isteyenlerin bu arzusunu, özgür ve adil bir yaşamı inşa ederek bertaraf edebiliriz. Bu sebeple de bütün kadınları; kadınlar için kadınlarla birlikte yeniden bir olmaya, birlik olmaya çağırıyoruz.”

 

/Mezopotamya Ajansı/.