Lübnanlı feministler İranlı kadınlarla dayanışma eylemi yaptı

Lübnanlı feminist aktivistler, Beyrut’taki Ulusal Müze önünde düzenlenen dayanışma eyleminde “Jin jiyan azadî” sloganıyla İranlı kadınlarla dayanışma içerisinde olduklarını söyledi.

Beyrut’ta Ulusal Müze önünde toplanan Lübnanlı feminist aktivistler, Mahsa Amini’nin İran rejimi tarafından katledilmesini kınayarak, Mahsa Amini davasının bir peçe davası olmadığına dikkat çekti. İran rejiminin din adı altında kadınlara zulmettiğini söyleyen kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganıyla İranlı kadınlarla dayanışma içerisinde olduklarının mesajını verdi.

“Birbirimize destek olmalıyız”

Eylemde konuşan Prof. Rin Abbas, “Dünyanın herhangi bir ülkesinde kadınlara karşı işlenen her suç küresel bir suçtur ve dünyanın her yerinden kadınlar birbirimize destek olmalıyız, yoksa kadınlara yönelik şiddet devam edecektir. İster İran isterse dünyanın başka bir yerinde olsun hırpalanan her kadın hepimizi temsil ediyor. Kadına şiddetin yasak olduğunu tüm dünyaya anlatmamızın zamanı geldi” dedi.

“Rejim üzerinde baskı yaratabiliriz”

Feminist aktivist Karen Nasr, bu dayanışma eylemine katılmak her kadının görevi olduğunu vurgulayarak, sorunun sadece İran’da olmadığını, bu sıkıntının yarın Beyrut’ta olabileceğini vurguladı ve şöyle konuştu: “Sesimizi ne kadar yükseltirsek, sesimiz o kadar çok insana ulaşır ve bu eylemlerimiz baskıcı rejimler üzerinde baskı oluşturabilir.”

“Zalim rejimlere karşı buradayım”

Feminist aktivist Nidal Helou, dayanışma çağrısında bulunarak, “Her insanın istediği gibi yaşama ve istediği kıyafetleri giyme hakkı vardır. Ne yapacağımıza karar vermek isteyen zalim rejimlere karşı buradayım. Kadınlara yönelik tüm haksızlıklara karşı buradayım. Kimsenin bizim özel hayatımıza veya siyasi kararlarımıza karışmaya hakkı olmadığını bilmeleri için el ele vermeliyiz” şeklinde konuştu.

“Din kisvesi altında kadınlara zulüm ediliyor”

Gazeteci Sawsan Abu Zahr da “Mahsa Amini davası bir başörtüsü hikayesi değil, bu bölgede kadınlara din kisvesi altında zulmeden bir adaletsizliğin hikayesidir. Sistematik bir siyasi baskının hikayesidir ve din en kolay bahanedir” dedi. Dayanışma standına çok sayıda çocuğun katılımıyla ilgili yorum yapan Sawsan Abu Zahr, çocukların, özellikle erkek çocukların ataerkil bir zihniyetle yetiştirilmemesinin önemini vurguladı.

“Konu siyasidir”

Feminist aktivist Jana Abi Morshed ise, İranlı kadınların bir diktatör rejimle karşı karşıya olduklarını ve onlara adalet sağlanması için seslerini yükseltmeye geldiklerini belirtti ve şöyle devam etti: “Konu tesettür değil, konu özgürlükler, baskı ve ataerkil otorite ile ilgili, toplumların sapkınlıklarıyla ve din adına şiddetlenen siyasi bir meseledir. Yeter, toplumlarımız daha iyiye gitmeli çünkü en iyisini hak ediyorlar. Bu devrim akan kana rağmen Arap dünyasında başlayan devrimleri genişletecek.”

/Caroline Bazzi