Leyla’dan Başlıksız Şiirler

Mermilerin kalbi yoktur

Görmeyen gözleri ve uzun bacakları

Bir tenhada buluverir yüreği

O an beynin olmak isterdim

Son sözünü yazabilmek için senin

………………………

Git dağlarıma gönül kardeş

Orada kolların var senin

Sıcak kucakların ve annen

Gözlerini bırak burada kalsın

Yürüsün bizimle meydan meydan

Adına verilen sözleri unutmayanlar da var

Onlar seni sonsuza kadar yaşatacak

Ve uğruna düştüğün mücadeleni

Bir gün mutlaka başarıya ulaştıracaklar

Güz döker yapraklarını ağacın

Kökü derindedir ama

Yaşamak için tekrar

Yeni bir baharda

Gövde yerinde kalır

Çiçekler topraktan fışkırdığı gün

Orada yine

Su verilmiş çelik misali

Yiğit isimleriniz kalacak

Hocam bir türkü söyle

Hocam sevda üstüne

Hocam hürriyete

Hocam kalbimi söyle

 

Hocam adın toprağımda

Hocam halkım mısın

Hocam sedan hala göğümde

Mezarlara pencereler açın

Ve dostlar gelir diye

Kapıları açık bırakın

Ölümün kokusu düşünce havalara

Sökülüp gidiyor yüreğim yanlarına

Sınırsız düşündüler

Ve korkusuz bastılar

Mayın tarlalarına

Kulak ver geçiyorlar

Ayak seslerini ruhuna sal

Gecede ve gündüzde

Çiçeğin damarına yürüyen özsucasına

Öyle sessiz öyle derin ve alçakgönüllü

Yürüyen bizimkiler resmi geçitte

Yollarına yüreğini ser

Kardeşime söyle benim

Kör intikam yok kitabımızda

Cana can değil felsefemiz

Katillerin çocukları da yaşayacak

Kalbimi parça parça

Yeryüzüne savurmuşum ben

Gidin dağ başlarına bakın

Kalbim orada

 

Kalbimi şehir şehir

Memlekete dağıtmışım ben

Gidin konduların kederli akşamlarına

Dost bakışlara düşün

Kalbim orada

Gidenler

Gözyaşlarımız değildi

Onları ağlamadık hiç

Haykırdık

Senin de adın yankılanacak

Bu gökkubbede

Soluğumuz durdukça

Sonsuz şu an gibi

Bilerek

İsteyerek

Her saat

Her dakika

An be an

Duya duya

Yine ve yine

Ölümü seçtiler

Büyüklük

Altmış gün

Yetmiş gün

24x60x60 kere

Yani her gün

Seksen altı bin dört yüz kez ölmektir

Bu insandır işte

Umut insan

Onur insan, güzel insan

Saçının bir teline dünyalar kurban

Ana can yoluna toprak

Gördüğün ölüm treni değil anne

Biziz geçiyoruz caddelerden

Issız istasyonlarda gece yarıları

Acı düdük sesleri açlığımızdır

Mehtap pürüzsüz bırakırken ışıklarını

Karları süpüren rüzgar değil anne

Bizim asi çığlığımızdır

Ey bulut

Yaz ortası yolun düşerse

Gabar dağlarında civanım yatar

Gölgeni esirgeme

 

Ey kuş

Çığlığını özgürce bırak

Gabar’ın bin bir bin bir çiçek tarlasına korkmadan

Tarifsiz sevinçlerle

 

Ey rüzgar

Bereket topla

Git Gabar’ın soluğunu doldur ciğerlerine

Yaşamı çoğalt

 

Ve ey dağ

Ey Gabar

Ağır ağır doğrul yerinden

Civanım incinmesin

Kitaplar okurum

Kanın sıçramış sayfalarına

Bir cigara yakarım

Nefesinin kokusu

Uyurum

Canavar düdüklerinde senin çığlığın

Meydanları yürürüm

Bir kolumda sen

Katilin yüzü yoktur çizemezsin

Sakın aldanma robot resimlerine

Köprüler geçilmek içindir

Yollar gidilmek için

Ölüm senin içindir ey halk

Hücre hücre sakla beni

Başını bir altın tepside sundun cellatlarına

Yüreğini satmamak için haraç mezat

Yılan soyuna inat

Tomurcuk gül umut için

Ve kılsız ve kılçıksız sevda uğruna

Sıcacık sarılışlara

Gözlerden taşan yüreğe

Zilsiz zincirsiz bir dünya için

Kanlı ve kötüydüler

Hayır gözleri yoktu

İnsan değildiler

Cana kana açtılar

Kör nefretin çirkin elleriyle

Güzelliğini ipe çektiler

Bu yaşta

Güzel çocuk

Merhaba dedin

Güne merhaba

Dosta merhaba

Şafakla gelen ölüme

Onurun çelik bekçisi

Güzel çocuk

Yaşamak

İşkencede

Şokta

Yaşamak

Dilsiz

Sağır

Duvarlara

Çarpan

Çığlıklarda

Yaşamak

Sloganlarda

Açlıklarda

Yaşamak

Sevgilinin

Gözlerinde

Oğulun

Beyaz

Düşlerinde

Yaşamak

Bir şiirde

Bir türküde

Söz içinde başı dik yaşamak

Kuşlar kaldırıyor cenazesini

Dicle gözyaşlarını uzatıyor

Fırat öfkeli

Daha erimemiş dağların karı

Dorukların sevdalısı uzakta

Gerilla bir top ateş parçası

Şafağın az öncesinde

Biz sevinci yarattık

Çocukların el kadar yüreğinde

Şarkılarla büyüttük çiçekleri

Göze geldik çok gördü düşman

Kefen ettiler bize

Terzinin bayramlık giysilerini

Şair ölünce

İlk dağ başı çiçekleri ağlar

O el değmemiş o yabani

Kar çiçekleri

Sonra kelimeler ağlar

O mısrada cuk oturmuş

Her yanı rahat kıvrak

Güzelini bulmuş kelimeler

Ve sevgili ağlar

Ve o ki hiçbir zaman

Gerçek olmamış