Saliha Aydeniz: Rojava, Şengal ve Mexmûr halkı yalnız değildir

DAİŞ’in Hesekê’ye yönelik saldırılarının boşa çıkarılmasının ardından Türkiye’nin  Şengal, Mexmûr ve Dêrik’e  saldırdığını vurgulayan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Bu saldırılar IŞİD’in yenilmesinin intikamıdır; ancak Rojava, Şengal ve Mexmûr halkı yalnız değildir” dedi.

 

TSK’ye ait savaş uçakları 1 Şubat’ta Şengal, Mexmûr ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Dêrik’te bulunan sivil yerleşim yerlerine hava saldırısı gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen hava saldırıları sonucunda Mexmûr’da Özsavunma Güçleri Komutanlığı üyesi 2 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı. Şengal’e yönelik bombardımanın ise 2017 yılından bu yana gerçekleştirilen en kapsamlı saldırı olduğu belirtilirken saldırının 4 buçuk saat sürdüğü ifade edildi.

 

Konuya dair Jinnews’e değerlendirmelerde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, DAİŞ’in Hesekê’ye yönelik saldırılarının boşa çıkarılmasının ardından Türkiye’nin böylesi bir saldırı gerçekleştirdiğini söyledi.

 

‘IŞİD saldırılarına halklar karşı çıktı’

 

Rojava’daki halkların 2014 yılından bu yana büyük bedeller ile elde ettiği kazanımların hedef alındığını söyleyen Saliha, “IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırılar ile Ortadoğu’da bir IŞİD devleti kurmayı hedeflediler. Böylesi bir saldırı ve hedefe başta Kürt halkı olmak üzere Kuzey Doğu Suriye’de bulunan diğer halklar karşı çıktı ve saldırıların, katliamların önüne geçildi” dedi. DAİŞ’in Şengal’i sistematik olarak hedef aldığını vurgulayan Saliha,  Ezîdî kadınlarına yapılanların hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

‘IŞİD tekrardan canlandırılmak isteniyor’

 

“IŞİD sonun başlangıcını Kobanê’de yaşadı” diyen Saliha, “IŞİD’in bu kadar yayılmasının kendi imkanları ile olduğuna inanmıyoruz. Kobanê’den sonra kaybeden IŞİD’in kendini yeniden palazlandıramadığını görmekteyiz. Bundan kaynaklı Ortadoğu, özelde de Kürdistan coğrafyası üzerinde Türkiye devleti Kürtlerin mücadele ile elde ettiği kazanımlara yönelik saldırıları hızlandırdı. Başını Türkiye’nin çektiği  hegemonik güçler Ortadoğu’da krizi ve kaosu derinleştirmek için IŞID’ı tekrar güçlendirmeye çalışıyor.Bunu Efrîn’den, Serêkaniye’den, Girê Spî’den biliyoruz” diye belirtti.

 

‘Hesekê saldırısını ikinci Gare saldırısı olarak değerlendirmek gerek’

 

20 Ocak’ta IŞİD’in Hesekê’de bulunan Sinaa Cezaevi’ne yönelik saldırısını hatırlatan Saliha, saldırıyı gerçekleştiren çetelerin Türkiye denetiminde olan yerlerden geçtiğini anımsattı. “İktidar kendini devam ettirememenin sonucu olarak Kürt halkının kazanımlarına saldırmakta” diyen Saliha, Hesekê saldırısını ikinci Gare saldırısı olarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çekti. Bu durumu “ Çünkü AKP-MHP iktidarı ekonomik, toplumsal, siyasal olarak içinden çıkamadığı bir kriz dönemi yaşıyor. Bundan kaynaklı da savaş politikalarında ısrar ediyor” sözleriyle açan Saliha, “İktidar Kürt halkının kazanımlarına saldırarak, gündemi değiştirme ve savaş politikaları üzerinden kendini var etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz yıl bir hesap üzerinden Garê’ye saldırı düzenlendi. Ama o hesap ellerinde kaldı” diye konuştu.

 

‘Sahiplenme hazmedilemedi, saldırı gerçekleşti’

 

Hesekê saldırısında halkın verdiği mücadeleye dikkat çeken Saliha, sözlerine şöyle devam etti: “Orada kadınından gencine kadar halkın saldırılara karşı nasıl durduğunu ve kendi kazanımlarına nasıl sahip çıktıklarını gördük. Ancak bu sahiplenmeyi hazmedemeyen iktidar TSK’nin uçakları ile Şengal’i, Mexmûr’u, Dêrik’i bombaladı. Bombardımanın yapıldığı yerlerin birçoğunda sivil halk yaşıyor. Dün halklar Hesekê’ye yapılan saldırıyı boşa çıkarırken, iktidar Kürt kazanımlarının ete kemiğe bürünmüş yerlerine saldırılar düzenleyerek mesaj vermek istiyor. TSK’nın bombaladığı yerler arasında Mexmûr’da bulunuyor. Mexmûr, 1990’lı yıllarda o dönemin iktidarının yaptığı katliamlardan, saldırılardan kurtulmak için zorunlu olarak göç eden sivil halkların yaşadığı bir yer. Öte yandan Şengal’de kendi savunma güçlerini oluşturmuş, saldırılara karşı kendisini savunmaya çalışan bir kent” dedi.

 

‘Türkiye kadar uluslararası güçler de sorumlu’

 

“Kürdistan coğrafyası bir sömürge olarak görülüyor” diyen Saliha söz konusu paylaşımda DAİŞ’e bir rol verildiğini söyledi. Saliha, “ Ama IŞİD’i sonun başlangıcı olarak tariflediğimiz Kobanê’den bu yana tekrardan güçlendirmek adına bölge halkına saldırılar düzenlenmektedir. Türkiye’nin Kürt halkına yönelik geliştirdiği söz konusu konsept yüzyıldır devrede. Türkiye tarafından gerçekleşen saldırılarda uluslararası güçlerin de, insan haklarından sürekli dem vuran devletlerin ve Avrupa’nın da sorumlu olduğunu bilmek gerekir” diye konuştu.

 

‘Türkiye doğrudan yapamadı IŞID’e yaptırdı’

 

Saliha, geçtiğimiz aylarda meclisten geçen sınır ötesi tezkere kararını hatırlatarak, “Tezkereden sonra kendi çıkarlarını korumak için birçok devlet saldırılara karşı herhangi bir açıklama yapmadı. Kürt halkının IŞİD’e yönelik verdiği bir mücadele var. Ve bu mücadele sonucunda oluşturulan bir sistem var. Kürt halkının oluşturduğu sistem, dünyanın içine girdiği kriz ve kaosa çözüm oluşturduğu için hegomonik güçler bu saldırılara sessiz kalıyor. Türkiye o bölgede doğrudan yapamadığı saldırıyı IŞİD ile yapmak istedi. Ancak IŞİD bir kez daha yenildi. Bunun sonucunda ise Türkiye tekrardan Kürt halkına saldırmaya başladı. IŞİD’in yenilmesinin intikamını almak istedi” şeklinde konuştu.

 

‘KDP, Türk devletinin sözcülüğünü yapmasın’

 

Yapılan saldırılara karşı başta Kürt partileri olmak üzere herkesin tepki göstermesi gerektiğini kaydeden Saliha, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Başur yönetimi bu saldırılara karşı önce sessiz kalması sonra bombardımanın yapıldığına dair açıklama yapması Türk devletinin sözcülüğünü soyunan bir KDP gerçekliği ile karşı karşıyayız. Bunu halkımız çok net görüyor. Kürt halkı büyük bedeller ile elde ettiği kazanımları asla bırakmayacaktır. Rojava halkı, Şengal ve Mexmûr halkı yalnız değildir. Saldırıya sessiz kalmak saldırıları onaylamaktır. Türkiye halkı saldırılara karşı sessiz kalmayacaktır.”