Tarihteki İlk Kürt Kadın Hareketi: Kürt Teali Nisvan Cemiyeti

 Jin jîne û jiyanê dide.(Kadın hayattır ve hayat verir.)

Kürt atasözü

Tarihteki ilk Kürt kadın hareketi, 1919 yılında kurulan Kürt Teali Nisvan Cemiyeti (Kürt Kadınları İlerleme Cemiyeti)’dir.

İbrahim Sediyani

Kürt kadınlarının İstanbul’da kurduğu bu cemiyetin kurucusu ve genel başkanı, Süleymaniyeli Kürt Hacı Mustafa Yalmukî Paşa (1865 – 1936)’nın kızı Dr. Encam Yalmukî’dir. (1)

Encam Yalmukî

Kürt kadınlarının 20. yy’daki ilk örgütlenmesi ve Kürtler’in kurduğu ilk kadın derneği olan Kürt Teali Nisvan Cemiyeti (= Kürt Kadınları İlerleme Cemiyeti), Mayıs 1919’da kurulur ve 21 Haziran 1919’da okutulan bir Mevlîd-i Şerîf ile faaliyetlerine başlar. (2)

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, bu Mevlîd-i Şerîf’i İstanbul’un Sultanahmed Camiî’nde okutturmuştur. Mevlîd töreninin sonunda irticâlen (yani yazılı bir metne bağlı kalmaksızın) bir konuşma yapan Encam Yalmukî Hanım, Kürt kadın cemiyetinin faaliyetlerine “Fatihâ Sûresi” ile başlamak istedikleri için bu merasimi düzenlemiş olduğunu söylemiş ve toplantıya katılan bütün kadınlara “Kürt milleti nâmına” teşekkür etmiştir. (3)

Güney Kürdistan’dan, 16 Mart 1988 tarihindeki kimyasal katliâmın gerçekleştiği Halepçe ilçesinin de kendisine bağlı bulunduğu Süleymaniye şehrinden olan Yalmukî Hanım, İstanbul’da “Divan-ı Harb Başkanlığı” yapan, memleketi Güney Kürdistan’a döndükten sonra Şeyh Mahmud Berzencî tarafından kurulan Kürdistan Krallığı döneminde “eğitim işleri sorumluluğu”nu yüklenen ve 1922 – 26 arasında çıkan “Banga Kûrd” (= Kürt Çağrısı) gazetesinin sorumlu yazıişleri müdürü olan Mustafa Yalmukî’nin en büyük kızıdır. Ayrıca Mustafa Yalmukî Paşa, Kürt şairlerinden olup şiirleri 1956 yılında Bağdad’da yayınlanmıştır. (4)

Cemiyetin amaçları için “Kürt Teali Nisvan Cemiyeti Nizamnamesi” adında bir tüzük oluşturulur. Dr. Yalmukî Hanım, konuşmasında derneğin düşüncelerini şu sözlerle ortaya koyar:

“Hanımefendiler! Biz Kürtler, akvâm-ı muhtelifeyi (= çeşitli kavimleri) kardeşleştiren İslamiyet’in zuhurundan, yani asırlardan beri Türk milletinin en sadık bir muhibbi (= seveni), en quwwî (= güçlü) bir dostu ve en zahîr (= içten) bir kardeşi olarak bulunmuşuzdur. Bugün bütün milletlerin mukadderâtı başka şekiller aldığı ve herkese bir hak verildiği bir zamanda, bizler de kendi hakkımızı istiyoruz. Çünkü ortada milyonlarca Kürt var ve büyük bir Kürdistan var.

Mukaddes emeller uğrunda en ziyâde çalışmak isteyenlere ve milletlerine olan muhabbetlerini göstermiş oldukları fedâkârlıklarla isbât eyleyenlere cümlemiz bütün mevcûdiyetimizle medyûn-i şükrânız (= bütün varlığımızla teşekkür borçluyuz). Cemiyetin küşâd (= açılış) merâsimine koşarak gelen muhterem hânımlarımız ve kardeşlerimiz her sûretle muâvenet edeceklerini (= destek olacaklarını), Kürtlük’ün teâlisi (= yükselmesi) için ne yapılmak lâzımsa bilâ-tereddüd yapacaklarına Kürt sözü verdiler. Öteden beri ‘Kürt sözünden dönmez’ cümlesi bir darb-ı mesel (= atasözü) olmuştu. Ben kanaatlerim ile imân ederek diyorum ki Kürt her şeye söz vermez; fakat vermiş olduğu bir sözden de katiyyen dönmez.” (5)

İstanbul’da Kürt Teali Nisvan Cemiyeti üyesi Kürt kadınları, 1919

Kürt Teâli Nisvan Cemiyeti (= Kürt Kadınları İlerleme Cemiyeti)’nin İstanbul’da kurulması, İstanbul’un şehir olarak çağdaş Kürt kadın hareketinin çekirdeğini ve merkezini oluşturması anlamına gelir. Zaten ilk Kürt kadın örgütünün İstanbul’da kurulması bir rastlantı değildir. Kısacası, bu yıllarda İstanbul’da Kürt kadın tarihinde yeni bir sayfa açılır. (6)

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti’nin kurulduğunu Osmanlı kamuoyuna duyuran ve derneği medyada ilk tanıtan kişi ise, Jîn Dergisi’nin yazarı Vanlı Memduh Selim Beki Bey’in bu dergide kaleme aldığı “İki Eser-i Mebrur” (= İki Hayırlı Eser) başlıklı makalesindeki şu cümlelerdir:

“İstanbul’da yaşamakta olan Kürt kadınları, Kürt Teali Nisvan Cemiyeti ismiyle bir cemiyet teşekkül ettiler. Kürtlük’e taraf olan bu cemiyetten dolayı ne kadar medyûn-i şükrân (teşekkür borçlu) olsak yeridir. Kürt millî dâvâsının, bu cemiyeti kurmuş olan kadınlardan başlıca beklentisi, kadınlarımıza vatan, vazife, fedâkârlık hisleri aşılayan tam birer anne oldukları gündür. Bunu başarabildikleri takdirde, Kürt kadınlığının asrî zihniyetle inkişâfı emeline ermişler demektir. Türk kadın hareketi, genelde erkeklerin içtimaî durumunun kadınlardan daha üstün olması nedeniyle teşekkül etti ve bu dengesizlik yüzünden kadın hareketi erkek hareketinden ayrılmak mecburiyetinde kaldı.

Kürt kadın hareketinin aynı neticeye düçar olmasından endişe ediyorum. Erkeklerden ayrı bir kadın mes’elesi ne vakit tahaddüs eder? Ve iş ne vakit tehlikeleşir? Ne vakit ki erkeklerle kadınlar seviye-i irfân ve terbiyelerinde – kemîyyeten ve keyfyyeten –  bir dengesizlik olursa. Türkler’deki kadın mes’elesinin sebebini bundan buluyoruz. Erkekler kemîyyeten ve keyfîyyeten ne kadar mütekâmil iseler kadınlar her iki cihetden de o kadar az gelişmişler. İşte ben bu dengesizlikten korkarım.” (7)

Cemiyetin amaçları çeşitlidir: “Kürt kadınlığının medenî bir bakış açısıyla yükselmesini ve ilerlemesini sağlamak, Kürt aile hayatında kurumsal ve toplumsal düzenlemeler gerçekleştirmek, Ermenî Tehcîri ve onu izleyen diğer zorunlu göçler nedeniyle sefîl bir hâle gelen Kürt yetim ve dullarına iş bularak veya cemiyet adına nakdî yardımda bulunarak onları içinde bulundukları sefaletten kurtarmak.” Cemiyet bu amaçları gerçekleştirebilmek doğrultusunda gazete, mecmuâ, kitap ve risâleleler yayınlayacak, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerinde cemiyete bağlı şubeler, kütüphaneler ve tartışma salonları açacak, cemiyet üyelerine hitaben konferanslar düzenleyecek ve dersler verecektir. (8)

(Soldan sağa) Diyarbekirli Müslüman Kurmanc kadını, Diyarbekirli Hristiyan Ermenî kadını, Palulu Müslüman Zaza kadını, 1920

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti’nin kuruluş nizamnamesinin 4. maddesinde, cemiyetin amaçlarını gerçekleştirmek için cemiyet önderliğinde yapılacak olan her türlü girişim ve faaliyetin yanısıra tek tek bütün cemiyet üyelerinin üzerine düşen önemli bir görev daha belirtilmektedir. Buna göre, “Her Kürt hemşire, maksad-ı cemiyeti istihsâl için zuhûr edecek fırsatlardan istifâde ile lâzım gelen telkînâtı icrâ eyleyecektir.”

Cemiyetin amaçlarını gerçekleştirebilmek için, cemiyetin liderliğinde giriştikleri faaliyetlerin yanısıra, bütün üyelerin kendi önlerine çıkan bütün fırsatlardan da cemiyet lehine yararlanması ve bunun için gerekli propagandayı cemiyet namına yapması beklenmektedir. Cemiyet üyelerinin cemiyet yönetimine verecekleri her türlü bağış, cemiyetin faaliyetleri ve girişimlerinden elde edilecek her türlü kazanç ile cemiyet üyelerinin bütün kişisel emek ve çabaları cemiyetin amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik olacaktır. Cemiyetin amaçlarını kabul eden “haysiyet ve şerefi şâibedâr olmamış” her Kürt kadını cemiyete üye olabilecektir. (9)

Kürt Kadınları Teali Cemiyeti’ne üye olan bütün kadınların, cemiyete giren adayın “malî kudreti ve ictimâî mevkiîyle mütenâsib”, yani ekonomik gücü ve toplumsal konumuyla orantılı olan bir “giriş ücreti” ödemesi gerekmektedir. Bir kereye mahsus olarak ödenecek olan bu “giriş ücreti”nin en az 20 kuruş olacağı cemiyetin tüzüğünde belirtilmiş olmakla birlikte, “giriş ücreti”ne bir üst sınırlama getirilmemiştir. Yani arzu eden, gönüllü olarak daha fazla da ödeyebilir. Ayrıca her üyenin kendi ödeme gücüne göre değişen ve en az 70 kuruştan başlayan aylık ücretleri cemiyet yönetimine ödemeyi de kabul etmesi gerekmektedir. (10)

Encam Yalmukî

Cemiyetin üyeleri iki türlüdür: “Âzâ-yı Müessîse” (= Kurucu Üyeler) ve “Âzâ-yı Tabiîyye” (= Bağlı Üyeler). Cemiyet içindeki “Âzâ-yı Müessîse” arasından “lüzûmu nisbetinde” seçilecek olan bir kısım üye “Hey’et-i Müşâvere” (= Yüksek Danışma Kurulu)’yi oluşturacaklardır. Bu kurulun cemiyet yönetimi üzerinde doğrudan doğruya söz hakkı yoktur. Ancak, cemiyetin faaliyetlerini denetlemek, cemiyetin yönetim kurulunu aydınlatmak ve yönlendirmek ve gerek görüldüğü takdirde genel kurulu toplantıya çağırmak gibi önemli bazı yetkiler, bu kurulun eline bırakılmıştır. “Hey’et-i İdare” (= Yönetim Kurulu) adıyla anılan idare, “Âzâ-yı Müessîse”lerin sayısı 20’yi geçtikten sonra, bu kurucu üyeler arasından gizli oyla seçilmektedir.

“Hey’et-i İdare” üyelikleri her yıl düzenli olarak toplanacak olan kongrelerde yapılacak seçimlerle tekrar yenilenecekdir. Cemiyetin “Hey’et-i İdare”si bir reise, iki reise vekili, altı da üye olmak üzere toplam dokuz kişiden oluşmaktadır. Bu dokuz kişiye ek olarak, bir kâtibe ve veznedarlık görevini de üstlenmiş olan bir muhasebeci de idare toplantılarına katılacak, ancak bu görevlilerin oy hakkı bulunmayacaktır. Kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın üst üste üç toplantıya katılmayan idare üyesi istifa etmiş sayılmaktadır. İdare üyelerinden bir tanesinin istifa veya sair nedenlerle görevinden ayrılması durumunda, boşalan üyelik için yeniden seçim yapılacak, ancak bu seçime katılma hakkı “Kemâfi’s- Sâbık” (= Kurucu Üyeler)’ın inisiyatifinde bulunacaktır.

İdare Heyeti, bir yıl boyunca cemiyetin her türlü faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinden ve cemiyetin gerekli muamelesinin yürütülmesinden sorumludur ve haftada iki kez toplanmaktadır. Toplantının açılabilmesi için “Hey’et-i İdare” azalarının yarısından bir fazlasının toplantıda hazır bulunması gereklidir. Toplantılarda ele alınan konular, toplantıya katılan üyelerin oy çokluğuyla karara bağlanmaktadır. Oylar arasında eşitlik sağlanması halinde, cemiyetin “Hey’et-i İdare” başkanının reyi iki oy alarak sayılmakta, yani karar reisenin oyuna göre belirlenmektedir. Toplantılardan önce, toplantının gündemini oluşturan gündem maddeleri cemiyetin reise ve kâtibesi tarafından diğer yönetim kurulu üyelerine bildirilmektedir.

Toplantılarda alınan kararlar, ilgili karar defterine kaydedilmekte ve bu karar toplantıya katılan bütün üyeler tarafından imzalanmaktadır. “Hey’et-i İdare” toplantısında alınmış olan kararlardan herhangi birine itiraz eden yönetim kurulu üyesinin ilgili maddenin altına itirazının gerekçesini açık bir şekilde yazması ve altını imzalaması gereklidir. Cemiyetin her türlü parasal işlerini yürütmek ve hesaplarını tutmakla yükümlü olan muhasebecinin denetlenmesi sorumluluğu da aynı heyetin görevidir. Cemiyetin “Hey’et-i Müşâvere” ve “Hey’et-i Umumîye”si, cemiyetin muhasebecisini ve onu denetlemekle yükümlü olan idare heyetini parasal konularda denetlemek yetkisiyle donatılmıştır. Cemiyet genel üye toplantısının her yılın sonunda yapılmasını sağlamak da idare heyetinin sorumlulukları arasındadır. Toplantı tarihinden en az 15 gün öncesinden, toplantının yer, gün ve saatinin bütün üyelere duyurulması şarttır. (11)

Başta Dr. Encam Yalmukî Annemiz olmak üzere Kürt Teali Nisvan Cemiyeti’nin kurucuları ve emekçileri olan bütün annelerimizi râhmetle ve şükranla anıyoruz.

/seyidani.com/

     DİPNOTLAR:

(1) : İbrahim Sediyani, Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı, cilt 1, s. 124, Şura Yayınları, İstanbul 2014

(2) : age, s. 124 – 125

(3) : Yavuz Selim Karakışla, Kurtuluş Savaşımız: “Kürt Kadınları Teali Cemiyeti”, Tarih ve Toplum Dergisi, Sayı 111, Mart 1993

(4) : Rohat Alakom, Araştırmalarda Adı Fazla Geçmeyen Bir Kuruluş: Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, Tarih ve Toplum Dergisi, Sayı 171, Mart 1998

(5) : İbrahim Sediyani, Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı, cilt 1, s. 126, Şura Yayınları, İstanbul 2014

(6) : Rohat Alakom, Araştırmalarda Adı Fazla Geçmeyen Bir Kuruluş: Kürt Kadınları Teali Cemiyeti, Tarih ve Toplum Dergisi, Sayı 171, Mart 1998

(7) : Memduh Selim Beki, İki Eser-i Mebrur, Jîn Dergisi, Sayı 20, 2 Haziran 1919

(8) : Yavuz Selim Karakışla, Kurtuluş Savaşımız: “Kürt Kadınları Teali Cemiyeti”, Tarih ve Toplum Dergisi, Sayı 111, Mart 1993

(9) : İbrahim Sediyani, Bütün Yönleriyle Şeyh Said Kıyamı, cilt 1, s. 128 – 129, Şura Yayınları, İstanbul 2014

(10) : age, s. 129

(11) : age, s. 129 – 130

  /SEDİYANİ HABER/