KESK Mardin Kadın Meclisi: İstanbul Sözleşmesine geri dönülmelidir

Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu (KESK) Mardin Kadın Meclisinin, “Şiddetsiz Bir Yaşama Çağrı” şiarıyla düzenlediği kadın çalıştayı sona erdi. Mardin Barosu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştay, forum ile devam etti. Tamamlanan forumun ardından çalıştayın ön raporu açıklandı. Rapor, Eğitim Sen Mardin Şubesi Eğitim Sekreteri Duygu Özbay tarafından okundu. 

 

‘EŞİTSİZLİK YAYGINLAŞMAKTA’

 

İnsanlık tarihinin mücadeleler tarihi olduğunu belirten Özbay, “Bugün kadınların, ırkların, farklı cinsel yönelimlere sahip bireylerin ve yeryüzünün karşı karşıya kaldığı sorunların, savaşların mükemmel olarak tasvir edilen erkeklik kültürü oluşturmaktadır” dedi. Günümüz toplumlarında kadınların kamusal alanda giderek daha fazla yer aldığı durumunun sayısal bir veriden ibaret olduğunu belirten Özbay, “Kurumlar her ne kadar cinsiyetten arınmış olarak gözükse de aslında toplumsal cinsiyet rollerine göre şekillenmektedirler. Bu nedenle toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler, kurumsal yapılarda yeniden üretilmektedir ve yaygınlaştırılmaktadır” ifadelerini kullandı.

 

Sağlık sektöründe başta kadın çalışanlar olmak üzere, sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet olayların günden güne arttığına dikkat çeken Özbay, “Sağlık hizmetlerindeki şiddet konusu, günümüzde gittikçe artan bir önem kazanmakta ve artık sağlık çalışanının şiddet acısından risk altında olduğu gerçeği kabul görmektedir. Buna rağmen şiddetin çözümü noktasında yetkililer tarafından yeterli önlemler alınmamaktadır. İşte evde okulda sokakta maruz kaldığımız şiddet hayatımızı en derinlikli etkileyen olgulardan biridir” dedi.

 

‘CEZAEVLERİ ÖLÜM EVLERİ DÖNÜŞTÜ’

 

OHAL uygulamaları ve devamında pandemi ile cezaevlerinde tecrit ve hak ihlallerinin en üst düzeyde yaşandığı bir dönemden geçildiğini belirten Özbay, “Cezaevleri AKP MHP iktidarının uyguladığı mutlak ve hukuksuz tecrit politikaları neticesinde birer ölüm evlerine dönüşmüştür” ifadelerini kullandı. Cezaevlerinde kadın tutukluların yaşadığı sistematik işkence, taciz ve tecavüz vakalarının arttığına dikkat çeken Özbay, “Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile tutsaklar bile bile ölüme sürüklenmektedir. Nitekim son dönemde cezaevlerinde sayısızca cenaze çıkmıştır” dedi.

 

AYSEL TUĞLUK

 

Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı raporlara dikkat çeken Özbay, Aysel Tuğluk’un durumunu hatırlatarak, “Adli tıp kurumlarının politik saikler ile değil bilim etiğine uygun  hareket etmelidir” diye konuştu. 

 

KADIN CİNAYETLERİ

 

Özbay, caydırıcı yaptırımların olmamasının kadın cinayetlerinin artmasının temel nedeni olduğunu ifade ederek, caydırıcı cezaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. 6’ncı Yargı Paketi ile kadınların nafaka hakkının ellerinden alınmak istenmesine, İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin imzasının geri çekilmesine Özbay, “İstanbul Sözleşmesine derhal geri dönülmelidir. Kadınları iş hayatında istismardan, mobingden, şiddetten koruyan ILO 190 sözleşmesi imzalanmalıdır” dedi.

 

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLMELİ’

 

Bugün yaşanan kadın cinayetlerinin, ekolojik yıkımların, cinsel yönelimi farklı bireylerin karşılaştığı sorunların, savaşların, ırk ve cinsiyet ayrımcılığının temelinde “mükemmel” olarak tasvir edilen erkeklik kültürünün yattığını belirten Özbay, şunları söyledi: “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bütün kurumların tüzüğünde yer alması, eğitim müfredatına dahil edilmesi, İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesi, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması, ILO 190 Sözleşmesinin imzalanması, KESK ve diğer bütün sivil toplum örgütlerinde  eşbaşkanlığın ve eşit temsiliyetin resmi hale getirilmesi, hasta tutsaklar ve özelde hasta kadın tutsaklar uygulanan tecrit, işkencenin her türlüsü derhal sonlandırılması, TCK 103 çocukların cinsel istismarına yönelik yasada yapılmak istenen değişiklikleri kabul etmediğimizi, kısacası tecavüzü meşrulaştırılmasını ve  iktidarın yargı paketleriyle kadın kazanımlarına yönelik saldırıları kabul etmediğimiz çalıştayın ana gündem konularını oluşturdu.”

 

Açıklama alkış ve “Jin jiyan Azadî” sloganı ile son buldu. 

 

/MA/