KJK: Kürtler her koşul altında kendi iradesine, kendi yönetimine oy vermelidir

KJK Koordinasyonu, Kahramanlık Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, zafer çizgisini büyütme sözü verirken, seçimlere de dikkat çekerek, Kürtleri “her koşul altında kendi iradesine, kendi yönetimine, kendisine oy vermeye” çağırdı.

 

KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etti:

“Mazlum Doğan yoldaşın bir Newroz günü Amed zindanlarında üç kibrit çöpüyle karanlığı aydınlatan kahramanlık meşalesi, Kürdistan dağlarının yolunu da aydınlatmış ve 15 Ağustos’ta Mahsum Korkmaz yoldaş bu meşaleyi Kürdistan dağlarına da taşırarak dağlarda yakmıştır. Kahramanlıkla aydınlanan bu meşale, korkuyu, ölümü, kimliksizliği, köleliği öldürerek cesareti, özgür yaşamı, kimliği yaratmıştır. 28 Mart’ta şehit düşen Mahsum Korkmaz yoldaş, zindanların agitliğini dağların agitliğine taşımış, Kürdistan’da agitliği süreklileştirmiş, bir çizgi haline getirmiştir. Bu nedenle mücadele tarihimizde 21 Mart’tan 28 Mart’a uzanan zaman dilimi, kahramanlık haftası olarak anlam bulmuştur. Kahramanlık, fedailik on binlere varan şehidimizin şahsında kimlik kazanmış, mücadelemizin adı olmuş, bu çizgi direnen ve ayağa kalkan kahraman bir halk ve kadın gerçeğini yaratmıştır. 28 Mart’ta şehit düşen Mahsum Korkmaz yoldaş şahsında tüm kahraman şehitlerimizin anısını minnet ve saygıyla selamlıyor, Kürdistan’da kahramanlık ve zafer çizgisini büyüterek anılarına cevap olacağımızın sözünü veriyoruz.

Bu kahramanlık çizgisi bugün Reber APO’nun olağanüstü direnişinde, HPG ve YJA/STAR güçlerimizin modern profesyonel gerilla çizgisinde, zaferi müjdeleyen eylemciliğinde en güçlü bir biçimde yaşamaktadır. İmralı Zindanı’nda olağanüstü bir direnişle her daim yolumuzu aydınlatan Reber APO’nun, kahraman HPG ve YJA/STAR güçlerimizin, yüzünü dağlara ve gerillaya çeviren yurtsever halkımızın, Kürt kadınlarının ve devrimci-demokrat yoldaşlarımızın kahramanlık haftasını kutluyoruz. 21. Yüzyılda Kürtlerin ve kadınların kaderini özgürlükten yana belirleyen çizgi, Reber APO ve Agit çizgisidir.

2024 Mart ayı, görkemli geçen 8 Mart’larla ve Newroz’larla 2024 yılının zafer startını vermiştir. Yurtsever halkımız, analarımız, kadınlar ve gençler, milyonlar olarak iradesini ortaya koymuş, faşizm ve sömürgecilik karşısında tavrını çok açık ve net bir biçimde ifade etmiştir. Halkımız, Mazlum Doğanların, Saraların, Mahsum Korkmazların kahramanlık çizgisinde özgür yaşam tutkusunu Kürtlerin yaşadığı her coğrafyada en yüksek sesle haykırmıştır. Halkımız ve kadınlar, Reber APO ve Kahraman Şehitlerimizin çizgisinde var olduğunu ve bu çizgide var olacağını dost ve düşman herkese bir kez daha çarpıcı bir biçimde anlatmıştır.

Şimdi bu Agitlik çizgisini daha da büyütüp yeni bir aşamaya ulaştırarak AKP-MHP faşizmini yenme görevi vardır önümüzde. Kürdistan’ın her alanında, Kürtlerin yaşadığı her coğrafyada bu hedefe kilitlenip daha güçlü örgütlenerek faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek, kahraman şehitlerimize, Reber APO’ya ve direnen gerillamıza verilecek en anlamlı ve güçlü cevap olacaktır.

KÜRTLER KENDİ İRADESİNE OY VERMELİ

Önümüzde Türkiye ve Bakure Kurdistan’da gerçekleşecek olan yerel seçim süreci vardır.  Bakur’da ve Türkiye şehirlerinde, metropollerinde yaşayan yurtsever halkımızın ve Kürt kadınlarının kendi öz iradesini, öz yönetimini tercih etmesi çok önemli olmaktadır. Kürdü yok sayan, katleden, her fırsatta tutuklayıp işkenceler yapan ve pragmatik bir biçimde kullanmaya çalışan sömürgeci faşist AKP-MHP iktidarına ve onun oyuncağı olan Hizbikontra partisi Hüda-PAR’a tek bir oy bile gitmemelidir. Kürtler 21. yüzyılda kendi kaderini belirleyecek, kendi kendisini yönetecek, kimliğiyle özgürce yaşayabilecek bir tutum içinde olmak durumundadır. Bunun için her koşul altında kendi iradesine, kendi yönetimine, kendisine oy vermelidir. 31 Mart sabahına kadar da komşusunu, akrabasını, arkadaşını, eşini-dostunu ikna etmeli, örgütlemelidir, hiçbir bahaneye sığınmadan dayanışma içinde zorlukları aşarak sandık başına gitmeli, oyunu kullanmalıdır. Ve yine seçim sandıklarındaki oylarına sahip çıkıp yapılacak tüm yolsuzlukların, oyunların önünü alacak biçimde bir örgütlemeyi geliştirmelidir. Metropollerde yaşayan halkımız, emek ve demokrasi güçleri, ezilen tüm halklar ve inanç kesimleri de aynı duyarlılıkta hareket etmeli ve üçüncü çizgideki demokrasi başarısını Türkiye kentlerinde de geliştirmelidir. Bunun büyük sorumluluğu ile hareket etmelidir.

Özellikle kadınlar kendi öz iradelerini eşitlikten, özgürlükten, eşit temsiliyet ve eşbaşkanlıktan yana oy kullanarak sahiplenmeli, yaşamda ve siyasette söz ve karar gücü haline gelmenin tercihini yapmalıdır. Kadın katliamlarına, tecavüzlerine, emek sömürüsüne, her türlü kullanımına karşı kadın dayanışmasını, örgütlenmesini daha da büyütüp tüm bunları aşacak kadın politikalarını geliştirmenin tercihi yapmalıdır. Kadınlar söz ve karar gücünü, siyasette eşit temsiliyet gücünü geliştirmeli ki bu erkek egemenlikçi devlet ve zihniyet aşılabilsin. Bunun için Kürt, Türkmen, Arap, Ermeni, Süryani, Laz, Terekeme, Gürcü, Çerkez, Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan tüm kadınları, eşitlikten ve özgürlükten yana oylarını kullanmaya, bunun için kadın dayanışma örgütlülüğünü daha da büyütmeye çağırıyoruz.

8 Martın ve Newrozun, kahramanlık haftasının büyük anlam ve eylem gücünü, mücadelenin her alanına taşıyarak büyütmek, süreklileştirmek esas görev olmaktadır. Yerel seçimlere aktif ve sonuç alıcı bir temelde katılmak da bu görevin bir parçasıdır. AKP-MHP faşizmine karşı üçüncü çizgiyi, demokrasi ve özgürlük çizgisini büyütmek, kahramanlık haftasının değerlerini sahiplenme ve büyütmede çok önemli bir yere sahiptir. Tüm kadınları ve yurtsever halkımızı, Türkiye’de demokrasiden ve özgürlükten yana olan tüm demokratik devrimci güçleri, bu tarihi görevi en güçlü bir biçimde yerine getirmeye çağırıyoruz.”

 

/ANF/