TJA: Kadın kırımına, ırkçılığa, savaşa ve tecride karşı kadın buluşmasına hazırlanıyor

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), “Kadın kırımına, ırkçılığa, savaşa ve tecride karşı özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla 19 Eylül’de gerçekleştirilecek buluşmaya hazırlanıyor.

Sultangazi ilçesinin Gazi Mahallesi’nde bulunan Aşık Veysel Parkı’nda kadınlarla bir araya gelecek olan TJA, hazırlıklar kapsamında Kürtçe ve Türkçe hazırladığı bildirilerle katılım çağrısı yapıyor. Barışı simgeleyen beyaz tülbentlerle buluşmada yer alacak TJA’lılardan Güldem Doğan, buluşmanın önemi ve kapsamına dair Mezopotamya Ajansı’na bilgi verdi. 

Zayıflayan AKP iktidarının, güç kaybettikçe toplumu daha fazla baskı altına almaya çalıştığını ve yeni politika arayışlarına girdiğini belirten Doğan, iktidarın suni gündemlerle toplumu, kadın gündemlerinden uzaklaştırmaya çalıştığının altını çizdi. Tüm muhalif kesimleri baskı altına almaya çalışan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını ifade eden Doğan, “Biz buna en yüksek itirazımızı dile getiriyoruz. Kadınlar kazanımlarını sokakta elde etti. Sokaklar, kadınlar için bir özsavunma alanıdır. 19 Eylül saat 14.00’da Gazi Mahallesi’nde yani özsavunma alanımızda olacağız” dedi.

 KÜRT KADINI HEDEFTE 

Özel savaş politikalarının yoğun olarak yaşandığı bir süreçten geçildiğini dile getiren Doğan, bu dönemde kadın kırımının yaşandığına işaret etti. Kadınların savaş politikaları ve erkek egemen sisteme karşı uzun soluklu bir mücadele verdiklerini belirten Doğan, “Fakat toplumsal barıştan uzak erk zihniyet, barış yerine şiddeti en ağır şekliyle yaşatıyor. Öyle ki bir beka sorunu olarak kendini meşrulaştırmaya çalışıyor. Bugün Türkiye’de onlarca Kürt kadın siyasetçinin cezaevinde tutulması, her gün onlarca kadının şiddete, tecavüze maruz kalması bir kadın kırımıdır. Kapı önünde oynayan Cemilelerin, Taybet anaların katledilmesiyle, Deniz Poyrazların ve daha nice Kürt kadının katledilmesiyle anlıyoruz ki devlet ve iktidar en çokta Kürt kadınları hedef alıyor” ifadelerini kullandı. 

TECRİDİN YANSIMASI 

Ülkede ölümlerin ve şiddet ortamının olmadığı, barışın konuşulduğu tek dönemin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kısmen de olsa kalktığı dönemler olduğuna dikkat çeken Doğan, “Tecrit politikası artık sadece zindanlarda olan bir şey değil. Evin içinde, işyerinde, hatta sokakta kendini gösteriyor. Tecrit haksızlık karşısında sesini çıkaramayan ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ mantığında yaşayan bir toplumda vücut buluyor. Tecrit, toplumu nefessiz bırakmak, itaat ettirmek demek. Bugün kadınlara yapılmak istenen de budur. Erkeğe, devlete, aileye koşulsuz itaat ve iktidarı besleyecek bir dinamizm yaratılmak isteniyor. Biz kadınlar tecridi kıracak, itaat etmeyeceğiz” diye belirtti. 

TALİBAN BENZERLİĞİ 

Erkeğin iktidar ve tahakküm anlayışının tarihsel varlığına değinen Doğan, özgürlüğün ve toplumsallığın değerlerini yarattığı için savaşlarda ilk hedef olanın kadınlar olduğunu söyledi. İktidarın kadınlardan korktuğunu belirten Doğan, “İşgal ve tecavüz ederek kendini var etme hali, kadın bedenini, iradesini gasp etmeye kadar götürüyor. Kadını salt çocuk doğurmakla, mutfakta ve evde hizmet etmekle, işyerinde en ‘beceriksiz’ ve en ucuz iş gücüyle çalışacak kesim olarak görüyorlar” dedi. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın evli çiftlere “3 çocuk yapın” önerisini hatırlatan Doğan, iktidarın kadını aile dışında bir yerde görmediğini dile getirerek, Afganistan’ı ele geçiren Taliban’ın da benzer söylemlerde bulunduğuna dikkat çekti. Doğan, “Taliban da ‘kadınlardan bakan olmaz. Onlar ancak ve ancak çocuk doğurmak için vardır’ açıklamasında bulundu. Çok açık ki, aynı zihniyet ve ortak fikir söz konusu.  Bugün Taliban’da bir kadın kırımı yaratıyor ve Türkiye’de buna yardımcı oluyor” eleştirisinde bulundu. 

KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE TECRİT 

Irkçılık, kadın kırımı, savaş ve tecrit gibi konuların birbiriyle tarihsel bir ortaklığının olduğuna değinen Doğan, bu sorunların çözümünün kadın özgürlüğüyle bağlantılı olduğunu belirterek, ekledi: “Özgürlüğe ilk ihtiyacı olan biz kadınlarız. Sorumluluk yine en çok bize düşüyor. Kadının özgürlüğünün tecridin kalkması, özgür iradenin kadınla buluşmasıyla olacaktır. Tecridin kalkması kadının özgürleşme adımlarının ilkidir, bunun gerçekleşmesi savaş ortamının durmasına yol açacaktır. Bu değerlendirme yalnız Kürdistan için değil Ortadoğu ve dünya için de geçerli olmaktadır. Tecridin kalkması demokratik ulus perspektifinin inşası ve Ortadoğu’ya, dünyaya sunulan alternatif yaşamın inşası demektir. Biz kadınlar mahkum edilmek istenen verili kapitalist erkek modernitenin karşısında demokratik moderniteyi inşa edeceğiz. Bunun yolu tecridi kırmaktır. Bunu başaracağız.” 

BULUŞMAYA DAVET

Kadınları buluşmaya davet eden Doğan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kadınlara sesleniyoruz; toprağında özgürce dolaşmak için, ‘Gülistan Doku nerede?’ demek için, ‘İpek Erin katili tutuklansın’ demek için, ‘Nadira Kadirovaya ne oldu?’ demek için, Urfa Adliyesi önünde nöbet tutan Emine annenin sesini duyurmak için, Deniz Poyraz ve adını sayamadığımız ama mücadelemizde yaşayan tüm kadınlar için, açlık grevinde olan kadın tutsakların sesine ses olmak için, Aysel Tuğluk için, yoksulluğa talana dur demek için tüm kadınları kadın buluşmamıza bekliyoruz.”

 /MA -Diren Yurtsever/