Kadınlara Ait Bir Megafon: Yaşasın Kadınlar

Kadınların meydanlarda hakları ve yaşamları için verdiği mücadeleyi dijitale taşıyan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, ‘Yaşasın Kadınlar’ adlı kanal ile YouTube’da yayınına başladı.

Platformun genel temsilcisi Gülsüm Kav ve üyelerden Deniz Altuntaş, yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kadın hareketi ve feminist mücadelenin dönüşümünü ve yeni açtıkları YouTube kanalı ‘Yaşasın Kadınlar’ı Ilgaz Gökırmaklı’ya anlattı.

Nasıl karar verdiniz bir YouTube kanalı açmaya?

Gülsüm Kav: Haklarını arayan, yalnız olmadığını bilmek ve dayanışmadan cesaret almak isteyen tüm kadınların sesi olmak, onlarla Dijital ortamda da bir araya gelmek istedik. Anaakım medyada, mücadele ettiğimiz ve ortadan kaldırmak istediğimiz eşitsizliğin ve ayrımcılığın ön planda olduğu programlar, diziler yapılıyor. Hak ve yaşam mücadelesi veren kadınların cesaretini kıran Haberler ve dizilerin yanı sıra yine kadınların mücadelesiyle gündeme gelmiş bu önemli konu ‘popülerleştirilip’ reyting uğruna kullanılıyor. Bunun doğru örnek olabilecek biçimlerini bulmak ve üretmek hayalimizdi. Yol arkadaşlarımıza ve dünyadaki tüm kadınlara seslenmek ve gündemlerine yer vermek istedik. ‘Yaşasın Kadınlar’ kanalı, kadınların sadece izleyicisi olduğu değil; her anlamda öznesi oldukları ve üretim sürecinde de aktif olarak yer aldığı bir mecra.

Programların içerikleri nasıl?

Gülsüm Kav: Dünya ve Türkiye’nin gündemindeki önemli olayları birbirlerini tamamlayacak şekilde ele alıyoruz. Mesela iklim krizi, çevre tahribatı, ekonomik krizler… İhtiyaçlara göre yeni adımlar ve programlar da yapabiliriz. Bu kanalı kadın mücadelesinin sesi, büyük bir megafonu olarak düşünüyorum ben.

Deniz Altuntaş: Programların hepsi birbirini tamamlıyor. Konuşulan fakat değerlendirilmeye ihtiyaç duyulan konuları öne çıkarmak istiyoruz. “Şu oldu, bu yaşandı” demek yeterli olmuyor, yorum ve değerlendirmeler göz ardı edilebiliyor. Bu noktaya nasıl geldik, bunun bilinmesi ve tüm yönleriyle ele alınması önemli çünkü tüm mücadele alanları birbiriyle bağlantılı. Bunu göremediğimiz zaman, önce ‘Yalnızca burada bu sorunlar yaşanıyor, yalnızız’ hissi oluyor, bunun sonraki evresi de ‘Ben yalnızım, mücadele etsem ne olacak ki’ oluyor. İstiyoruz ki yaşanan her şeyi açıklayalım, beraber tartışalım, neler olduğunu birlikte anlayalım ve böylece mücadeleye devam edelim. “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganının önemi de zaten buradan geliyor.

Sosyal medyanın ve dijital aktivizmin kadın mücadelesindeki etkisi ne?

Deniz Altuntaş: İnsanlar, uzun yıllardır sosyal medyadan seslerini duyuruyor. Daha önce konuşma cesareti bulamayan kadınların bile bu mecralardan kendilerini güvende hissederek seslerini duyurmak ve mücadele etmek istediklerini görüyoruz. Bir kadının çağrısı, tüm dünyadan duyuluyor ve sahipleniliyor. Hep beraber mücadele ediyorlar, “Yanındayız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” diyorlar. Bu sadece bir tweet atmak değil, kadın mücadelesi için de çok önemli bir adım. Bizim tüm iletişim kanallarını kullanarak, ulaşamadığımız herkese ulaşmamız çok önemli.

Gülsüm Kav: Instagram, Twitter, YouTube… Tüm bu mecralarda varız, mücadeleye devam ediyoruz. Örneğin hashtag’ler kuru bir işaretten ibaret değil, aslında tüm dünyayı birleştirecek güce sahip. Kadınların yalnız olmadıklarını bilmelerinde, kadın cinayetleri konusunun toplumsallaşmasında ve sahiplenilmesinde dijital mecranın da payı var. Bazen dijitalde kalan eylemler de oluyor ki bu da önemli etkiler yaratabiliyor. Türkiye’de hashtag’lerin de dahil olduğu bir mücadeleyle, yargı sürecine bile etki edilebiliyor artık, hepimiz görüyoruz.

Kadınların gündeminde ne var?

Şiddetin en uç noktası olan kadın cinayetleriyle olan mücadelemiz de devam ediyor. Çok uzun zamandır hak mücadelesinin içinden biri olarak söylüyorum, toplumun bu kadar sahiplendiği, “Artık yeter” dediği fakat yapıcı ve kalıcı çözümler getirilemeyen bir sorun yok.

Sayısı artan şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılmaları için sürdürdüğümüz mücadele de devam edecek. Herkesi dayanışmaya ve mücadeleye davet ediyoruz.

Yoksulluk nafakasına düzenleme getirilmesi planlanıyor. Gelecek yeniliklerle ilgili endişelerimiz var, yakın dönemde bununla da mücadele edeceğiz gibi görünüyor.