Afgan kadın gazetecilerin seslerini duyuracakları yeni bir mecra: Zan Times

Afganistan dışından ve içinden bir grup kadın gazeteci ve yazar, tarihsel olarak seslerini duyurma fırsatlarından mahrum bırakılan Afgan kadın ve LGBTİ+ların hikayelerini anlatmak üzere bir araya gelerek bir dijital haber sitesi kurdu: Zan Times

Afganistan’da insan hakları, kadınlar, LGBTİ+ ve çevre konularına odaklanan yeni bir medya kuruluşu olan Zan Times misyonunu şöyle ifade ediyor:

“Zan Times olarak değişimin farkındalıkla başladığına inanıyoruz. Amacımız, kadınların, LGBTI+ topluluğunun ve diğer dezavantajlı grupların yaşamları hakkında farkındalık yaratmak ve analiz paylaşmak için bağımsız, hesap verebilir ve profesyonel bir haber odası oluşturmak. Afganistan’daki medya ortamında çalışmanın zorluklarının, tehlikelerinin ve fırsatlarının farkındayız ve bu nedenle Zan Times’ı Afganistan’da güvenilir bir kaynak ve profesyonel gazeteciliğin bir örneği haline getirmeyi amaçlıyoruz.”

Afgan asıllı Kanadalı bir gazeteci Zahra Nader, Zan Times’ın genel yayın yönetmeni. Afganistan’da doğan Nader, gazetecilik kariyerine 2011 yılında Kabil’de başladı ve 2017 yılında yükseköğrenimini tamamlamak üzere Kanada’ya taşındı. Şu anda Toplumsal Cinsiyet, Feminist ve Kadın Çalışmaları alanında doktorasını yapıyor.

20 Ekim 2022’de BM Güvenlik Konseyi’nde Kadın, Barış ve Güvenlik konulu panelde konuşan Nader, Zan Times’ın ve Afgan kadınların medyadaki kritik rolüne dair şunları söyledi:

“İşim yoksa, yaşamak için amacım da yok olur”

“Zan, kadın anlamına geliyor. Ve Zan Times bizim zamanımızın geldiğini, savaşacağımızı, kimse dinlemese de, kimse gerçekten yapmalarını istediğimiz şeyi yapmasa da gerçekleri haykıracağımız bir mecra. Zan Times’ta yaptığımız tam da bu.

Kız kardeşlerimiz, Afganistan’daki meslektaşlarımız da çalışıyor. Ne kadar güçlü olduklarını bilemezsiniz. Onlarla konuştuğumda güvenliklerinden endişe ettiğimi söyledim. O gün içlerinden biri bana dedi ki: “Bak, risk zaten var. Ben bu riski yaşıyorum. Kardeşim, babam gazeteci olarak yaptıklarım yüzünden tutuklandı. Eğer yapabileceğim bir iş yoksa, yiyecek yemeğim yok, hiçbir şeyim yok; ve o zaman yaşamak için bir amacım yok. Benim için en önemlisi bu, işime devam edebilmem: Bu baskı altında, evimin köşesinde bile. En azından gelecek için bir umudum var. En azından kendi haklarım ve kız kardeşlerimin hakları için mücadele ettiğimi hissediyorum.”

Meslektaşlarımdan bu tür mesajlar aldığımda, ne olursa olsun bu işi yapmalıyız diyorum.Dünya bunu duymalı. Eğer sahada bu hikayeleri aktaran kadın gazetecilerimiz olmazsa, Afganistan’da özellikle de kadınlar için neler olup bittiğine dair resmin büyük bir kısmını kaçırıyoruz demektir.”

/Kaynak: UN Women/