KODAR Eşbaşkanı Gulan Fehim: Kadınlar İran’ın işgalci rejimine karşı başkaldırmıştır

KODAR Eşbaşkanı Gulan Fehim, İran ve Doğu Kürdistan’daki devrimin kadın ve toplum sorunlarının çözümünün temeli olduğunu belirterek ‘Jın Jiyan Azadi’ sloganının diğer halkları ve dünyadaki kadınları derinden etkilediğini söyledi.

Komelgeha Demokratîk û Azad a Rojhilatê Kurdistanê (Demokratik ve Özgür Doğu Kürdistan Topluluğu-KODAR) Eşbaşkanı Gulan Fehim iki aydır kadınların öncülüğünde devam eden İran ve Doğu Kürdistan’daki devrime ve Doğu Kürdistan’daki kadınların mücadelesine ilişkin ajansımız Rojnews’in sorularını yanıtladı.

– Kürt kadını Mahsa Amini’nin katledilmesine karşı İran ve Doğu Kürdistan’da yaklaşık iki aydır ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganıyla gerçekleştirilen protestolar devam ediyor, siz bu ayaklanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İran ve Doğu Kürdistan’da kadınların ve gençlerin öncülüğünde gerçekleşen halkların tepki ve ayaklanmaları yaklaşık 2 aydır sürüyor. Bu ayaklanma, merkeziyetçi ve cinsiyetçi anlayışa karşı başladı. Halkların talepleri her geçen gün artıyor. Halkların ve kadınları talebi her şeyden önce kadının ve dolayısıyla toplumun özgürlüğüdür. İran iktidarının kendini dayatan ve işgalci sistemi, şialık ve dinin kötüye kullanımıyla ulus-devlet temelini ve kendi iktidarını kalıcı hale getirme çabalarına dayanmaktadır. Doğrusu şialık aracılığıyla kadın üzerindeki iktidarını sağlamlaştırmak ve buna meşruluk kazandırmaya çalışıyor. Bunun sonucu olarak da halk ve toplum üzerindeki egemenliğini ve iktidarını garantilemek istiyor. Rejimin siyaset ve pratiğinden toplumun bilincinin ve hafızasının olmadığını düşündüğünü ve bu nedenle din ve şialık adı altında topluma devleti ve iktidarını dayatmaya çalıştığını görüyoruz. Ancak İran halkının bu siyaset ve bilinçle yüzleşmek ve buna karşı çıkmak amacıyla baş kaldırdığını görüyoruz. Çünkü İran halklarında doğal, güçlü ve köklü bir toplum kültürü vardır. İran ve Doğu Kürdistan toplumunda kadınların gözle görülür ve etkili bir rolü vardır. İran ve Doğu Kürdistan kadınları tarih boyunca toplumlarına güçlü bir irade ile öcülük etmiştir. İran rejimi, toplumu anlamsız ve iradesiz kılmak için sürekli kadınları gerçekliğinden ve cevherinden uzaklaştırmaya çabalamaktadır. Kadınların erkek egemen zihniyete karşı direniş ve mücadelesi, sadece bu rejimin karanlık iktidarı dönemine özgü değildir. Belki de bu, imparatorluk sisteminin inşa edildiği döneme ve bu ülkede art arda göreve gelen hükümetlere kadar uzanıyor.

Kadınlar şimdi bir kez daha İran’ın işgalci rejiminin kadınlara ve topluma karşı siyasetine karşı başkaldırmıştır. Totaliter ve gerici rejimi kabul etmiyorlar. Kadın mücadelesi sadece zorunlu baş örtüsüne karşı verilen bir mücadele olarak görülmemelidir. Kadınların tepkileri ve mücadeleleri taleplerinin dikkate alınmamasına karşıdır.

Mevcut sistem cinsiyetçi ve kadın karşıtı bir sistemdir. Bu nedenle sürekli kadın direnişi ve mücadelesiyle karşı karşıyla kalmaktadır. Şu andaki ayaklanmaların günlük sebepleri dışında tarihi ve düşünsel sebepleri de vardır.

 Dünyada özgürlük isteyen herkesin sloganı haline gelen ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganının içeriğinde ve başlıca anlamında özgür yaşam felsefesi bulunmaktadır. Kadınların tecrübesi, çalışmaları ve mücadelesi bu gerçeği ortaya koymuştur. İran’da iktidar sistemi muhafazakar ve erkek egemen bir yapıda olduğu için bu ayaklanma büyük bir destek buldu ve bu mücadele meşruiyet kazandı.

‘Jin Jiyan Azadi’ hareketinin başarısı, diğer halkları ve dünyadaki kadınları derinden etkiledi. Bu hareket dünyada kadınlara farklı bakış açıları kazandırdı. Bu da kadın özgürlük devrimi için bir başlangıçtır. Kadınların talepleri ve iradesi bu hareketin zaferine yönelmektedir. Mücadeleleri çok büyüktür. Zamanla daha çok kazanım elde edilecektir.

–Doğu Kürdistan’daki kadınlar ile İran’daki diğer kadınlar arasındaki dayanışma ve ilişkiler ne düzeyde? İranlı kadınlar Kürt kadın hareketini ne kadar tanıyor?

Kadın özgürlüğünü geliştiren ve Önder Apo’nun felsefesini temel alan Apocu hareket, kırk yıldan fazla bir süredir onurlu bir mücadele veriyor. Bu mücadele her ne kadar Kürdistan’da başlamış olsa da başlangıcından bu yana bölge ve dünyadaki halklardan ve kültürlerden çok sayıda kadın, iradesini ve kimliğini savunmanın yolunu Apocu harekette bulmuştur. Bu kadınların çoğu Kürt değildi ve Halkın Özgürlük Hareketi saflarına gelerek bu yola öncülük etti. Fedai bir ruhla şehadet düzeyine kadar mücadele etti.

Şirin Elemhuli ‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganıyla şehit düştü’

Önder Apo, kadınların özgürlüğü için onları örgütledi ve ordulaşma ile kadın partileşmesinin önünü açtı. Tüm kadınların demokratik bir şekilde özgürlük hareketine katılmaları için yıllarca durmadan mücadele etti. Tüm kadınların özgür irade ve özgünlüklerini koruyarak aynı çatı altında mücadele edebilecekleri Demokratik konfederalizm sistemini kurdu. Önder Apo, yıllardır kadınların sorunlarının çözümü için mücadele ediyor. Bu hareket, eğitim, örgütlülük ve kadınların birliği ile sadece Kürdistan’da değil dünyada düzeyinde mücadele ediyor. Bu da Doğu Kürdistan için büyük bir deneyim ve mirastır. Apocu hareket, Doğu Kürdistan’da yıllardır ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesi temelinde ve Önder Apo’nun ilkeleri doğrultusunda, amacı tüm kadınların örgütlülüğü olan bir mücadele yürütüyor. Bu özgürlük yolunda Şehit Şirin Elemhuli gibi ‘Jin Jiyan Azadi’ sloganıyla rejimin cezaevinde bir saat bile tereddüt etmeden şehadete ulaşan binlerce öncü ve mücadeleci kadın vardır. Şirin’i cezaevinde ve Apocu hareketi de gösterdiği iradeyle tanıyan kadınların sayısı hiç de az değildir. Mücadeleci Kürt kadınlar çelikten iradeleri ve eşsiz direnişleriyle, İran’ın işgalci ve gerici sisteminin saldırılarına karşı İranlı kadınların çözüm umudu haline geldi. Yıllardır Önder Apo’nun kadın sorununa yönelik çözümüne ilişkin projesini yorumlamak ve değerlendirmek için mücadele ediyoruz. Bu sorun örgütlülük, birlik ve ortak mücadele ile çözülebilir. Kadınların birliği ve ortak mücadelelerinin geliştirilmesi ve desteklenmesi için büyük bir zemin olduğuna şüphe yoktur. Bu çerçevede KJAR, İran’daki tüm uluslardan kadınların yer aldığı bir platformdur. Aynı zamanda Afgan kadınlarla da iyi ilişkilerimiz var. İlişkilerimize ve işbirliğine önem vermeye çalışıyoruz. Bizler İranlı kadınlar arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesini önemsiyoruz. Aynı şekilde ortak ve etkili bir mücadele yürütmek istiyoruz.

– Bazıları gösterilerde ‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganı yerine ‘Erkek, ulus, inşa’ sloganını atıyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganı kendi özel zemininde daha yüksek ve net bir sesle söyleniyor. Kadınların öncülüğündeki hareket, bu sloganın özünü ve felsefesini uygulamaya çalışıyor. Bu slogan, devrimin coşkusudur.

‘Jin, Jiyan, Azadi’ sloganı cinsiyetçiliğe, merkeziyetçiliğe ve toplum yaşamının şekillendirilmesine karşı verilen mücadelede ortaya çıkmıştır. Ancak bazı göstericiler bazı blok ve tarafların teşviğiyle hiçbir dayanağı ve kökü olmayan ‘Erkek, ulus, inşa’ sloganını ortaya attı. Bu, dünya genelinde erkek egemen zihniyetin oturtulmaya çalışıldığı bir dönemde yaşanıyor. Bir kez daha erkek egemen zihniyete karşı halkların ve kadınların devrimini destekleyen binlerce ses yükselmiştir. Böyle bir slogan, ‘Jin, Jiyan, Azadi’ hareketini bertaraf etmeye çalışan bir girişimdir. ‘Erkek, Ulus, İnşa’ sloganı ancak çok küçük bir kitle tarafından söyleniyor. 

/Rojnews/