Rojava’nın aynası ‘Rupela Sor’un galasından notlar

Devrimci bir kadın ve basın emekçisi Şehit Nûjiyan Erhan’ın başrolünü oynadığı ‘Rupela Sor’ filmi, Rojava’ya yeni gelen birinin gözünden devrimi ve toplumu olanca yalınlığıyla beyaz perdeye taşıyor.

Kamışlo’da günler öncesinden afişler ve billboardlarla tanıtımı yapılan ‘Rupela Sor’ filminin galası, 16 Mayıs’ta Mihemed Şêxo Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Başrolünü 3 Mart 2017’de Şengal’de Roj Peşmêrgelerinin ihanet saldırısında ağır yaralanan ve 22 Mart 2017’de şehadete ulaşan Nujiyan Erhan’ın oynadığı filmin 5 oyuncusu da özgürlük mücadelesinde şehadete ulaştı. Ekibinin çoğu şehit olan bu film; düşük bütçesi, mütevazı kadrosu ve kısıtlı imkanları göz önüne alındığında uzun metrajlı bir film için gerekeni fazlasıyla sunuyor.

TÜM GERÇEKLER NEYSE O

2016’da yapılan film, dönemin gerçeğini olduğu gibi beyaz perdeye taşıyarak izleyiciyle buluşturuyor. Filmin başrolündeki Şehit Nûjiyan Erhan’ın hayat verdiği Medya karakteri, Bakurê Kurdistan’dan Rojava’ya gelen şair bir kadının gözünden Rojava’daki savaşı, halkın çektiği zorlukları, evlatlarını ve ebeveynlerini kaybedenleri, çete saldırılarını, hatta Rojava’da sıklıkla yaşanan elektrik kesintilerini bile hiçbir şeyine dokunmadan kayda geçiyor.

HER BİR SAHNE ROJAVA İNSANINI GÖSTERİYOR

Şehitlerin ürünü olan bir eseri izlemeye gelen Kamışlo halkı, Mihemed Şêxo Kültür Merkezi’ni hıncahınç doldurmuştu. Halk, izlediği filmde bir anlamda kendini gördü. Zira film halen yaşadıkların hayatın tam da içinden olanca yalınlığıyla çekilmişti.

Şair Medya’nın evinde konakladığı şehit annesinin elektrik kesilirken verdiği tepki, YPG-YPJ savaşçılarının yemeğini kötü yapan arkadaşlarına betimleme ve şakalarla karışık takılmaları, hamile eşini Qamişlo Belediye saldırısında kaybeden adamın haykırışları, savaşta defalarca yaralanmasına rağmen cepheye gitmek için ısrar eden savaşçılar…

Kısacası izleyici filmin her bir karesini izlerken kimi zaman güldü, kimin zaman ağladı, kimi zaman nefeslerini tuttu. Çünkü beyaz perdede izledikleri kendi yaşamlarının içinden kameranın objektiflerinden yansıyanlardı.

Yönetmen Dersîm Zerevan da film öncesi verdiği demeçte, filmin galasını Qamişlo’da yapma nedenlerini anlatırken, “Bu filmle halkımıza, ‘Sizin yarattığınız miras, uğruna bedel verdiğiniz her şeyi bu sanat ürünüyle sizlere sunuyoruz’ demiş olacağız” sözleriyle özetliyor. Kısacası film ‘Rojava’ya geldiğimizde bizi en çok etkileyenler ne olacak?’ sorusuna sunulmuş bir cevap niteliğindeydi.

FİLMDEN KISA BİLGİLER

1 saat 45 dakika süren uzun metrajlı ‘Rupela Sor’un yönetmeni Dersîm Zerevan, filme ve yapıldığı döneme dair şu bilgileri bizimle paylaştı: “‘Rupela Sor’u 2016’da çektik. Bilindiği üzere 2016’da Rojava’da savaş çok çetin bir halde devam ediyordu. Kürdistan’dan ve dünyanın dört bir yanından enternasyonaller buraya gelip, yeni bir toplum modelinin oluşturulduğu bu devrime katılıyordu. Filmde de Bakurê Kurdistanlı şair bir kadının Rojava Devrimi’ne askeri, kültür-sanat ve toplum alanlarında destek vermek amacıyla yaptığı katılım işliyor.”

‘SAVAŞÇILARIN VE HALKIN ÜRÜNÜ BİR FİLM’

Film için “Rojava savaşçıları ve halkının ürünüdür” diyen yönetmen, filmde emeği geçen şehitleri ve çalışma arkadaşlarına ilişkin ise, “Filmin başrolündeki Kürt devrimci, sanatçı ve gazeteci Nûjiyan Erhan olmak üzere, filmde yer alan Hebûn Ereb, Arîn, Basil, Şervan ve Karker arkadaşlar şehit düştüler. Onların emeğiyle bu film çekildi. Küçük bir ekiptik. O dönem Rojava’da imkanlarımız azdı, fakat herkes devrimci sanat ruhuyla, severek bu yapımda yer aldı. Bu film Rojava savaşçılarının ve halkının ürünüdür” diyor.

ARKA PLAN EMEKÇİLERİ

Dersîm Zerevan, ‘Rupela Sor’un arka planında emek verenler hakkında da şu bilgileri verdi: “Filmin yapım ekibinde 5-6 kişi yer alıyorduk. Prodüktörlerimiz Çiğdem Roj, Ahmed Feqe ve Hejar Ahmed arkadaşlardı. Serhat Hulaku arkadaş da hem montaj hem çekimlerde görev aldı. Filmin birçok çalışması oyuncu arkadaşlarımızla birlikte yapıldı. Rojava koşullarına göre yapımda yer alan mütevazi bir ekiptik. Bu çalışma kadın arkadaşların çalışmasıydı. Halihazırda filmin Rojava kentlerinde gösterimi için gereken çalışmayı Hîlala Zerîn yürütüyor.”

NEDEN RUPELA SOR?

Yönetmen, filme neden ‘Rupela Sor’ (Kızıl Sayfa) ismini verdiğini de, “Bildiğiniz gibi bu topraklarda ağır bedeller ödendi, büyük mücadeleler yürütüldü. Kan, ter ve gözyaşı döküldü. Filmde yazılan şiir de devrimin gerçeğini yansıtıyor. Tarihe düşen bu sayfa, şehitlerin kanlarıyla, özellikle Rojava’da şehit düşenlerin kanlarıyla yazıldı” sözleriyle açıklıyor.

‘HALKIMIZIN EMEKLERİNE SANATIMIZLA SAHİP ÇIKMAK ONUR VERİCİ’

Filmin galasını Qamişlo’da yapacakları için heyecanlı olduklarını belirten Dersîm Zerevan, bu heyecanın nedenini ise şöyle açıklıyor: “Çünkü bu toplumun gerçekliğini, verdikleri emekleri kendileriyle paylaşacağız. Gösterimle bu halka, ‘Sizin yarattığınız miras, uğruna bedel verdiğiniz her şeyi bu sanat ürünüyle sizlere sunuyoruz’ diyeceğiz. Bizim için en güzel his budur. Evet bugün Qamişlo’da gösterim yapıyoruz fakat Rojava’nın tüm kent ve köylerinde gösterim planımız var. Bizim için onur verici olan en önemli şey, halkımızın fedakarlığı ve emeklerine sanatımızla sahip çıkmaktır.”

ARMAĞAN VE TEŞEKKÜR

‘Rupela Sor’un daha önce Almanya, İtalya, İspanya diğer Avrupa ülkelerindeki film festivallerinde gösterildiğini, ancak galasını Qamişlo’da yapmayı daha anlamlı bulduklarını belirten Yönetmen Dersîm Zerevan, gösterim öncesi sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu filmi tüm şehit annelerine, filmde yer alan şehitlerimiz ve tüm şehitlerimize armağan ediyorum. Filmin yapımına katkı sunan YPG-YPJ’ye, Devrimci Gençlik’e, Hîlala Zerîn’e ve halkımıza teşekkürlerimi sunuyorum.”

Demecin ardından filmi izlemek için boş koltuk bulunmayan salona girdikten sonra yönetmen bu kez izleyicilere hitap etti. Şehitleri anarak yaptığı konuşmayı, alkışlar eşliğinde gözleri dolarak tamamladı. Çünkü karşısında filmi armağan ettiği Rojava halkının olduğunu, böyle bir eseri ortaya çıkarmak için ulaşabildikleri imkanları, bu halkın evlatlarının şehadetiyle elde ettiğini en iyi bilenlerden biri de oydu.

Uzun soluklu filmi birçok kişi gibi ayakta izledik. Asıl mesleği oyunculuk olmayan oyuncuların aslında kendilerini oynayarak ortaya çıkardığı sanat, Kürt sineması için oldukça önemli ve görülmeye değerdi. Uzun bir süredir Kamışlo’da bulunan biri olarak farklı yerlerde rastladığım birçok tanıdık yüzü de filmde gördüm. Onları filmde oynarken görünce, böyle yetenekleri olduğunu görmek de açıkçası mutluluk vericiydi.

FİLME KATKIDA BULUNANLARIN GÖRÜŞLERİ

Filmin ardından çalışma arkadaşım babası şehit olan küçük bir kızı canlandıran Cihan’ı ve filmin oyuncularından Şehit Basil’ın annesiyle beni tanıştırdı. Kendilerini ve yaşadıklarını beyazperdede görmeleri onlar için farklı bir duygu olacak ki her ikisi de film boyunca bazen güldüklerini bazen de ağladıklarını söylüyor.

‘OĞLUM SAĞ İMİŞ GİBİ HİSSETTİM’

İlk olarak mikrofonumuzu uzattığımız Şehit Basim’ın annesi Hediya Fettah, filme dair duygularını, “Filmi izlerken çok mutlu oldum. Oğlumu hâlâ sağmış gibi hissettim, hem duygulandım hem mutlu oldum” diyerek ifade ediyor.

Filmde o dönem küçük bir kız olan ve bize kendini ‘Şehit Kadoz’un kızı Cihan’ olarak tanıtan küçük Cihan da Şehit Nûjiyan ile ilgili anılarını ve filmi izlerken neler hissettiğini şu kelimelerle dillendiriyor: “Film boyunca Heval Nûjiyan hep benimle ilgileniyordu. Öyle ki film çekiyormuşuz hissine bile kapılmamıştım. Filmi ilk izlediğimde daha küçüktüm, bir şey anlamamıştım ama şimdi izlediğimde neredeyse ağlayacaktım. Çekimlerde bana söyleneni yapıyordum, şimdi ise bir şeyler yaptığımı, böyle bir filmde oynadığımı görmek çok güzel bir his. Filmdeki her şey benim için gerçekti. Heval Nûjiyan benim için bir abla, bir arkadaş gibiydi. Şengal’den her geldiğinde bizi ziyaret eder, beraber oyun oynardık. Hep güler yüzlüydü.”

‘HERKES İZLEMELİ ÇÜNKÜ GERÇEKLERİ GÖSTERİYOR’

Herkesi filmi izlemeye davet eden Cihan, savaş içindeki çocukların erken büyüdüğünü ispatlarcasına şunları söylüyor: “Bu filmi herkesin izlemesini istiyorum, çünkü gerçekleri gösteriyor. O zamanlar birçok yerde savaş vardı. Çocuklar şehit düşüyordu. Öyle ki çocuklar kendi yaşlarına göre bir ortamda yaşayamadılar, özellikle de şehit çocukları.”

Küçük Cihan’ın da dediği gibi Rojava’ya dair birçok şeyi açıkça gösteren ve hissettiren bu filmi, Rojava’yı anlamak isteyen herkes izlemeli diyoruz.

 / ANHA /