Kategori

Şiir Dosyası

Olmadığın yerde duruyorum Leyla…

Leyla, kız kardeşim, sadece bunu bilmek için geldim: Var olmadığın halde nasıl bu kadar güzelsin? Olmadığın yerde duruyorum Leyla kendi yokluğuna akıp giden bu suya adını işliyorum ve bir zaman gibi…

Newroz Cizre: Leyla bir sevda türküsü

Leyla'yım ben ülkemin bahtsızlığını  ve kimsesizliğin kaderini taşıyorum.  Adı sanı haritalardan silinmiş sahipsiz yitik aşkların hikayeleriyle büyüdüm Toprağımın her yanı ölüm kokuyordu zalimin…

İskan Amed: Anladım…

Anladım Bir kentin bulvarında beklemekmiş aşk Şimdi bir dağın zirvesinde Gözlerim o bekleyişe takıldı Göğün pürüzsüz mavimsi hüznünde Yeryüzünde yalnız serüvencisinin adımları. Anladım…

Geçti…

Bu dağlardan Ovalardan Nehirlerden Ve de çöllerden Bir Leyla geçti. Tendürek'ten Afrin'e Adım adım Nefes nefes Bir bahar yeli gibi Bir rüzgarın ardına düşüp Sine'den…

Zehra Aslan: Leyla’ya ağıt

“On bir kardeştik Leyla gitti, on kaldık” demeyin Sakın demeyin Leyla Damla damla Hücre hücre Tel tel Kanımızda Kalbimizde Bedenimizde  On birdik Olduk on bir bin milyon şimdi…

Bacım…

Bacım O uzun, ışıl ışıl O karasına yıldız yıldız Aklar düşmüş saçlarından öperim. O serin dağ gecelerinde O kara yılanın gelip uyuduğu Kendine yuva yaptığı  O kara, parlak saçlarından öperim.…

içimde matem ezgisi

eskiden çok yürürdüm içimde geçmişin kalabalığı  alır başımı tenha tenha giderdim iki ateş arasındaki kalbimi şehrin bir ucundan diğerine savurur meyhaneleri geçmişe şarkıları…

dağın kadınları…

-leyla’ya-      siyah lilyum saçlarını bağa tarakla   tel tel taramıştı kestane gözlü kadın  uzandı otuz üç kurşunlu  yarayı   bir gül yaprağıyla sarmış adamın kulağına …

Hayatın uçurumlarıdır yalnızlar

                                                                         Leyla'nın şiir defterinden...       Gül yaprağı düşer kimi kez dal uykularının yüzüne gün ışığı kuş cıvıltıları sarar…

Omuzlarıma düşen yıldız damlaları

                                                                                                                      samsara -kalplerin efendisine…- zincire vurulmuş ateşin gölgesi…