Meral Danış Beştaş: Kendimize sahip çıkalım, kendimize oy verelim

DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Meral Danış Beştaş, “En önemli sözümüz; kendimize sahip çıkalım, kendimize oy verelim. İstanbul’da, Newroz’da kazandık aslında” dedi.

Seçime sayılı günler kala seçim çalışmaları da hız kazandı. DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Meral Danış Beştaş, Kadıköy’de Eğitim-Sen 2 Nolu Şube emekçileri ile buluştu. Meral Danış Beştaş, özellikle seçmen kaydırmalarından bahsederken, bunu kayyumların farklı bir şekline benzetti.

‘SEÇMENİN İRADESİ KAÇAK SEÇMENLERLE BASKILANIYOR’

Meral Danış Beştaş, şunları söyledi:

“Peki herkes gerçekten kendi yönetimini seçebilecek mi? Kendi belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini seçebilecek mi? Maalesef hayır. Çünkü bölgede, Kürt illerinde, o kentte oturmayan, dışarıdan getirtilen ve özellikle kolluk görevlileri, 52 bine yakın bizim tespitlerimize göre taşınan seçmen var. Iğdır gibi bir yerde, küçük bir il, Iğdır’da yaşayanlar kendi belediye başkanını seçmesin isteniyor. Ne yapılıyor? Dışarıdan oraya kolluk götürülüyor. Emniyet binasına ya da özel harekât binasına kaydediliyor. Ve diyorlar ki seçim günü sen oy kullanabilirsin, seçmen olabilirsin ve seçimden hemen sonra ayrılıyor. Aslında özel oy kullanmaya götürülüyor. Bu çok önemli bir şey. Ben geçen birkaç gün içinde Erzurum, Siirt, Tatvan ve Muş gibi illeri dolaştım. Hakikaten en çok tartışılan mesele bu. Çünkü neticede kayyumun başka bir şekli, gaspın meşrulaştırılması. Ne diyecekler, oradaki seçmen seçti belediye yönetimini! Halbuki oradaki seçmenin iradesi kaçak seçmenlerle, hayalet seçmenlerle tamamen baskılanıyor ve öne geçiliyor.”

‘EŞİT REKABET KOŞULLARI YOK’

İktidarın buna çok ince şekilde çalıştığını ifade eden Meral Danış Beştaş, şunları söyledi: “Bu çok bilinçli bir mühendislik çalışması, bütün iller çalışılmış. Hangi ilde, ne kadar oyla kaydettiriyoruz üzerine hesaplamalar yapılmış ve böyle bir tablo var. Bu da bu yerel seçimlere büyük bir gölge düşürüyor. Zaten eşit rekabet koşulları yok, eşit çalışma koşulları yok. Mesela İstanbul’da sanırım herkes iki aday varmış gibi düşünüyor. Kurum ve İmamoğlu, her yerde devasa posterleri var. Bizim posterlerimizi görmemişsinizdir herhalde. Biz daha çok konuşmayı, temas etmeyi, kendi mecralarımızdan bunu yaymayı önümüze koyduk. Bir de bizim bu kadar büyük paramız yok açıkçası. Biri iktidarı almış arkasına, büyük büyük paralarla bütün İstanbul’da bu propagandayı yapıyor. Diğer aday da belediyenin bütçesiyle yapıyor çalışmasını. Bu milyonlar şahsi olarak harcanabilecek paralar değil.

‘KENDİMİZE SAHİP ÇIKALIM’

Buradan başlayarak Kürt illerine kadar, Kürtlerin yoğun yaşadığı illere kadar antidemokratik, eşitsiz, fırsat eşitliğini asla sağlamayan bir seçim sistemiyle bu seçimlere giriyoruz 31 Mart’ta. Ama bütün bunlara rağmen biz iddialıyız. Çünkü halkın bunu gördüğünü biliyoruz. Bu zulmü, bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu, bu gasp rejimini gördüğünü biliyoruz ve bununla mücadele ediyoruz. İstanbul’da en önemli sözümüz; kendimize sahip çıkalım, kendimize oy verelim, başkasına değil. Biz kendi partimize, kendi ilkelerimize, kendi doğrularımıza oy vererek kendi doğrularımızı büyütelim, hakikati ortaya koyalım. Ve İstanbul’da, Newroz’da kazandık aslında. Bir milyon aşkın insan oraya geldi, hem bayramı kutladı hem de tutumunu izah etti.”

Eğitim emekçilerinin sorunlarına da değinen Meral Danış Beştaş, şunları dile getirdi:

“Her şeyden önce 52 bin lira yoksulluk sınırı. Ama bugün eğitim emekçileri başta olmak üzere KESK’e bağlı platformlarda çalışan iş kollarında ortalama 30 ile 35 bin TL arasında bir ücretle çalışmak zorunda kalıyor emekçiler.
ÇEDES projesi çok eleştirdiğimiz, eğitim camiasının da muazzam bir şekilde tartıştığı, eleştirdiği bir sistem. Ayrıca MESEM projesi de ciddi bir sorun alanına teşkil ediyor. Öğrenciler işçileştiriliyor.”

 

/ANF/