Roboski Katliamı için ‘Hakikat ve Yüzleşme’ çağrısı

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombalaması sonucu çoğu çocuk 34 kişinin katledilmesinin 10’uncu yıldönümünde anma gerçekleştirildi.
Roboski Şehitliği’nde yapılan anmaya ailelerin yanı sıra, Barış Anneleri, Demokratik Toplum Kongresi  (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk,  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ile Keskin Bayındır, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay,  EMEP, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Şırnak milletvekilleri Nuran İmir, Hasan Özgüneş, Hüseyin Kaçmaz, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Celalettin Can ve Parti Meclisi üyeleri, bölge baroları ve HDP il ve ilçe örgütlerinden oluşan heyet katıldı.
Anma, katliamda yaşamını yitiren 34 kişi için yapılan saygı duruşuyla başladı. Anmaya katılanlar, “Unutmadık, unutturmayacağız hesap soracağız” pankartı arkasında bir araya geldi.
‘Geleceği de hayalleri de yok ettiler’ 
Anmada ilk konuşan Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz, “10 yıldır bu acıyı yaşıyoruz” diyerek sözlerine başladı. 34 kişinin bu ülkenin savaş uçakları tarafından bombalandığına dikkat çeken Rojhat, “Geleceğe dair hayalleri umutları vardı, geleceklerini de hayallerini de umutlarını da yok ettiler. Henüz 13 yaşında naylon ayakkabısı ile yola koyulan çocuklar vardı” dedi.
‘Artık mızrak çuvala sığmıyor’ 
Ahmet Arif’in 33 kurşun şiirinden bir paragraf okuyan Rojhat, söz konusu şiirin yine 79 yıl önce bir sınırda gerçekleştirilen katliama ilişkin yazıldığını belirtti. Bu coğrafyada, zulümlere ve yargısız infazlara alışmayacaklarının altını çizen Rojhat sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede kalıcı huzur isteniyorsa bu katliamın failleri ortaya çıkarılmalıdır. Roboskili aileler, ciddi anlamda mağdur edildiler, gözaltına alındılar tutuklandılar hatta. Bu süreçte zaman zaman onları yalnız bıraktık, hak mücadelesi sürecinde bu sürecin akamete uğratılmasında hepimizin payı vardır. Biz Şırnak Barosu olarak özeleştirimizi dile getiriyoruz, ama artık mızrak çuvala sığmıyor.”
‘Karanfille değil adaletle gelmek isterdik’ 
Ardından söz alan Türkiye Barolar Birliği  (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ise şunları söyledi: “Gönül isterdi ki biz bugün buraya elimizde karanfil değil adaletle gelmiş olsaydık. Gönül isterdi ki gerçekler ortaya çıkarılmış, işin sorumluları bağımsız yargı önünde hesap vermiş, ailelerin bir nebze de olsa yarası sarılmış olsaydı. Ama ne yazık ki 34 insanımızın yaşamını kaybettiği bu olaya ilişkin etkin bir soruşturma süreci yürütülmediği gibi tek bir yetkilinin bile yargı makamlarına çıkarılmadığı ve cezasızlığı yaşadığımız çok ağır bir durumla karşıya karşıyayız.”
‘Mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz’
Yaraları sarmanın yolunun hukuku işletmek olduğuna dikkat çeken Erinç, “Adaleti tesis etmediğiniz zaman kanayan yarayı durduramazsınız. Ağlayan annelerin gözyaşları dinmesi için mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Birbirimizin elini bırakmayacağız’
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Kürtçe selamlarını ileterek “Ne zaman birbirimizin elini bırakmayacağız o zaman adalete erişeceğiz” dedi.
Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu çağrısı
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise 34 kişinin kaybının sadece Kürt halkının ve ailelerin kaybı olmadığına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin tarihi katliamlarla dolu. İnsanlar bombalanarak, dönemin Başbakanı hiçbir şey olmamış gibi demeçler verdi. 12-13 yaşındaki çocuklar, geçimlerini kazanmak için sınırın öte yanına katır sırtında gitti. Bunlar sivildi ve siz sivilleri uçaklarla katlettiniz. Özür dilemediniz, basitçe gördünüz. Oysa parçalanan bedenler, battaniyelere sarılan bedenler, katır sırtında köye getirilen o insanlar, ana rahminde büyümüş, senin gibi, benim gibi candı. Erdoğan ve şürekası, bununla yüzleşmek zorundasınız, özür dilemek zorundasınız, gerçekleri araştırma komisyonu kurmak zorundasınız. Sivil insanlara ölümü reva gördünüz. TSK’nin 46 dakika süren bombardımanıyla. Bu saldırının tabi ki siyasi bir anlamı var, en başta Kürt halkına düşmanlıktır. Her türlü zulmü kendine hak gören iktidar, bunu da kendinde hak gördü. Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı, yüzleşme sağlanmalı.”
‘Ankara’nın dehlizlerinde betona gömülmek isteniyor’ 
Aileler adına konuşan ve katliamda birçok yakının kaybeden HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü, annelerin hala siyahlarla yasta olduğunu belirterek, “Bu dosya Ankara’nın dehlizlerinde betona gömülmek isteniyor. Böyle hukuk faciası hiçbir şey olmamış gibi davranılması kabul edilir bir durum değildir”  diye kaydetti.
Ferhat, Samsun Bafra Cezaevi’nde 3 yıldır tutsak olan KHK ile kapatılan Roboski Der’ in başkanı ve kardeşi Veli Encü’nün katliamın yıldönümüne dair cezaevinde kaleme aldığı mektubunu okudu.
 Mektupta şu ifadeler yer aldı:
“10 yıldır 34 yakınımız için adalet talep ediyoruz. Bizlere yaşatılan acının ve zulmün sorumlularını hukuk ve adalet eliyle istedik. Ancak 10. Yıldönümümüze girmemize rağmen halen adalet talebimiz karşılık bulmuş değildir.28 Aralık 2011’de bizlere yaşatılan o büyük acı ve 10 yıldır reva görülen adaletsizlikler hafızalarımızda silinmez izler bıraktı.  Zaman acıları belki dindirir. Ama haksızlıkları, adaletsizlikleri ortadan kaldıramaz. Suçları ve suçluları asla unutturamazlar. 10 yıldır yüreklerimizde biriken acılar, adaletsizliğin verdiği öfke ve isyan Roboskili ailelerimizden ya bir annemizi ya da bir babamızı bizlerden eksiltmektedir. 10. Yıldönümüne 2 ay kala Hamza Encü’nun annesi Kadriye annemizi de kaybettik. Oğlunu kaybetmenin acısı ve oğlunu ondan koparanların cezalandırılmaması, Roboski dağlarında yankılanan adalet çığlığına sessiz kalınması, karşılık bulmaması Kadriye annemizi de bizden ayırdı. Her adalet nöbetimizde ve her yıldönümü anmalarımızda oğlunun fotoğrafını kucağında taşıyıp adalet talep eden Kadriye anne de artık aramızda olmayacak. Oysa Berfo analara verilen söz Kadriye anneye de verilmişti. Soruyoruz sizlere Kadriye anne ile nasıl helalleşeceksiniz. Biz Roboski aileleri adalet ağacının kırılan dalıyız. Roboski’de zulüm ve adaletsizlik kazanını kaynatanlarla asla helalleşmeyeceğiz. Roboski aileleri olarak Roboski’nin sorumluları karşısında canlı bir vicdan numunesi gibi dikilmeye devam edeceğiz.
Sözümüzden de yolumuzdan da dönmeyeceğiz
Bizlere yönelik baskılar, saldırılar, tehditler, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklanmalar da denizdeki kum misali her geçen gün arttı. Adalet adına hareket etmediler, tam tersine Roboski’nin sorumlularını nasıl koruruz, nasıl aklarız çabasını yürüttüler bugüne kadar. Roboski için yürütülen sözde adli ve idari soruşturmanın gerekçelerini, faillerin yargı eliyle aklama çabalarını, adalet mücadelesini veren biz Roboskili ailelere yönelik baskıları topluma ve kamuoyuna duyurup anlatmamızın önünü almak, sesimizi tamamen kesmek, ortadan kaldırmak amacıyla 2 yıl 7 aydır tutuklu olarak tutulduğum cezaevinden bir kez daha sesleniyorum; Beni asla cezaevi ile korkutamazsınız. Roboski için verdiğim adalet mücadelesinden alıkoyamazsınız. Acıyla bir kez daha söylüyoruz; 34 cana adalet borcumuz var. Borcumuzu ödemeden sözümüzden de yolumuzdan da dönmeyeceğiz.”
Anma, ailelerin mezarlığa karanfil bırakması ile sona erdi.
/MA/