Çıplak Arama İlk Kez ‘İşkence’ Sayıldı: Ben Değil, Siz Utanın!

Gezi direnişi sırasında Taksim Dayanışması üyelerine yönelik gözaltı saldırısında çıplak arama işkencesi uygulayan iki kadın polis ve gözaltı sürecindeki hak ihlallerinde sorumlu olduğu gerekçesiyle nezarethane amiri hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada uğradığı çıplak arama işkencesini anlatan Mücella Yapıcı, “Neden soyunmam gerektiğini sorduğumda ‘Bu işler böyle’ denildi. Bana ‘utanma’ dediler orada kızım yaşındaki memurlar… ‘Ben niye utanayım, siz utanın’ dedim” diye konuştu.

‘Genç kadın arkadaşlarımıza çok ağır şeyler yapıldı’

Mahkemede beyanı sorulan Mücella Yapıcı, şunları kaydetti:

“Tacizler gözaltı arabasında başladı. Genç kadın arkadaşlarımıza çok ağır şeyler yapıldı. Bana yaşım itibariyle, ‘Bir gözün toprağa bakıyor. Ne işin var burada. Git evde namazını kıl’ dendi. Hastaneye gittik. O an ağır bir mide kanaması geçiriyordum. Aşağı götürdüler bizi, kızımla beni bir hücreye koydular.

“Annenizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz’ dedim. İlaçlarımı almam gereken saatlerde bana vermediler. ‘Senin uşağın mı var’ dediler. Bir sabah, bir akşam toplu halde veriyorlardı ama mide rahatsızlığım nedeniyle saatte bir almam gereken ilaçlar da vardı. Bu işkencedir. Sanıklardan şikayetçiyim.”

Gözaltında çıplak aramaya maruz kalan Cansu Yapıcı ise, temel ihtiyaç malzemeleri istediğini ancak kendisine verilmediğini belirterek, “Havasız bir ortamda bekletildik” dedi. Yapıcı, “Bu anlattıklarımızın bir karşılığının olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bir sonraki duruşma Şubat ayında görülecek

Mahkeme, Yapıcı’ya ilaçlarının verilip verilmediğiyle ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden ilaç defterinin istenmesi yönünde karar verdi. Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan sanık polis Songül Ekim Kılıç hakkında ifadesinin alınması yönünde yakalama kararı çıkardı.

Bir sonraki duruşma 10 Şubat 2022 saat 13:30’da yapılacak.

‘Çıplak arama daha önce yargıya konu oldu ama işkence iddiası ilk kez iddianamede’

BirGün’e konuşan avukat Meriç Eyüboğlu öncelikle çıplak aramanın öteden beri muhaliflere, sosyalistlere, Kürtlere uygulandığını hatırlatıyor. Yıllar önce çıplak aramanın yargılamaya konu olduğunu ancak işkence iddiasıyla ilgisi olmayan bir maddeden yargılamanın yapıldığını anlatıyor:

“Yıllar önce feminist bir arkadaşımız, Beyoğlu karakolunda çıplak aramaya maruz kalmıştı. Şikâyetçi olduk ve üç polis hakkında dava açıldı. Bu dava sonunda bir polisle ilgili ceza verildi. O dava konuyla ilgili ilk davaydı. Ancak davadaki iddianamenin sevk maddesi ‘haksız aramaydı.’ İlgili kanun, kişilerin eşyalarını haksız yere aramasını kast ediyor. Oysa çıplak arama kişinin tamamen soyularak, bedeni üzerinde yapılan bir muamele. Dolayısıyla yanlış maddeden açılmıştı.

“Bu dava Anayasa’nın 94. Maddesinden* açıldı ve bu bir ilk. İddianamede ‘kanaatimiz görevi kötüye kullanma olabileceği yönünde’ gibi ifadeler olsa da iddianamenin suç konusu işkence.”

 

/BirGün/

.