Deniz Poyraz davası öncesi ‘Bütün failler yargılansın’ talebi

HDP İzmir il binasına yönelik saldırıda Deniz Poyraz’ı katleden fail Onur Gencer’in yargılandığı davanın ikinci duruşması öncesi yapılan açıklamalarda, adalet mücadelesinin, herkes için verildiğinde anlamlı bulunduğu mesajı verilirken, bütün faillerin yargılanması talebi öne çıktı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik ırkçı saldırıda Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında Bayraklı Adliyesi’nde görülecek davanın ikinci duruşması öncesinde adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.

Jinnews’in haberine göre açıklamaya HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’li milletvekilleri, hak örgütleri, kadın örgütleri, İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada İzmir Kadın Platformu “Deniz Poyraz isyanımızdır, davanın takipçisiyiz”, HDP ise “Katillerden hesap soracağız, faşizm yenilecek biz kazanacağız” yazlı pankartı taşırken sık sık “Deniz’e sözümüz barış gelecek”, “Deniz Poyraz isyanımızdır”, “ Katillerden hesabı kadınlar soracak”, “Denizin hesabı sorulacak” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. HDP adına Eş Genel Başkan Mithat Sancar’ın konuşmasının ardından İzmir Kadın Platformu basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadınlar adına açıklamayı insan hakları aktivisti Günseli Suna Kaya okudu.

 ‘Demokrasi ve barış mücadelesi hedeflendi’

 İlk sözü alan Mithat Sancar, failin hedefinin Deniz’in bedeni değil HDP ve demokratik siyasete ve barış mücadelesi olduğunu belirterek, katliamın arkasında örgütlü ve sistemli bir planın olduğunu ifade etti. Onlarca kişinin katledilmesinin planlandığını kaydeden Mithat, “Gözdağı vermek istediler ama hiçbirini bu saldırılarla başaramadılar. Adalet ve hakikat için buradayız. Karşımızda sistemli bir kötülük düzeni var. Bu iktidara karşı tek yol örgütlü mücadele etmek, adaletsizliğe karşı adalet mücadelesini büyütmek. Bu talancı düzenden kurtuluşun tek yolu örgütlü mücadele” dedi.

 ‘Adalet mücadelesi herkes için verildiğinde anlam kazanır’

 Yargının muhalefeti susturmak, demokrasi güçlerini sindirmek için bir sopa olarak kullanıldığını  dile getiren Sancar, adaletsizliğe karşı örgütlü mücadeleyi, sistemli kötülüğe karşı en geniş dayanışmayı ve ortak mücadeleyi devam ettireceklerinin altını çizdi. Adaletin ancak herkes için talep edildiğinde anlamlı olduğunu vurgulayan Mithat, “Adalet mücadelesi herkes için verildiğinde anlam kazanır. Ya herkes için vardır ya da hiç kimse için yoktur. Başkasına yapılan haksızlıklara karşı susanlar son zamanlardan yaşananlardan ders çıkarmalıdır Bekleyerek başkalarına yapılan adaletsizliklere sessiz kalarak, onları görmezden gelerek devam edeceğini düşünen herkes son zamanlarda yaşadığımız örneklere bakarak mutlaka uyanmak zorundadır. Başkasına yapıldığında başını kenara çevirenler bu sistemden adaletsizlikten, zulümden, baskıdan gün gelir nasibini alır. Yıllardır bağırıyoruz, adalet ancak herkes için varsa, herkes için talep ediliyorsa gerçekleşebilir” diye konuştu.

 ‘Barışın olmadığı yerde demokrasi de olmaz’

 Sadece kendisi için adalet isteyenlerin adaletsizliğin devamına ortak olduğuna işaret eden Sancar, “İşte son örnekler ortada. Bu sistemi değiştirmek bu zalim baskıcı iktidarı göndermek için ortak mücadeleden demokratik mücadeleyi birlikte büyütmekten başka yol yok. Adaleti de ancak bu şekilde sağlayabiliriz. Deniz Poyraz’a, HDP’ye yönelik saldırı bu ülkede barış umuduna saldırıdır. Bu ülkede barış mücadelesinden vazgeçirme çabalarının sistemli uygulamalarıdır. Oysa biz barışı getirmekte kararlıyız. Barışı da ancak adalet ve hakikat üzerine kurabiliriz. Adalet ve hakikatin olmadığı yerde barış da olmaz. Barışın olmadığı yerde demokrasi de olmaz. Demokrasinin olmadığı yerde eşitlik de olmaz huzur da olmaz” şeklinde belirtti.

 ‘Yargı katliamı münferit bir cinayet gibi göstermeye çalışıyor’

 Soruşturmanın başından beri hem emniyet hem savcılık tarafından münferit bir cinayet gibi gösterilmeye çalışıldığını söyleyen Sancar, “Elindeki imkanları bunları karartmak, hakikati, örgütlü kötülüğü örtmek için kullandılar. Biz de irademizi, örgütlü gücümüzü, bu karanlığın arkasındaki gücü ortaya çıkarmak için kullanmaya devam edeceğiz. Bu sistemi değiştirene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Karanlığın üstüne halkların iradesini ve ışıklarını mutlaka yönelteceğiz. Bizlere yönelik saldırılarda bütün güçleriyle hakikati örtmek suçluları aklamak için uğraşan sistem bize yönelik yargılamalarda her türlü kumpası, hileyi, oyunu oynamakta beis görmüyor. Sıra bizlere, demokrasi güçlerine, sıra emekçiye, ezilene gelince hiçbir delile gerek kalmadan en ağır baskıları uygulayan sistem apaçık işlenen cinayetleri, soygunu, talanı gizlemek için seferber olmaktadır” dedi.

Birlikte mücadele için varız var olacağız’

Gidişatı değiştirmenin yolunun adalet ve demokrasi mücadelesini ortaklaştırmaktan geçtiğini  ifade eden Sancar, “Ya en geniş demokratik mücadele ortaklığını kuracağız ya da bu kötülük düzeni devam edecek. Biz burada bu gidişe dur demek için varız. Adaletsizliğin olduğu her yerde, kime yönelirse yönelsin adaletsizliğe karşı birlikte mücadele etmek için varız var olacağız” sözlerine dikkat çekti.

 ‘Deniz Poyraz katliamı kadın mücadelesine saldırıdır’

 Mücadelede en büyük gücü kadın mücadelesinden aldıklarını dile getiren Sancar, “Deniz Poyraz cinayeti kadın mücadelesine saldırının da sembolüdür. O nedenle en büyük direnci kadınlar göstermektedir. En etkili mücadeleyi kadın hareketi yürütmektedir. Birlikte hep birlikte barışa, demokrasiye, adalete yürüyüşümüz devam edecek. Hakikati ortaya çıkaracağız. Adaleti gerçekleştireceğiz, hakikatle adaletin üstüne barışı inşa edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi mutlaka getireceğiz” diye konuştu.

 ‘Peşini bırakmayacağız’

 Ardından İzmir Kadın Platformu açıklama yaptı. Kadınlar adına basın metnini okuyan Günseli Suna Kaya failin katliamdan önce keşif yaptığını, 27 kez İzmir Emniyeti’ni aradığı, Suriye’de eğitildiğinin ortaya çıktığını belirtti. Günseli, “Bugüne kadar, Gencer’in emniyetten kimlerle ne görüştüğüne dair bir soruşturma yürütülmezken SADAT ile olan ilişkisinin de araştırılmadan üstü örtülmeye çalışıldı. Deniz’in ilk duruşması 29 Aralık tarihinde görüldü. Duruşmada Onur Gencer’in rahat tavırları, jandarma tarafından katilin korunması, avukatların ve izleyicilerin kolluk tarafından salona girişinin engellenmeye çalışılması ve Deniz’in annesi Fehime Ana’ya ve kız kardeşine yönelik saldırıları ise Gencer’in kimden güç aldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bugün İzmir Kadın Platformu olarak Deniz’in ikinci duruşmasında bu davanın peşini bırakmayacağımızı bir kez daha ilan etmek için buradayız” ifadelerini kullandı.

 ‘Mücadeleden bir adım geri atmayacağız’

 Fail Onur Gencer’in en ağır cezaya çarptırılmasının yanı sıra katliama yol verenin, hedef gösterenlerin, mahkeme salonunda ona bu gücü verenlerin de yargılanmasını isteyen Günseli, “Bilsinler ki ne yaparlarsa yapsınlar bizler mücadelemizden bir adım geri atmayacağız. Birbirimizi yaşatmak için, faşizme, erkek-devlet şiddetine karşı yan yana, omuz omuza olacağız. Ve Denize sözümüz olsun, hayalini kurduğun barışın, özgürlüğün, eşitliğin ülkesini kuracağız. Fehime Ana’nın da dediği gibi ‘Bir Deniz gider bin Deniz geliriz’ size asla boyun eğmeyiz” dedi.