Savaşın Gölgesindeki Ukraynalı Kadınlar Anlatıyor

Gazeteci Filiz Pehlivan, savaş tehdidinin gölgesi altındaki Ukrayna’da barış mücadelesi veren aktivist kadınların seslerini duyurduğu çevirimiçi etkinliğe dair gözlemlerini yazdı. Pehlivan, savaş tehlikesinin arttığı ülkedeki kadınların duygu durumuna mercek tuttuğu yazısında Ukraynalı kadınların dünyadaki kadın örgütlerine yaptığı çağrıyı da aktarıyor: “Dünya Ukrayna’dan vazgeçerse, sonuçları korkunç olur!”

Pehlivan’ın Yetkin Report’ya yer alan yazısından öne çıkan noktalar şöyle:

Birkaç yıl önce teknik bir gezi kapsamında ziyaret ettiğim Kiev’de, çiçek bahçesine döndürülmüş fabrikalarda çoğunluğu ele geçirmiş kadınları gördüğümde çok şaşırmıştım. Torna, fireze tezgahlarında makina parçalarını şekillendiren, el becerileri sayesinde somunları hızlıca sıkan Ukraynalı kadınlar, fabrika paydos zili çalınca keyifle evlerinin yolunu tutuyordu. Pek çok konuda bizden daha eşit ve mutluydular; çok etkilenmiştim.

Savaş tehlikesinin arttığı bugünlerde o mutlu Ukraynalı kadınlar hangi duygular içindeydi? Tam da bu merak içindeyken, çeşitli kademelerde görev yapan kadın liderlerin ve özellikle Rusya’nın baskısını hissettirdiği doğu bölgesinde, ön saflarda mücadele veren aktivist kadınların seslerini duyma imkânı bulduğum bir çevirimiçi etkinliğe katıldım.

Ukrayna’nın ABD Büyükelçisi Oksana Markarova ile çeşitli sivil toplum örgütlerinden temsilciler tüm barışsever toplulukları Rusya’ya baskı yapmaya ve kendilerine desteğe çağırıyor, seslerinin duyulmasını istiyorlardı. Ukraynalı kadınlar, Rusya lideri Vladimir Putin’in, Ukrayna’nın üç tarafında yaklaşık 130.000 Rus askeri birliğiyle oluşturduğu tehdidin, Ukrayna’nın demokrasi taahhüdü ve Avrupa’ya entegre olma isteğini hedef aldığına inanıyor.

Tehdit algısı ve sivil toplum

Katılımcılar bugünlerde dünyanın gözü Ukrayna’ya çevrilmiş olsa da, 2014 yılından beri bedel ödediklerine, 8 yıldır devam eden bu saldırganlığa karşı mücadele ettiklerine, 13 binden fazla can kaybına ve yaklaşık 2 milyon Ukraynalının ülke içinde yerinden edilmiş olduğuna dikkat çekiyorlar. Ukrayna halkını istikrarsızlaştırmak ve moralini bozmak için sürekli olarak yıpratılma ve dezenformasyon kampanyaları ile siber saldırılara maruz kaldıklarından yakınıyorlar.

Ama Ukrayna’da güçlü bir sivil toplum yapısı var. Sivil toplum kuruluşları Batıyla demokratik entegrasyon amaçlı reform süreçlerinde de önemli rol oynuyor. Kadın örgütleri sivil toplum mücadelesinin ön saflarında yer alıyor, liderleri barış doğrultusunda çaba sarf ediyor. Ukrayna, kadınların barış ve güvenlikteki rolüne odaklanan bir ulusal eylem planına sahip. Çatışmanın kadınlar ve erkekler üzerindeki farklı etkilerini kabul ediyor ve buna yönelik politikalar geliştiriliyor.

Ukraynalı kadın örgütü temsilcilerine göre çözüm, hem Rusya’nın işgalindeki toprakları geri almak hem ülke çapında barışı sağlamak hem de Rusya’nın tehditlerine karşı durmak için ittifaklar kurmakta. Bir katılımcı “Bağımsızlık mücadelesi sadece Ukrayna’yı ilgilendirmiyor” dedi; her halkın kendisini ülke sınırları içinde güvenli hissedebilmesi için de bu bir sınav.

Ukraynalı kadınların tanıklığı

Luhansk bölgesinden Hanna Saitarli, yaklaşık 8 yıl önce ailesinin Rus işgali nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalması ardından insan hakları aktivisti olarak çalışmaya başlamış. “Hayatı güvenli hale getirmek ve dış tehditlere karşı dirençli kalmak için her şeyi yapıyoruz” diyor.

Savaşın sınırındaki Donetsk bölgesindeki Kramatorsk’tan Lilia Kislitsina, “Farklı dilleri konuşuyor, farklı şarkılar söylüyor, Roman, Rum, Ukraynalı ve Rus kadınlar olarak bir arada yaşıyorduk” diyor. “Ne dilimizden, ne kültürümüzden, ne geleneklerimizden dolayı kimse bize zulmetmedi. 2014’te Donetsk’te başlayan olaylar, Rusya’nın Donetsk’te iç savaş var, barışı getireceğiz diyerek, buraya getirdiği bir proje. Yaşamak istiyoruz. Bugün Donetsk bölgesinin kadınları zor durumda.”

Harkiv bölgesinden Yarina Çahovets, 2014 yılında Rusya’nın ortada bir sorun yokken Rusça konuşan insanları kurtarmanın gerekli olduğuna karar vermesi ardından pek çok kadının vatanlarını savunmak için Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine katıldığını, bir kısmının da yardım gönüllüsü olduğunu söylüyor.

Kadın örgütlerine destek çağrısı

Etkinliğine katılanların üzerinde birleştiği nokta, Rusya’ya uluslararası baskının sürmesi gerektiğiydi. Rusya’nın 2014’te Kırım’ı işgal ve ilhak etmesinde görüldüğü gibi başka toprakları da işgal etmesi halinde kadınlar için tek yolun kaçmak olduğunu görüyorlar. Bu nedenle bütün ülkelerdeki kadın örgütlerine Ukrayna’daki kadın örgütleriyle dayanışma ve destek çağrısında bulunuyorlar. Dünya Ukrayna’dan vazgeçerse, sonuçları korkunç olur, diye düşünüyorlar.
Kiev’deki fabrikada hayranlıkla izlediğim Ukraynalı kadınların bugün savaşın gölgesinde olduklarını düşündükçe endişeleniyorum. Öte yandan inanıyorum ki, Ukrayna’nın güçlü kadınları, aynı o fabrikada gördüğüm inançla, ülkelerinin özgürlüğü için ön saflarda yer almaya devam edecekler.

/eka/