Kürtçe şarkı ‘cezaya’ gerekçe yapıldı: Anadilimizden vazgeçmeyeceğiz

Tutsak kadınlara Kürtçe şarkı ve halay çektikleri için verilen disiplin cezalarına tepki gösteren yerine kayyım atanan ve ceza alan kadınlardan biri olan Yüksekova Belediye Eşbaşkanı Remziye Yaşar’ın annesi Muhsima Yaşar, tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Bu sisteme karşıyız, bu tür uygulamaları ve cezaları kabul etmiyoruz. Anadilimizi konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fethiye Ok Çiçek ve yerine kayyım atanan Yüksekova Belediye Eşbaşkanı Remziye Yaşar’ın da bulunduğu 9 kadın tutsak hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştı. Elazığ Ceza İnfaz Müdürlüğü tarafından 15 Ağustos günü yaptıkları etkinlik gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında haklarında hazırlanan tutanakta, kadın tutsakların söyledikleri Kürtçe şarkılar ve sözler “anlaşılmayan bir dilde sözlü halay çektikleri”, “anlaşılmayan dilde marş okudukları” şeklinde yazılmıştı.
Aynı tarihlerde Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde de 4 kadın tutsağa şarkı söyleyip halay çektikleri için bir aylık iletişim cezası verilmişti. Tutsaklardan yerine kayyım atanan Erzurum’un Karayazı Belediye Eşbaşkanı Melike Göksu, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde bir ay önce kendisiyle aynı odada bulunan 3 arkadaşıyla şarkı söyleyip halay çektikleri için disiplin cezası verildiğini belirtmişti.
‘Kürtçe anadilimizdir’
Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan yerine kayyım atanan Yüksekova Belediye Eşbaşkanı Remziye Yaşar’ın annesi Muhsima Yaşar, kızının da ceza alan tutsaklardan biri olduğunu söyledi. Tutsaklara verilen cezayı hukuksuzluk olarak nitelendiren Muhsima,”Kızım ve arkadaşları havalandırmaya çıktıklarında zaman geçsin diye Kürtçe şarkı söylemiş. Kendi anadillerinde söylemişler. Bunu gerekçe yaparak kızımla birlikte 8 arkadaşına 1 aylık telefon ve görüş yasağı getirdiler. Kızım kendi dilinde şarkı söylediği için ceza verildi. Kürtçe anadilimizdir, kendi dilimizde konuşmaya mecburuz. İnsanlık, vicdan ve kanuna aykırı bir şey yapmadılar. Cezaevindeler, şarkı söyleyip vakit geçirmeyeceklerse başka türlü nasıl vakit geçirecekler” diye sordu.
‘Kürtlüğümüzden utanmıyoruz, başımız dik’
Tutsak kadınlara verilen cezayı doğru bulmadığını, zaten pandemiden dolayı görüşe gidemediklerini, sadece telefon üzeri iletişim sağlayabildiklerini belirten Muhsima, “Telefon ve görüş yasağı verildi, ama biz zaten onların durumunu, nasıl olduğunu ancak telefon üzeri biliyorduk. Uygulanan disiplin cezasını kabul etmiyoruz. Bu dili bize Allah vermiş, biz de kendi anadilimizi konuşacağız tabi. Biz Kürdüz, Kürtlüğümüzden utanmıyoruz, başımız her zaman diktir. Bu dünyada kaç dil var, hiçbiri yasak değil, sadece Kürtçe’yi yasaklıyorlar. Biz de dünyadaki diğer insanlar gibiyiz. Biz anadilimizle başımız dik ve onurluyuz. Anadilimizi konuşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ceza verilse dahi asla kabul etmiyoruz. Ne yapılırsa yapılsın asla vazgeçmeyeceğiz. Biz de ölene kadar çocuklarımızın yanındayız” dedi.
‘Kürt kardeşleriniz varsa Kürtlerin dili de vardır’
Cezaya gerekçe olarak Kürtçe için kullanılan “Bilinmeyen bir dil”  ifadesine tepki gösteren Muhsima son olarak şunları söyledi: “Kürtçe bir dildir, nasıl anlamıyorlar? Demek ki hala Kürtleri tanımamışlar. Dünyadaki bütün dilleri biliyorlar, sadece Kürtçe’yi bilmiyorlar. Akşama kadar her alanda zora düştüklerinde ‘Kürt kardeşlerim’ diyorlar. Madem Kürt kardeşleriniz varsa Kürtlerin dili de vardır. Kürtçe anlaşılmayacak bir dil değildir. Bu sisteme karşıyız, bu tür uygulamaları ve cezaları kabul etmiyoruz. Eğer bize kardeşiz diyorlarsa dilimizi de kabul etmeleri gerekiyor. Ülkede hukuk, adalet ve insanlık yok.”

 

/Jin News/