Zîlan Tirbespiyê: Topraklarımızın korunması herkesin görevidir
Topraklarını saldırı ve tehditlerden korumak için kız ve erkek kardeşiyle birlikte silah alıp koruma birlikleri içinde yerine alan Zîlan Tirbespiyê, “Halkımızı ve topraklarımızı korumak herkesin görevidir. Bugün bize yönelik düzenlenen saldırılar DAIŞ ve Cebhet El Nusra çetelerinin tehlikelerinden uzak değil” dedi.
Suriye krizinin başlamasıyla birlikte çete grupları, “Cebhet El Nusra” eski adıyla (Heyet Tehrîr El Şam) başta Tirbespiyê ilçesi olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar başlattı.
Bölgeyi saldırı ve tehlikelerden korumak için Halk Koruma Birlikleri (YPG), ardından Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) ve İç Güvenlik Güçleri kuruldu. Savunma birlikleri halkı ve ülkeyi koruma sorumluluğunu alarak bu amaç doğrultusunda paha biçilmez bedeller vererek bölgeyi çetelerden kurtardı.
Rojda Osman (Zîlan Tirbespiyê), Qamişlo Kantonu’nun Tirbespiyê ilçesine bağlı Sehel köyünden. Askeri birliklerin kurulmasıyla birlikte Rojda, erkek kardeşi Azad ve kız kardeşi Warşîn, “Cebhet El Nusra” çetelerinin saldırılarına karşı yürütülen hamlelere katıldı.
Zilan Tirbespiyê, “Devrimin başında Warşîn Cûdî adlı savaşçıyı tanıdım. Warşîn, 2013 yılında Tirbespiyê’nin Taya ve Mezlûma köyleri arasında ve bölgede DAIŞ çetelerinin saldırılarına yönelik müdahale sırasında Zîlan ve Hêvîdar adlı iki savaşçıyla birlikte şehit oldu. Şehadetleri benim üzerimde büyük bir etki yarattı. Bu nedenden dolayı savaşa katılma kararı aldım. Kız kardeşim Şehit Warşîn’in adını aldı ve öncesinde Kürdistan dağlarında özgürlük gerillalarının saflarına katıldı” dedi.
2013 yılında Ceza beldesinin kurtarılması hamlesine resmi olarak katılan Zîlan, bunun üzerine şunları söyledi: “Hamle yaklaşık bir ay sürdü. O dönem imkanlar kısıtlı olmasına rağmen kadınlar cesaretlerini savaşta ispat etti ve hakikatin başaracağı inancıyla büyük bir direniş sergilediler.”
YARALANMASINA RAĞMEN DİRENİŞ ÇİZGİSİNİ SÜRDÜRDÜ
Zîlan daha sonra İç Güvenlik Güçleri’ne (Asayiş) katıldı ve 2014’te Til Hemîs’in kurtarılması hamlesinde yerini aldı. Zîlan, Şehit Rêwan Tirbespiyê aracılığıyla hamleye katıldıklarını belirterek, “İmkanlar çok kısıtlıydı, Cebhet El Nusra çeteleri DAIŞ oldu, tüm dünyadan çetelere büyük imkanlar sağlanıyordu. Hamle durdu ve 2015 yılında Til Hemîs tamamen kurtarılana kadar devam etti” bilgisini paylaştı.
Til Hemîs’in kurtarılması hamlesinde ayağından yaralanan Zîlan, konuyla ilgili olarak, “Her savaşçımızın yaralanması veya şehit olmasıyla teröre karşı gücümüz ve direncimiz artıyor” dedi. Tedavisi tamamlanan Zîlan, tekrar direniş cephelerine geri dönüyor.
‘SLOGANIMIZ YA ŞEHADET YA ZAFER’
Kadınların askeri alana katılımına dikkat çeken Zîlan, “Bölgede kadınların savaş alanlarına katılımı önemli bir şeydi. Savaş alanlarında kadınların gücüne inanılmamasına rağmen, biz gerçeği kadın devriminin doğasını ispatlamayı ve zafer kazanabildik. Cephedeki varlığımız moralimizi yükseltiyordu. ‘Ya şehadet ya zafer’ sloganımızdı. Bununla birlikte bölgelerimizi koruduk ve terörden kurtardık” diye konuştu.
Zîlan kız kardeşi ve erkek kardeşiyle birlikte savaştığı anları hatırlatarak, “Kendimizi korumak için değil, toplumumuzu ve topraklarımızı korumak için savaşıyorduk. Bu da savaşta moralimizi yükseltti. Halkın, Cebhet El Nusra çetelerine karşı nasıl sopalarla ve eski silahlarla savaştığını gördük. Davamıza olan inancımız büyük ve toplumumuzu korumak bizim görevimiz” diye belirtti.
‘DEVRİMCİ BİR HALK GİBİ HAREKET ETMELİYİZ’
Bölgeye yönelik tehditlerin hala devam ettiğini işaret eden Zîlan, işgalci Türk devletinin hala DAIŞ çetelerine destek vermeye ve her gün bölgeye saldırılar düzenlemeye devam ettiğini kaydetti. Zîlan konuşmasını, “Zilan konuşmasının sonunda, “Bu sürece Önder Abdullah Öcalan’ın bahsettiği devrimci bir halk olarak yaklaşmalıyız. ülke toprakları ve koruması için kendilerini feda eden şehitlerimizin büyüklüğünü bilmeliyiz. Saldırılara ve tehditlere karşı, özgür ve onurlu bir yaşam için hazırlıklı olmalıyız çünkü bir bölgenin insanları olarak aynı kaderi paylaşıyoruz” sözleriyle tamamladı.
/ANHA/