Yüz tanıma teknolojisi ırkçılığı güçlendiriyor

Yüz tanıma teknolojisi kulağa fütüristik veya belki de zararlı görünemeyecek kadar soyut gelebilir. Ancak yüz tanıma ve diğer biyometrik gözetleme biçimlerinin günlük yaşamımızı kapladığı bir gerçeklikte yaşıyoruz. Bu teknolojiler, mahremiyet ve özgür konuşma haklarımızı tehdit ediyor ve polis tarafından kullanıldığında, Siyah ve Kahverengi insanları zora sokan tehlikeli bir sistem olarak hizmet ediyor.

Büyük teknoloji şirketleri bu suistimallerden kâr ediyor çünkü devlet kurumlarına yüz tanıma geliştiren ve satan onlar. Yüz tanıma teknolojisi polis departmanları tarafından Siyah erkekleri haksız yere tutuklamak için yaygın olarak kullanılıyor. Bazı devlet kurumları da bu teknoloji sayesinde göçmenleri engelliyor ya da denetliyor.

Yüz tanıma teknolojisinin hedef kitlesi genellikle kenarda oturanlardır. Beyaz olmayanlar, göçmenler, yoksullar, engelliler, kadınlar ve eş cinsel insanlar – bu teknoloji yüzünden sistemli bir takip ve psikolojik şiddet altındadırlar.

Polis yüz tanıma ile, potansiyel olarak ülke genelindeki göçmenlerin yerlerini tespit edebilir ve onları gözaltına alabilir ve hatta sınır dışı edebilir. Bu teknoloji güvenlik açısından, terörle mücadele açısından gerekli olsa bile yaygın olarak sistemin kenara ittiği insanların gözetlenmesi için kullanılıyor ve bu da insanların mahremiyetlerini ve özgürlüklerini tehdit ediyor.

Büyük şirketler ve güvenlik odakları kurumsal çıkarlarını koruyan bu tehlikeli sistem için lobi yapıyor ve sistemin yayılmasını herkesin bu teknoloji ile denetlenmesini istiyor ki uygar insanlığın buna izin vermemesi gerekiyor. Bu teknoloji her alanda her yerde ve herkese karşı kullanılmamalıdır.

İnsanlık bugün yüz tanıma teknolojisini ve diğer biyometrik gözetimi durdurma sınavı veriyor ki bu sınavı kaybetmek özgürlüğü ve insan onurunu kaybetmek anlamına gelecektir.

/acl/