Dağlarla sözleşen Nudem’e

Toplum hafızası kolay oluşmadığı gibi, kolay da silinemez. Kadın hafızası toplumsal hafızanın en dinamik öznesi konumunda ve büyüttüğünüz umutlar, özlemler, özgür yarınlara inanç ve istikrarlı yürüyüşünüz bu hafızada yer etmiştir.

*

8 Mart, Newroz ve 4 Nisan’da halkımızın ve kadınların direnişe kesilmesi, faşizme inat yüreklerini özgürlük ateşiyle tutuşturarak meydanlara koşması seni ve senin gibi devrim emekçilerini hatırlattı bize. 2017’den bugüne tam beş yıl hem çok uzun hem çok kısa bir zaman aralığı. Demek ki yeni zamanların başka bir ruh ve akışı var. Bunun sırrına ermek mi Nudem adını yakıştırdı sana ve sizlere. Zaman ve mekanın sınırlarını aşan, olmaz deneni olduran, forma sıkıştırılamayan akışkan enerjinin sembolleri. Seninle aynı dönemde zengin ve yaratıcı eylemciliğin, örgütlülüğün geliştirilmesinde rol oynayan Mazlum, Cafer ve Nucan gibi niceleri ardından katıldı yiğitler kervanına. Sizin gibi coşturan, ayaklandıran, harekete geçiren yiğit örgütçü ve eylemci evlatlara sahip olan Kürt halkı ve kadınlarını kimsenin durduramayacağı inancı bir kez daha tazelendi bu baharda…

Tüm sevenleriniz, yoldaş ve dostlarınızın yüreğinden aktınız dağlara, şehirlere, meydanlara…
TC faşizmi Kuzey’den Rojava’ya, Güney’e dağları, şehirleri, zindanları, direniş merkezi olmaktan çıkarmanın çılgınca saldırganlığı içinde. AKP ve MHP iktidarı varlığını, Kürtlerin soykırımına kilitlemiş kin kusan bir canavara dönüşmüş durumda. Dağdaki gerilla kadar ağacına, yeşeren otuna düşman, tarihine toprağına düşman, direnen her zerresine-hücresine düşman eşi benzeri görülmemiş bir vahşilik içindeler. Direnişi toplumsallaştırma ve süreklileştirmede ısrar kişiliğinize ve yaratıcılığınıza en çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz.

İmralı’daki direnişi ile her güne direniş ruhunu kuşanarak başlamayı öğrendiğiniz ve iyi bir yoldaşı olmanın onurlu bir çabası içinde olduğunuz Önderliğimiz ağır işkence ve tecrit sistemi içinde tutulmaya devam etmekte. Emeğin, örgütlü çabanın ürünü ile zindandan büyük bir sevinç ve coşku ile seçerek dışarıya çıkardığınız, birlikte demokratik toplum siyasetini geliştirdiğiniz milletvekilleri, siyasetçiler, halkın öncüleri, yoldaşlarınız tek tek zindanlara doldurularak intikam alınmakta. Halkın örgütlü iradesinin yansıdığı, temsil edildiği zeminleri ortadan kaldırmadıkça, faşizmin kabuslarının sonu gelmeyecek. Bu yüzden Kürt halkına ve dostlarına sınır tanımayan soykırım saldırısında sonuca gitmek istiyorlar. Senin ve sizlerin yorulmadan, daralmadan, yıkılmadan bütün enerjinizi ortaya koyarak Önder Apo’nun çözüm siyasetinin dili olmanın kalıcı örgütlenmelerini yarattığınız tüm alanlar hedefte.

Kadının özgün ve özerk örgütlenmesinin hayati olduğu bilinci, kadın öncülüğü ve örgütlü kişiliğinin geliştirilmesine hasredilmiş mücadele geleneğinin süreklileştirilmesinde büyük emek sahibisin. Sloganından salonunun dizaynına, divanının seçimine örgütlenmesinde yer almadığın, renk katmadığın, kararlarında etkili olmadığın bir kadın konferansı, parti kongresi yok gibidir. Bütün dayatmalara rağmen kadın zemininde kalma, kararlaşma ve güçlendirme ısrarın, toplumsal özgürlük siyasetinin ve ahlakının gelişmesinde rol sahibidir.

Bugün bu ahlakın ve siyasetin aydınlattığı, sarıp sarmaladığı her kadın ve toplum bireyi, kadın düşmanı devletin hedefi konumundadır. Legal siyaset alanında gözaltına almadığı, işkenceden geçirmediği, zindana atmadığı kadın kalmamış gibidir. Bununla da yetinmemekte zindanları bir katliam merkezine çevirerek Garibe’ler gibi devrimci, direnişçi, onurlu kadınların onurunu incitmek istemekte, katletmektedir. Ömrünün çoğunu zindanda geçiren ve zindan direnişiyle özdeşleşmiş devrimci kadın tutsaklar insanlık dışı uygulamalarla teslim alınmak istenmektedir. Özgür yaşam siyasetinin öznesi olmaktan uzaklaştırmak için Deniz’lere katliamı dayatmaktadır. Aysel’lere hafızasızlaştırma, Figen, Sebahat, Gülten, Çağlar ve Ayşe gibi nicelerine örgütsüzleştirme, siyasetten men etme dayatılmaktadır. Faşizm ve yedeğine aldığı erkeğin işkencesi, cinsel şiddeti, sömürüsü ve katliamlarına karşı kadın bilinci, örgütlülüğü ve eyleminin en önde yer alanlarından biri olarak, her direnme fikri ve eylemine yön vermeye devam etmektesin/etmektesiniz. İşkence, tecavüz, tutuklama ve katletme cenderesinde nefessiz bırakılmak istenen kadına ve topluma nefes aldırmaktasınız.

Çok zorlu süreçlerden de geçilse, örgütsüz, öncüsüz, özgürlüksüz bırakma operasyonları anı anına dayatılsa, faşizm kol gezse de 50 yıllık Newroz direniş ruhunun, 4 Nisan özgür doğuşlarının coşkulu, inançlı, örgütlü temsilcileri olan seni ve sizleri bu halk unutmayacak, kadınların özgürlük yürüyüşünün ön saflarında yer alacak ve yol gösterici olacaksınız. Bu eylem ve etkinliklerin her zaman coşkulu, kararlı, iradeli örgütleyeni olarak, atılan her adımda anılmakta, eylem ruhunda canlanmakta, yürüyenlere yol olmaya, yaşamaya ve yaşatmaya devam etmektesiniz.

Toplum hafızası kolay oluşmadığı gibi, kolay da silinemez. Kadın hafızası toplumsal hafızanın en dinamik öznesi konumunda ve büyüttüğünüz umutlar, özlemler, özgür yarınlara inanç ve istikrarlı yürüyüşünüz bu hafızada yer etmiştir. Kadının yaşam enerjisini ve coşkusunu taşıyan gerillalaşan kadın kimliği umudun, başarının ve özgür yaşamın güvencesi olmaya devam ediyor. Seni ayrıcalıklı kılan gerilla coşkusunu ve özgür dağların direngen ruhunu, dağ kültürünü gittiğin her yere taşıman ve yaşatmandır. Bu ruh ve kültür beyninde ve yüreğinde özgürlük aşkına dönüştükçe daha çok bağlandın dağlara ve özgürlük mekanlarına. Kimsenin seni koparamayacağı bir sözleşme imzaladın bu aşklı, umutlu yaşam mekanları ile. Bu aşk ve umut seni ve senin yolunda yürüyen biz yoldaşlarını büyülemeye, büyütmeye ve özgürleştirmeye devam ediyor.

Dağlarla ve özgürlükle sözleşmen, sözleşmemiz tarihidir ve bu tarih direnenleri yazacak ve direnenlerin olacak.

 

/Hêja Zerya- Yeni Özgür Politika/