Yevgenia Belorusets’in Kiev Mektupları: Bir Savaş Güncesi

Yazar, fotoğrafçı ve ödüllü belgesel filmci Yevgenia Belorusets’in Ukrayna’da savaş başladığı gün tutmaya başladığı günce, dünyadaki pek çok yayın organıyla birlikte K24’te günü gününe yayımlanıyor. 

Yazar, fotoğrafçı, belgesel filmci Yevgenia Belorusets’in Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği ilk günden başlayarak Kiev’den yazdığı mektuplar K24’te yayınlanıyor. Bir yandan güncel yazılanları, bir yandan da daha öncekileri okumak mümkün.

Belorusets’in Kiev’den yazdığı her gün yazdığı mektuplar, orada olan biteni, savaşın cereyan ettiği yerlerdeki atmosferi ve insanların hissettiklerini aktarıyor. Belorusets her yazdığının son olacağını ümit ederek mektupları kaleme aldığını söylüyor. Bu yüzyılda böyle bir savaşın çok uzun sürmemesi gerektiğini hissediyor, bunu sık sık diye getiriyor.

Almanca olarak Der Spiegel, İngilizce olarak Artforum.com gibi mecralarda yayımlanan günce, Türkçeye yazarının izniyle, telif hakları anlaşması yapılarak çevriliyor ve dünyadaki öbür yayıncılarla aynı anda günü gününe yayına açılıyor. Türkçeye tercümesi Yasemin Çongar tarafından yapılıyor.

“Bir tanıklık bu; televizyonlarda izlediğimiz görüntülerin, savaş haberlerinin, askeri stratejilerin ve yorumların hepsinden farklı bir tanıklık: Şehrinin, kurulu düzeninin yok oluşuna tanık olan bir sanatçının, yazarın gündelik gözlemleri. Mektupları okurken görüyorsunuz ki, her şey savaş değil. Savaş her şeyi yutup yok edemiyor ve onun dışında da bir hayat var – her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışanların, küçük bir yürüyüşle bile olsun savaşa kafa tutanların hayatı.”

Başlangıç: 1. gün, 24 Şubat, Perşembe

“Savaş başladı. Vakit gece yarısını geçti. Uyuyabilmem çok zor ve nelerin sonsuza kadar değişmiş olduğunu tek tek saymanın da pek anlamı yok.”

Cesur Olma Zamanı: 7. gün, 2 Mart, Çarşamba

“Direnişin kurtuluş demek olduğu durumlar var. Ve mesele insanın kendini kurtarması değil, mesele çok daha büyük bir şiddetten, çok daha korkunç bir savaştan kurtulmak. Her gün daha fazla insanın bunu anlayacağını, uyanacağını ve bu şiddete bir son verileceğini umuyorum.”

Muazzam Bir Güzellik: 10. gün, 5 Mart, Pazartesi

Bu metni bitirmek zor benim için. Savaş devam ediyor, fakat saldırganın bizde yarattığı korku –ona gösterdiğimiz saygı– artık son bulmalı. Alman arkadaşlarımdan şöyle diyen mektuplar alıyorum: “Kurtar kendini! Putin kaybetmeyi göze alamaz. Her şeyi yıkıp geçmesiyle ünlü.” Bununla ne kastettiklerini merak ediyorum. Nasıl oldu da böyle bir ün kazandı? Kaybetmek istememesi ne anlama geliyor? Bütün dünya için anlamı ne bunun?

Gece Daya Yeni Başlıyor: 13. gün, 8 Mart, Salı

“Bugün evden çıktığımda sokağın bomboş olduğunu gördüm. Ne arabalar vardı ne yayalar. Böyle anlarda, Kiev, insanların henüz yerleşmediği bir şehri andırıyor – şimdiki zamanı olmayan, sadece geçmişi ve geleceği olan bir şehir. Birkaç adım daha attıktan sonra, yürüyen iki kişi gördüm, ikisinin de elinde çiçekler vardı. Savaşın soğuk duvarını delen bir gelenekti bu: 8 Mart’ta, Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara çiçek verilir. Eczanenin önünde, ellerinde çiçek olan birçok kadın gördüm, soğukta uzun süre beklemeye kendilerini hazırlamışlardı. Bir araba eczanenin önünde durmuş, birisi inmiş, kuyruktaki kadınlara birer çiçek vermişti.”

Müzik: 16. gün, 11 Mart, Cuma

“Turist haritalarıyla kaplı panoların üzeri boyandı, böylece sabotaj düzenlemek için sürekli olarak Kiev’e ve diğer şehirlere girmeye çalışanlar yollarını bulmak için bu haritalardan yararlanamayacak. Söylendiği kadarıyla onların genellikle akıllı telefonları olmuyormuş, yerleşim bölgelerinde, sokaklarda yollarını kaybediyorlarmış. Bugünkü haberler dayanılacak gibi değildi. Buradaki insanların her şeye rağmen söyledikleri şarkıları düşünüyorum, müziği düşünüyorum.”

İnsanlar Sadece Savaşı Düşünüyor: 20. gün, 15 Mart, Salı

“Yıkıntılar ürkütücü bir görüntü oluşturuyordu. Tahrip olmuş binaların önünde dakikalarca duran kadınlar gördüm, caddenin yıkılmış tarafına bakıyorlardı, sanki her bir yarığı, kırılmış her bir pencereyi sonsuza kadar ezberlerinde tutmak istercesine.”

Mektupların tamamını buradan okuyabilirsiniz.