Robin Wright / New Yorker

İran’da dini lidere haddini bildirecek kadar cesur olan kadınlar ve kız çocukları, modern tarihin en önemli devrimlerinden birine önderlik ediyor. Sokaklarda ve okullarda, paylaştıkları tweetler ve korkusuzca çektikleri videolarla, kendini tanrının hükümeti olarak gören bir teokratik düzeni ti’ye alıyorlar. Devrim Muhafızları komutan yardımcısının geçen hafta yaptığı açıklamaya göre, tutuklanan protestocuların yaş ortalaması on beş. Bu süreçte bu kadınlar dünyanın hayal gücünü ele geçirdiler. Londra’dan Los Angeles’a, Sidney’den Seul’e ve Tokyo’dan Tunus’a İranlı kadınlar ve kız çocuklarıyla destek mitingleri düzenlendi.

İran’daki protestolar, tarihte ilk kez kadınların bir karşı devrim girişiminin hem kıvılcımı hem de lokomotifi olduğu protestolar olabilir. Stanford’da siyaset bilimi profesörü Daniel Edelstein, “İranlı kadınların şu anda protestolarda oynadığı rolün eşi benzeri görülmedi” diyor. Kralın Ulusal Meclis’e karşı gelmesini ve yeni doğmakta olan Fransız Devrimi’ni bastırmasını önlemek için Versailles’ı basan Parisli kadın poissonières ya da pazarcı kadınlar da benzer bir örnek olarak gösterilebilir. Ancak o olayda “kadınlar karşı devrimi önlemeye çalışıyorlardı, ona katkıda bulunmuyorlardı.”

New York Üniversitesi’nde Rusya tarihi çalışan Anne O’Donnell, Rus Devrimi sırasında Petrograd’da kadınların önderlik ettiği ekmek isyanlarının Çarlık İmparatorluğu’nun çöküşünde önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Ancak İran’daki protestoların benzersiz olduğunu çünkü “bunun sadece kadınların katıldığı bir ayaklanma değil, kadınlar ve onların özgürleşmesi hakkında bir ayaklanma olduğunu ve bu yüzden bu ayaklanmayı çok özel” olduğunu da sözlerine ekliyor.

Wilson Center’ın Orta Doğu programının eski direktörlerinden İran asıllı Amerikalı Haleh Esfandiari, “Eğitimli ve dünyaya entegre genç bir kadın nesline tanık oluyoruz” diyor. Kadınlar aynı zamanda daha önde ve siyasi olarak daha aktifler, bir başkan yardımcılığı ve parlamentoda birkaç sandalyeye sahipler. Shirin Ebadi 2003 yılında insan hakları aktivistlerini mahkemede savunduğu için Nobel Barış Ödülü’nü kazanırken, Samira Makhmalbaf Cannes Film Festivali’ne seçilen en genç yönetmen (on yedi yaşında) oldu.

Esfandiari, “İranlı kadınlar kırk yıldır dizginleri ele alabilecekleri bu anı bekliyorlardı” diyor. 2017 yılında genç kadınlar bir beyaz başörtüsü hareketi başlattı. Sokaklarda -genellikle tek tek- başörtülerini çıkarıp sopalara taktılar ve bu sopaları halkın içinde salladılar. Birkaçı yargılandı ve on beş yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı. Aralarında Nasrin Sotoudeh’in de bulunduğu kadın avukatlar da aynı şekilde.

Rejim şu ana kadar bocaladı. Sert tutum yanlısı Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi, Amini’nin ailesini arayarak başsağlığı diledi ve geçen hafta İslam Cumhuriyeti’ndeki “zayıflıkları ve eksiklikleri” açıkça kabul etti. Ancak “düşmanı umutsuzluğa düşürmek için” birlik çağrısında bulundu. Rejim ayrıca üniversite kampüslerine güvenlik güçleri konuşlandırdı ve siyah çarşaflı kadınlarla kendi karşı protestolarını harekete geçirdi.

Ancak şu ana kadar hiçbir şey halkın öfkesini dindiremedi. Cumartesi günü Raisi, Tahran’daki Alzahra Kadın Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşma sırasında öğrenciler sözünü kesti. “Yozlaşmış bir düzen istemiyoruz” diye slogan attılar. “Bir katilin konuk olmasını istemiyoruz. Gidin buradan.” (Raisi 1988 yılında yaklaşık beş bin siyasi mahkumu ölüme mahkum eden dört kişilik ölüm komisyonunda yer almıştı). Hackerlar Cumartesi günü de Hamaney’in devlet televizyonunda yaptığı bir konuşmayı ölüm çağrıları ve protestolarda öldürülen genç kadınların resimleriyle böldüler. Arka planda “kadın, yaşam, özgürlük” sloganı duyuluyordu.

İran’da daha önce gerçekleşen protestolar zaman içinde sönümlenmişti. Milyonlarca kişinin 2009’daki hileli Cumhurbaşkanlığı seçimine tepki göstermek için için otuz bir vilayetin tamamında sokağa çıktığı tarihi Yeşil Hareket yedi ay sonra çöktü. Stalinvari toplu yargılamalarda yüzlerce kişi mahkum edildi. Rejim hala protestoları kontrol altına almak için yeterli araçlara ve hücum birliklerine sahip olabilir. Öte yandan ütopik ideolojiler, siyasi yabancılaşma, ekonomik sıkıntılar, toplumsal öfke ve ekolojik felaketler gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle çökme eğiliminde. 2021’de İranlıların çoğunluğu, Raisi’yi iktidara getiren Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanma zahmetine bile katlanmadı. ABD yaptırımları Tahran’ın para birimini çökertti ve petrol ihracatını sınırladı, ancak şimdiye kadar rejimi felç etmeye yetmedi. İran aynı zamanda pandeminin ilk yayıldığı yerlerden biriydi. İlk yıl içinde neredeyse altmış bine yakın kişi öldü.

Ve şimdi kadınlar ve kız çocukları kendi seslerini buldular ve bunu sonuna kadar kullanıyorlar. Belki galip gelemeyecekler ama asıl devrimciler varoluşsal bir tehditle karşı karşıya. İran için #KadınYaşamÖzgürlük bir dönüm noktası.