Leyla’ya Gelen Mektuplar -7

Merhaba,

Gönderdiğin mektubu aldım. Ben de birkaç gün önce eğitime gelen Beritan van arkadaş ile sana kısa bir not yazmıştım. Aslında uzun boylu yazma ihtiyacı duyuyordum ancak bu süreçte biraz yoğun geçti bir de hareketliydim. Sakin bir ortama ihtiyacım vardı. Bu olmayınca olmuyor. Bir de senin gibi yetenekli olmayınca insan bayağı zorlanıyor yazma konusunda. Sen bizim en iyi yazarlardansın ne de olsa. Benim gibi yazma ve konuşma özürlü birinden yazmasını beklemen safdillik ve biraz da ince bir naziklik oluyor. Bunu da biliyorum. Ben  esas ne zaman yazacam biliyor musun ne  zamanki yazdıklarımdan dolayı yargılanmayacam  o zaman yazacam ben şimdi sansür zorunluluğunun bilincindeyim. Dolaylı değil direk anlatmayı yeğliyorum.

Yani yoldaş hayatımızı yazmak cesaret ister. Yaşamaya cesaret ettiklerimizi yazmaya cesaret edememek tuhaf ama nedenleri var. Bunu bir bizi tanıyanlar bir de biz kendimiz biliriz. Ben gerçekten yazmayı çokça düşündüm. Yani sadece düşündüm. İlerisi için planlar yaptım. Şu yaşadıklarımı bir yerlere kaydetmeli diye de çok denedim. Hayır yaşamıma dair bir yerlere not almayı da sakıncalı buluyorum. Hiç birimizin yaşadıklarının normal olmadığını yıllar içerisinde edindiğimiz tecrübelerimizden öğrendik.  her birimizin hayatında kendimize bile itiraf edemediğimiz düzeyde ve ciddiyette anormaliklerin olduğunu biliyoruz.  Bir de bizim duygu ve düşünce dünyamızın başkalarınınkine benzemediğini okuduklarında haketmediğimiz  yakıştırmaları değil bilmek ve duymak tahmin bile etmek istemiyorum. Bizim işimiz zor yoldaş. Biz kendimize ait dünyada bildiğimiz gibi yaşıyoruz. Ne biz kimseye ne de kimseler bize benzemiyor. 

Bunu gerçekleştirmeye de yani ne kimseye benzemeye ne de kimilerini kendimize benzetmeye kalkmamalıyız. Ancak biz birbirimizi anlayabilir, anabiliriz.   Ne bizim yaşadığımız mutluluklara, ne yaşadığımız tahammülü zor acılara,  birbirimizi yiyip bitiren ama yine de direnme gücü yaratan  mücadelelerimize, ne kavgalarımıza ne uzlaşılarımıza ne sevdiklerimize ne kızdıklarımıza ne sevgililerimize, ne aşklarımıza kimsenin anlam vermeyeceğini biliyorum  bu nedenle yazmak için henüz erken. 

Hızlı yaşadık  dinlenerek, dinleyerek ağır ağır izleyip sürdürelim şu kaç günlük dünyada aceleye gerek yok gülüm. Yazmaya  zaman kalmasa da endişelenme yaşadıklarımızı yazmak için yaşamadık ya. Yani yaşamak için yaşadık her şeyi. İyisiyle kötüsüyle. Keşkeleri de bol olan bir hayat yaşadık yoldaş. En çok içimi acıtan nedir biliyor musun? şimdi bizimle olmayan çok değerli kadın erkek yoldaşların yokluğu. 

Onlarla her şeyimiz yarım kaldı. Böyle anlaşmamıştık biz bu hayatla ama bu hayatın bize kazıkları çok acımasız oldu. Bizi ayazda bıraktı yoldaşlarımızı bizden alarak. Katlanılması zor bir acı ile neden hala yaşıyorum sorusu bu süreçte sürekli konuğum oluyor. Belki de daha fazla acı çekmek için verilen bir ceza oluyor biraz daha fazla yaşamak neyse yoldaş hayat her şeye rağmen devam ediyor. Bizleri ne bekliyor bilmiyoruz en güzeli de bu olsa gerek ne yaşayacağımızı bilmeden yaşamın içerisinde sürüklenip gitmek sanki her şey elimizdeymiş aldatmacası ile birlikte sanki biz her şeye kadir mişiz gibi. Sanki biz ne istersek o oluyormuş gibi ya da biz nerede bitmesini istersek orada bitirebilecekmisiz gibi. Hayır yoldaş biz kendimiz  değiliz. Kendimiz için yaşamıyoruz. Bizim böyle bir hak ve özgürlüğümüz yok biz sorumlulukları olan bireyleriz.    

İlerde bir gün bize de ait bir hayat olursa ya da kendimize ayıracağımız bir zaman her halde o zamanda nasıl yaşayacağımızı bilemeyeceğiz. Yani beceremeyeceğiz.  Ben artık geleceğe dair fazla plan yapmak istemiyorum. bu benim hayata dair beklentilerimin olmadığı anlamına gelmiyor. 

Sen bizim de yerimize hayaller kurmaya ve planlar yapmaya devam et. Böylesi de iyi geliyor. 

Seni seviyorum, öpüyorum.

Sevgiyle kal…

Beritan Şiyar Dersim

**

Canım Ablam,

Yazmak söze ne kadar kolay, her şey gibi ama kolay olmuyor. Hele yazmak geçmişe yazmak, tarihe yazmak, kendine yazmak, kendine dönmek gibi bir şey… oysa çok oldu kendime dönmeyeli oysa, çook oldu geçmişe dönmeyeli. Sana yazarken en çok nasıl nerden başlayacağımı düşündüm. Başlamak bitirdiğin yeri bilmekten geçer ve galiba ben bitirdiğim yeri bıraktığım yeri bilmiyorum o yüzden başlamak değil benimkisi sadece belki yüreğimi akıtmak olacak.

Tahlil yapacak değilim herkes yeterince analiz ediyor zaten, gereğinden fazla. Ben sadece düz , sade, basit bir şekilde diyecem ki Filooo seni çok özledim. Başlamak buysa bıraktığım yerde buydu, özlem. Seni özledim. Ne kadar özledim bilemezsin. Seni her geçen gün her an düşünmek başını yastığa gömüp kaç kez senin suçun,  yok benim değil ailenin suçu, yok hayır bu halkın suçu, yok hayır hayatın, kendisinin suçu belki de filonun suçu bizi  kendine hasret bırakmak.

Suçlu aramak başta inadına savurduğun ilk yardım yeleği gibi ama sonra ya suç yok suçlu yok seçimler var demenin olgunluğu özlem yüklü yıllardan. Dönem dönem yaşanıyor gelişimsel süreç belki de gelişmeyen süreç… Her düşüncen her duygun evrim geçirir gibi kendi gerekçelerini yaratıyor. Gerekçeler olmasaydı hangi yürek GERÇEĞE dayanırdı. Hiçbir yürek değil mi?

Hangi gerekçe bizi bunca yıl dayanmayan zorladı hangi gerekçe ayakta kalmamızı sağladı bilmiyorum ama senin sevgin çemberdi etrafımda. Sana duyduğum sevgi,eksik  kalan daha söylenmedik bir ton şey, yaşanmamış bir sürü an.

Fotoğraflarına bakıyorum tanrıça gibisin. Tek kelime evet Tanrıça. Çok bilemem mitolojiyi tarihi ama evren kendine tanrıça yaratmışsa eğer ya da yaratacaksa senden esinlenmiştir ya da esinlenmelidir. Ruhun tanrı bedenin tanrıça gibi…

Bizi merak ediyorsundur bizim seni merak ettiğimiz gibi. Biz iyiyiz. Senin de iyiyim dediğin diyeceğin kadar. Yıllar geçiyor sensiz sen yanında olmadan. Ama bilmiyorum  ki yakından sana sarılacağım zamanlar. 

Kızım en çok sevdiklerini sıralıyor, kedi, köpek, anne diye. Ben ona sıraladığımda hiçbirini tanımadığını fark ediyorum. Sen, Günay abi, Azat.

Gel Filo ne olur…

Sana yazmak çok zor konuşmak nasıl olacak sarılmak hayal bile edemiyorum. Günay abi bizim yerimize bol bol sarılacak eminim. Belin nasıl oldu? sağlık sorunların olduğunu biliyorum. Ruhunu ve bedenini dinlendirme zamanıdır. Sevgimiz hep seninledir ve seninle olmaya devam edecek.

Seni çok seviyorum. Seni çok özlüyorum. Yüreğimdesin, canımdasın…

Kendine iyi bak. Kocaman sarılıyorum sana. Umudun yakın zamanda sana kocaman sarılmaktır. Biliyorum ki olacak, yakında sana sarılacağım ve bu sefer bırakmayacağım.

Çok öpüyorum seni. Hatırlıyor musun senle uyumak istediğimde hep karşı çıkardın bu sefer şansın yok geldiğinde senle uyuyacağım sana sarılıp senin kokunda sabahlayacağım. Seni  çok özledim. Sana anlatacak çok şeyim var. Kısa zamanda görüşmek umuduyla

Hoşça kal…

Seni çok ama çok seviyorum

Figen

***

Sevgili Leyla

Senden ayrılmak zor geldi. Seni daha orada özledim, özlüyorum.  Umarım iyisindir ve her şey yolundadır. Geride kalan neredeyse bir yılı hep senini için endişe ederek, seni düşünerek geçirdim. Bir çok kez arkadaşlardan senle ilgili gelişmeleri öğrendiysem de sana ulaşmadığım için rahat edemedim. Yine bir çok kez senin yanına gelmek için hazırlık yaptıysam da , her defasında ertelenmesine neden olan aksilikler ve gerekçeler çıktı. Neyse, sağlık olsun. Umarım artık sağlığına ve eski moraline kavuşmuşsundur.

Aradan yıllar, uzun yıllar geçti. Sen dağda ben sürgünde bir ömür geçirdik. Bu sorun daha devam edecek. Sen dağda ben sürgünde kalmayı sürdüreceğiz görünüyor. Seni nhayatın kavganın içinde bir anlam kazandı. Hayatın anlamı, senin yaşadıkların, anıların, acılı , tatlı yılların, yoldaşların vs. bunu anlıyor ve saygıyla karşılıyorum. Ama sana her zaman söylediğim gibi ‘kardeşlik bağları’nın da insan yaşamına kattığı değerler, güzellikler var. Bunları da arada bir anımsamak gerekir.

Sen benim için yeryüzündeki her şeyden değerlisin. Senin varlığın yaşlı ve yorgun yüreğime güç veriyor. Yüreğim biraz da sana olan sevgim sayesinde atıyor. Bunların belki siyaseten bir anlamı olmayabilir ama benim açımdan çok anlamlı ve önemli… Bu nedenle senden ricam kendini fazla üzme, tepkilenme, biliyorum bizim aile olarak genetik özelliğimizdir her şeyi  kafaya takar dert ederiz, bence her şeyi kafana takma. Hayatı olduğu gibi kabul etmek bazen insana yarar sağlıyor. Hintli bir bilge” çözemediğin sorun senin sorunun değildir.” diyor. Her şeyi sorun haline getiren bir mizacımız var. Ben de öyleydim….Zamanla değiştim…

Neyse,

Lütfen bana en azından bir mektup yaz. Bütün arkadaşlara, kavgayı paylaştığın dostlara selam söyle.

Sana sevgiyle sarılıyorum, doyasıya kokluyorum, öpüyorum da öpüyorum…

Günay

19 Kasım 2010 Köln

**

Leyla Yoldaş’a,

Notunu almakla hem çok sevindim hem de çok üzüldüm. İki duyguyu bir arada yaşadım. Sevindiğimin nedenini açmama gerek yok. Yoldaş sıcaklığını ve sadeliğini hisseden senin gibi biri için sevincin, moral kaynağının sevmek ve bağlılıktan geçtiğini tekrardan ifade etmek tekrarı içerir.

Çünkü bunu sen çok iyi biliyorsun. Ancak neden üzüldüğümün nedenini açabilirim. Üzüldüm, çünkü sana sarılıp seni doya doya kucaklayamacağım, umarım bu konuda sende beni hoş görürsün. Sana daha önce de not göndermek istedim fakat bu yönlü fırsatım olmadı. Ayrıca duygular ve hisler kağıt parçalarına sığmıyor. Yazmaya çalışsaydım da şimdiki gibi yarım kalacaktı her şey. Fiziki ayrılıkların felsefemizde yeri yok. Çünkü bir sınırların ötesinde hep birlikteyiz. Aynı şeyleri hissediyor ve yaşıyoruz. Her şeyi ve tüm sevdiklerimizi göz bebeklerimize ve yüreğimize koyup kendimizle birlikte gittiğimiz her yere götürüyoruz.

Ben de yoldaşlığını senin uzağında da olsam yakınında da olsam hep taşıyacağım. Yine de şu dileğimi bilmeni istiyorum; ‘Keşkeee’ diyorum, yüz yüze görüşüp bazı şeyleri konuşma ve tartışma zamanımız olsaydı. Ama ben yine de bu dileğimi ve umudumu hep saklayıp koruyacağım. Bir daha buluşana dek.

Nûda  ark. şehadeti çok etkiledi beni. Kendime bir kez daha onların yolunda yürüyeceğime dair söz verdim. Gerçek bağlılığın ifadesi ancak bu olabilir. Serhat yolculuğunda başarılar ve iyi yolculuklar dilerim. Tüm iyilik melekleri seni ve yol arkadaşlarını korusun. İleride gelebilmek için çok güçlü hazırlanacağım. Serkeftin, serkeftin.

Tüm yoldaşların, Axin Raperin ve Gabar ark. çok selamları var.

Sema 

***

Leyla Arkadaş’a,

Notunu aldım çok sevindim. Yine kendini tutamayıp isyanlarını iletsen de sanırım durumun iyidir. Dambat sevdası sanırım almış başını gitmiş senin için. Bu konuda sanırım Berçem ark. zorluyorsun. Ben senin gitmeni onaylıyorum ama örgütün vereceği karara da uymalısın. G…gibi örgüt karşısında umarım açlık grevine girmezsin. Yaşınız başınız ağarmış ayıptır yoldaşlar, bu yaşta bu yaklaşımlar. Sana da yakıştırmıyorum.

Sizi özledik ve artık sen de yoksun Akademilerle baş başayım. Platformlar oldu, güçlü geçti. Ama senin gelmemeni eleştiriyorum. Gelip katılman iyi olurdu. Ben önermiştim ama gelmedin.

Neyse Heval Leyla bu kadar eleştiri yeter. Sanırım sadece eleştirim değil beklentilerimdendi. Ben birçok kuzey grubunu görmedim, sanırım sen görüyorsun onlara selamlarımı söyle. Özelde Akademiden çıkan arkadaşlara, ben doğru dürüst vedalaşamadım, içimde kaldı.

Kısaca kendine çok iyi bak

Devrimci selam ve saygılar

14 Mayıs 2008

Zozan

**

Merhaba

Göndermiş olduğunuz notu aldım ve durumunuzu kısmen de olsa Agit arkadaştan öğrendim. Bununla birlikte yapmış olduğunuz eleştirileri de dikkatle okudum. Belirtmiş olduğunuz görüş ve eleştirilerinizi dikkate alacağımı bilmenizi isterim. Bu not da not yazmama alışkanlığıma yaptığınız eleştiriyi aşma yönünde geliştirildi. Aslında size daha önce bir not yazmayı düşünüyordum. Ama ne fırsat bulabildim ne de size ulaştıracak bir arkadaşı. Bulduğum ilk fırsatı değerlendirip bu notu gönderiyorum.

Şu anda Zağros karargahındayım ve genel durumumuz iyidir. Çarçala ve Esendere yorucu ama iyiydi. Fiziksel ve düşünsel anlamda zorlandığım herhangi bir nokta yok. sizi görmek, tartışmak isterdim ama malum işinizin yoğun olmasından dolayı ne zaman gelip, ne zaman geçtiğiniz belli olmuyor. Daha nerede olduğunuzu öğrenmek için sorarken bir duyuyorum ki başka bir yerdesiniz. Kusura bakmayın yine Eğitime gitmedim. Kendim için Eğitime ihtiyaç duymadım. Gitmek istemememin özel bir sebebi yok. Bu sefer geçerken haber verirseniz gelir sizi görebilirim.

Azad’a bir not yazmayı, hatta telefonla konuşmayı çok istiyorum ama nasıl ulaşacağımı tam bilemiyorum. Vermiş olduğunuz telefonla ona ulaşamadım. Eğer varsa ona ulaşacağım bir telefon numarası gönderirseniz iyi olur.  Bireysel olarak bir yoğunlaşma ve tartışma süreci yaşamak istiyorum. Olumlu sonuçlar çıkarabileceğime inanıyorum.

Çok yoğun olduğunuzu duydum. Bence insan işin yoğunluğuyla kendisini bağlamamalı. İş her zaman yapılabilir önemli olan insanın kendisini fazla yıpratmamasıdır. Kendinize iyi bakın, kendinizi fazla yıpratmayın. Belki size söylemedim ama benim için değerli bir yoldaş ve sözünü dinlemem gereken manevi bir arkadaşsınız. Saçımın beyazlamış olması ve yaşımın ilerlemesi bunu değiştirmez.

Saygılarımla

Mervan Reşo

**

Leyla arkadaşa,

Uzun bir dönemden bu yana arkadaşların şehadeti beni oldukça etkiliyor. Sizleri de uzun bir dönemden bu yana tanıdığımız için devamlı sizden bahsetmemiz,

senin kararlılığın ve Devrimci duruşunu hayranlıkla karşılıyoruz. Biz Hiwi’yi annesinin zorlaması ile görmeye geldik ve orada ilk sorduğumuz arkadaşlar sizler oldunuz. Hastalığının iyi olduğu cevabını alınca çok çok sevindim. Şimdilir Başur’da Koyê’de kalıyor Hewi ve durumumuz iyidir. Rojda ve Beriwan arkadaşlarla görüşüyoruz, durumları ve devrimci duruşlarını devam etmeleri sevindiricidir.

Yanlış anlaşılmaması için demek istediğim İran ortamında beraber çalıştığımız arkadaşlara hayranlık duymamakta bir neden yoktur. Bir erkek çocuğumuz olduğu ve adını Adar koyduk.  Nazile, Leyla, Azad ve Zilan’ın da sana selamları vardır.

Son selamlarımı candan iletir, uğraşında başarılar dilerim. Tüm arkadaşlara selam ve saygılarımı iletirim.

NOT: Hiwi’nin kendisini teorik olarak biraz geliştirmesine yardımcı olun.

***