Tezer Özlü ölüm yıl dönümünde anılıyor…

 ”Türk edebiyatının gamlı ve nostaljik prensesi’ Tezer Özlü, 36’ncı ölüm yıl dönümünde anılıyor.

Ölüm yıl dönümünlerinde sevenleri tarafından büyük bir özlemle anılan Tezer Özlü’nün hayatı da hep merak konusu oldu.

Tezer Özlü kimdir? sorusuna cevap arayanlar için işte onun hakkında merak edilenler...

Kimdir? 

Tezer Özlü Kütahya Simav‘da dünyaya geldi. Çocukluğu anne babasının görev yapmış olduğu Simav, Ödemiş ve Gerede’de geçti. İstanbul’a 10 yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi’ne gitti; fakat mezun olmadı. 1961 tarihinde yurt dışına çıktı. 1962 – 1963 yılları arasında otostopla Avrupa’yı gezdi. Paris’te tanışmış olduğu tiyatrocu ve yazar Güner Sümer’le 1964 senesinde dünya evine girdi. Beraber Ankara’ya yerleştiler. Sümer’in AST’ta çalıştığı bu dönem içerisinde Özlü, Almanca çevirmenlik yaptı. AST’ta 1963 – 64 sezonunda Sümer’in yönetmiş olduğu Brendan Behan’ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer’den ayrılarak İstanbul’a yerleşti.

Geçirdiği rahatsızlık sebebiyle kesintili olarak 1967 – 1972 yılları arasında İstanbul’da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde bulundu. Çocukluğundan başlayarak yaşamış olduklarını ve klinikte bulunduğu bu süreçleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında kaleme aldı.

1968 tarihinde yönetmen Erden Kıral‘la evlendi. Bu evlilikten 1973’te Tezer Özlü’nin kızı Deniz doğdu. Bir burs alması neticesinde 1981 yılında Berlin’e gitti. Bu arada da Kıral’dan ayrıldı. Kanada’da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve devamında da 1984 yılında Marti’yle evlenerek Zürih’e yerleşti.

Bu evliliği yaparken ömrünün son zamanlarını Marti’yle birlikte geçireceğini sanki biliyor gibi bu Tezer Özlü Hans Peter Marti hakkında şu cümleleri yazdı:

‘Berlin bursunu sanki bunun için kazanmışım, bu adam için gitmişim, iki kocamda da bulamadığım o şefkati bulmak için. Aldım getirdim onu işte! Ölümümü bulmaya gitmişim sanki…’

Nasıl öldü?

Her zaman intihara meyilli bir yanının bulunduğunu belirten Tezer Özlü, birkaç defa da olsa intihar girişiminde bulundu. Fakat 18 Şubat 1986 tarihinde göğüs kanseri sebebiyle İsviçre Zürih’de hayatını kaybetti. Mezarı Aşiyan Mezarlığı’nda bulunmaktadır.

Eserleri:

Öykü:

Eski Bahçe (1978)
Eski Bahçe – Eski Sevgi (ilk öykülere eklenenlerle birlikte 1987)

Roman:

Çocukluğun Soğuk Geceleri (1980)
Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde 1983)
Yaşamın Ucuna Yolculuk (1984)

Günce:

Kalanlar (1990)

Senaryo:

Zaman Dışı Yaşam (2000)

Özlü sözleri

Nereye gitmek istiyorum ki. Nereye gidebilirim ki. Sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi? 

En çok ve en uzun sana inandım. En çok ve en uzun sana inandım. 

Yolculuklar ilginçtir: dağlardan, deniz kıyılarından, kentlerden, gecelerden geçilir. İnsanlardan geçilir. 

Her şey geçiyor. Hiçbir şey geçmese de. 

Alışıyor insan kendini içinde tutmaya dilinin altındaki baklaları ıslatmadan konuşmaya.

Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum.

Alışıyor insan kendini içinde tutmaya dilinin altındaki baklaları ıslatmadan konuşmaya. 

Kimseden bir şey beklememeyi öğrendiğim gün, işte o zaman özgür olacağım…