Gurbetelli Ersöz’ün günlükleri Lozan’da sergilendi

Vaud Kanton’u Güzel Sanatlar Müzesi’nde düzenlenen sergide Gurbetelli Ersöz’ün günlüklerinin nakşedildiği taş eser sergilendi. 

İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan Vaud Kanton’u Güzel Sanatlar Müzesi (MCBA), “Résister, encore” (Direnmek, hâlâ) adlı kolektif sergisi ile dünyanın farklı yerlerindeki farklı direniş biçimlerini sanatseverlere buluşturuyor. Kürt kadın gazeteci Gurbetelli Ersöz 1995 ile 1997 yılları arasında kaleme aldığı “Yüreğimi Dağlara Nakşettim” adlı günlüklerin de sergilendiği sergide ayrıca Güney Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan direniş mücadelelerini anlatan eserler yer alıyor.  

Kanton Güzel Sanatlar Müzesi, dünyanın farklı bölgelerinden 14 sanatçının farklı direniş ve mücadele hikayelerini nakışlar, videolar, resimler, çizimler, kolajlar ve heykeller üzerinden anlatan “Resister, encore” adlı kolektif sergisinin açılışı dün akşam yapılan büyük bir resepsiyonla yapıldı. 

 

ERSÖZ’ÜN GÜNLÜKLERİ 

Sergide sanatçı Banu Cenettoğlu’nun, Özgür Gündem gazetesinin ilk yayın işleri müdürü ve Kürt Kadın mücadelesinin önemli isimlerinden biri olan Gurbetelli Ersöz’ün kaleme aldığı ve sonra “Yüreğimi Dağlara Nakşettim” adıyla yayınlanan günlüğünü taşlara işlediği eseri de yar alıyor. 145 parçadan oluşan, 9 metre boyunda ve toplam 2 ton ağırlığında olan eser, Ersöz’ün 27 Temmuz 1995 ile 8 Ekim 1997 arasındaki günlüklerinden oluşuyor. Yoğun bir ilginin olduğu serginin açılışına Ersöz’ün ailesi ve yakın arkadaşlarının yanı sıra çok sayıda sanatçı ve siyasetçi de katıldı. 

FARKLI DİRENİŞ BİÇİMLERİ

 Sergide ayrıca birinci dünya savaşını korku ve hayranlıkla tasvir eden 1917’den kalma Félix Vallotton’un altı gravürü ile Thomas Hirschorn’un “Bir harabedir bir harabe” adlı eserlerinin yanı sıra Tel Aviv’deki bir plajda, Sigalit Landau’nun “hula hoop” olarak tanımlanan ve çıplak halde dikenli tellerden oluşan bir nevi halka tansı şeklindeki dans performansına ait görüntüler de yer alıyor. Dikenli teller, İsrail ile Filistin arasındaki gerilimi yansıtarak sınırı ve inzivayı simgeliyor. Sergide ayrıca Amerikalı Philip Guston’un 1969’dan 1971’e kadar uzanan ve Ku Klux Klan üyelerini puro içmek veya araba kullanmak gibi günlük pozlarda tasvir ettiği ve şiddetin önemsizleştirilmesi konusunu işleyen dört eserini de yar alıyor. Michel François’in kırılgan bir altın kafes ve diğer eserleri, öldürülen kadınların sarıldığı kefenlere kadın dernekleri tarafından yapılan Meksikalı Teresa Margolles’in nakışları ve Fabrice Gygi’nin devasa “direniş ve özgürlük” barikatı da sergide yer alan diğer eserler.

GÜNLÜK FRANSIZCA YAYINLANACAK

Serginin sıradan ya da herhangi bir hareketi değil her birisi çok güçlü ve özerk olan eserleri sunduğunu söyleyen Bernard Fibicher, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, sergide yer alan Gurbetelli Ersöz’ün günlüğünün Nisan ayında Lozan’da bulunan En Bas Yayınevi tarafından Fransızca olarak basılacağını da duyurdu. 

Sergi 15 Mayıs’a kadar açık kalacak.

 

/MA /