Kadın kenti Efrin cehenneme çevrildi

Türkiye’nin denetimine geçtikten sonra Efrîn’de kadına yönelik suçlar rutin hale getirildi. Efrîn İnsan Hakları Derneği’nden Nayele Mihemed, Türkiye’nin yargılanması gerektiğini söyledi

 

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve desteklediği paramiliter grupların 20 Ocak 2018’de başlattığı saldırıların ardından 18 Mart’ta işgal edildi Efrîn. O günden bu yana yaşanan insanlık trajedilerine her gün bir yenisi ekleniyor. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre; talan, gasp, tecavüz, etnik temizlik ve Türkleştirme merkezine dönüştürülen kentte, şimdiye kadar binin üzerinde kadın kaçırıldı. Kaçırılan kadınların çoğunun akıbeti ise bilinmiyor.

Efrîn sivil toplum örgütlerinin 25 Ekim’de Şehba’da yaptığı açıklamada, 18 Mart 2018 ile 25 Ekim 2021 tarihleri arasında Efrîn’de 84 kadın katledildi. Kadınlardan 6’sı yaşamına son verirken, 71 kadına cinsel saldırı suçu işlendi.

Efrîn İnsan Hakları Derneği Üyesi Nayele Mihemed, TSK ve desteklediği paramiliter grupların bugüne kadar işledikleri “savaş suçları” ve kadınların yaşadıklarını değerlendirdi.

‘Bini aşkın kadın kaçırıldı’

TSK ve desteklediği paramiliter güçlerin Efrîn’e girmesinden bu yana yaşanan vahşetin dünya tarihinde benzerinin olmadığını söyleyen Nayele Mihemed, yaşananların savaş suçu olduğunu ve bu suçların çoğunun bilinçli olarak kadınlara karşı işlendiğini vurguladı. Nayele Mihemed, “İşgalden sonra kadınlara karşı bütün kötülükler yapıldı. Katledildiler, tacize, tecavüze uğradılar, zorla evlendirildiler. Rojava Devrimi ile elde edilen bütün hakları ellerinden alındı, evlere hapsedildiler. Efrîn’deki sivil toplum örgütleri olarak tespit ettiğimiz 84 kadının katledildiği, ancak gerçek sayılar bundan çok daha fazla. 6 kadın da yaşadıklarına dayanamayarak intihar etmek zorunda kaldı. Her gün ama her gün kaçırma haberleri geliyor. Sayı bini aştı. 71 kadına yönelik cinsel saldırı suçu işlendi” diye konuştu.

Efrîn kadın kentiydi…

Kadınlara karşı işlenen insanlık suçlarının devam ettiğini dile getiren Nayele Mihemed, “Kadına karşı işledikleri suçlarla Efrîn’de kalan diğer insanların da kentten çıkmasını sağlamak istiyorlar. Kadının iradesi güçlüydü, iradeleri kırılırsa bütün toplumun iradesinin kırılacağının farkındaydılar” ifadelerini kullandı.

Efrîn’in Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolünde bulunduğu dönemde bir kadın kenti olduğunun altını çizen Nayele Mihemed, “Kadınlar ayaklarının üzerinde duruyordu, neler yapabileceğini bütün dünyaya göstermişti. Siyasi, diplomatik her yerde karar merci oldular. Kadın kurumları kuruldu, emekleri görünür oldu. Kadın kenti cehenneme çevrildi” şeklinde konuştu.

Birlik olup bu suçlara ‘dur’ demeliyiz

Türkiye ve desteklediği gruplar tarafından Rojava kentlerine yapılan saldırıları kınayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi kadınlar, Efrîn’de yaşanan olayların tecritle bağlantılı olduğunu söyledi.

AKP-MHP iktidarının sürekli aynı politikayı kullandığını söyleyen Bozova HDP İlçe Belediye Eşbaşkanı Rabia Arslan, iktidarın kadınları yok etmeye çalıştığını vurgulayarak, “Savaşlarda kazanım elde etmek isteyenler önce kadınları yok etmeye çalışıyorlar. Şengal’de uyguladıkları iğrenç politikaların aynısını şimdi de Efrîn’de yaşayan kadınlara uyguluyorlar. Bu iğrenç politikalarını özellikle Türkiye’nin doğu illerinde de uygulamaya çalışıyorlar. Hakkari, Siirt ve Batman illerinde duyduğumuz fuhuş, uyuşturucu olayları tüylerimizi diken diken ediyor. İktidar bu şekilde kadınları değerlerden ve siyasi alanlardan uzaklaştırmaya çalışıyor” dedi.

Özellikle gençlere yöneliyorlar

Arslan, Türkiye ve Ortadoğu’daki iktidarların kadınları değersizleştirerek topluma gözdağı vermeye çalıştığını söyleyerek, kaçırılan kadınların uyuşturucu satışlarında kullanıldığına dikkat çekti. “Özellikle bunu daha çok gençlere yapmaya çalışıyorlar” diyen Arslan, “Bu olayların daha fazla yaşanmaması için kadınlar omuz omuza birlik olup mücadele etmeli. Sadece Kürdistan’daki kadınlar için değil, diasporada yaşayan tüm kadınlarla birlik olup bu olaya dur demeliyiz. Bunu başaracak olan yine biz kadınlarız” şeklinde konuştu.

Son zamanda Efrîn’de kadınlara yönelik kaçırma olaylarının giderek arttığını ifade eden HDP Suruç İlçe Eşbaşkanı Emine Kaya ise Efrîn’de kaçırılan kadınların özellikle Kürt olduğu için hedef alındığını vurguladı. Kaya, şu sözlerle devam etti: “Sömürüye maruz bırakılan kadınlar sadece beden olarak sömürülmüyor. Kadının emeği, kazanımları da sömürülüyor. Kadınlar yıllar boyunca bütün bu sorunlara maruz bırakılması yetmezmiş gibi bir de erkekler ve çeteler tarafından katlediliyor.

Rojava ve Türkiye’de kadın kaçırma olaylarının önüne geçilmesi için kadınların örgütlenmesi gerekiyor.”

‘Yargılanmalılar’

Kadın haklarını savunan uluslararası kadın örgütlerine Efrîn’de yaşanan vahşete sessiz kalmama çağrısında bulunan Nayele Mihemed, son olarak şunları söyledi: “Uluslararası sözleşmelerde kadınların hakları koruma altına alınmış. Sözleşmelerde tecavüz, taciz, işkence olaylarının suç olduğu belirtiliyor. Türkiye bu suçların hepsini uzun yıllardır işliyor. Bütün kadınlara çağrımızdır: Dayanışma için Türkiye’ye ‘dur’ deyin. Efrîn’de işlenen suçlara karşı bütün kadınlar bulundukları devletlerin yönetimlerine baskı oluşturmalı. Türkiye uluslararası mahkemelerde işlediği suçlardan kaynaklı yargılanmalı ve işledikleri her suç için mahkûm edilmeli.”

/Yeni Yaşam/