Kadınlar için 2020’nin 21 Dönüm Noktası

2021 için saatleri sayarken, kadınlar açısından pandemiye rağmen mücadele alanlarına ve önemli kazanımlara sahne olan  2020’nin cinsiyet eşitliği mücadelesi ve dünyadaki kadın hakları açısından ele almak gerekiyor.
İşte 2020 yılında cinsiyet eşitliği mücadelesi açısından kadınlar için 21 dönüm noktası:

1) Kadın sağlık çalışanları, Kovid-19’la mücadelenin ön saflarında yer aldı

Tüm dünyada, sağlık çalışanlarının %70’ten fazlası kadın. Kovid-19 sürecinde çalışma süreleri arttığı gibi, yoğun çalışma saatlerinin ardından eve döndüklerinde toplumsal cinsiyet rollerinin yükü de onların omzuna yüklendi. Sağlık çalışanlarının uğradığı şiddet, kadın sağlık çalışanları için yaygın cinsiyete dayalı şiddet sebebiyle daha da arttı. Kovid-19, kadın sağlık çalışanlarının güvencesizliğini, zorlu çalışma ortamı ve koşullarını, maruz kaldıkları şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi.

Pandemiyle mücadelenin ön saflarında yer alan kadın sağlık çalışanlarının politika taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi için herkesi dayanışmaya çağırıyor, önlerinde minnettarlık ve saygıyla eğiliyoruz.

2) Bilim kadınları koronavirüse karşı aşı ve tedavi çalışmalarına yön verdi

-MRNA modeli Kovid-19 aşısını bulan Dr. Özlem Türeci Almanya’da yılın kadını seçildi

Prof. Dr Özlem Türeci, tüm dünyanın umut bağladığı aşılardan biri olan MRNA modeli Covid-19 aşısını geliştirdi. Koronavirüse karşı yüzde 90 etkili aşıyı geliştiren bilim insanının bu gelişmedeki rolü, erkek egemen Türkiye medyasında dikkate alınmamış, kendisinden, “Uğur Şahin’in eşi” olarak bahsedilmişti.

Oysa bu başarı en az Uğur Şahin kadar Özlem Türeci’nin de. Türeci’nin emeğini teslim eden Almanya, bu büyük başarısı için Türeci’yi “Yılın 100 Kadını” arasında seçti.

-14 Yaşındaki Anika Chebrolu olası bir Covid-19 tedavisi keşfetti

ABD’de 14 yaşındaki Anika Chebrolu, dünyanın en büyük ilaç şirketleri yeni koronavirüs için tedavi bulmak için yarışırken,SARS-CoV-2 virüsünün proteinine bağlanarak insanları enfekte etmesini engelleyen bir molekül bileşimi keşfetti.

3) Kovid-19 ile mücadelede kadın liderler daha başarılı oldu

Kadın liderlerin yönettiği ülkelerde Kovid-19 vaka sayıları ve ölüm oranları daha kontrol edilebilir seviyelerde kalırken, iş dünyasında da veriler kadınların pandemi sürecini daha yönettiğini işaret ediyor.

Kovid-19 salgınını dünyada en iyi yöneten liderlerden biri olarak gösterilen
Yeni Zelanda Başkakanı Jacinda Ardern, ve ekibinin ülkede virüsün görüldüğü ilk günden bu yana doğru ve kararlı adımlar atarak salgının yavaşlamasını sağladı.

Katrin Jakobsdottir’in yönetimindeki İzlanda, salgının başlarında, yaygın test yöntemini uygulayarak salgını kontrol altına almayı başardı.

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’in koronavirüs salgını karşısında izlediği politikalar neticesinde kamuoyu destek oranı yüzde 85.

Pandemiyle mücadele yöntemleriyle övgü toplayan bir diğer isim olan Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise, salgının başlarında, sadece çocukların soru sorduğu bir basın toplantısı düzenleyerek çocukların hem korkularını hafifletti, hem de tedbirlerle ilgili kafalarındaki soru işaretlerini giderdi.

Tsai Ing-wen liderliğindeki Tayvan, erken müdahaleyle koronavirüs salgınını o kadar başarılı bir şekilde kontrol altına aldı ki şimdi Avrupa Birliği ve diğer ülkelere yardım için milyonlarca maske ihraç ediyor.

Avrupa’nın en büyük ekonomisini yöneten kadın lider Angela Merkel, fizikçi olmasının getirdiği bilime dayalı bakış, Kovid-19 pandemisiyle mücadelede de kendisini gösterdi. Almanya, pandemiyle göreceli olarak en iyi mücadele eden ülkeler arasında gösterilirken, Merkel’in  sağlık krizini yönetme şekli övgü topladı.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, salgının yarattığı ekonomik krizi hafifletmek için Aralık ayında güçlü bir parasal teşvik paketi hayat geçirdi.

4) Kadın dayanışması, iktidara İstanbul Sözleşmesi’nin ‘iptali’ tartışmalarında geri adım attırdı

AKP iktidarının gündeme getirdiği, 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışması başta kadınlar olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinde tepkiyle karşılandı.

Kadınlar, sokaklarda olmanın dışında, afişler, bildiriler, medya ve sosyal medya için hazırlanan çeşitli içerik ve görsellerle İstanbul Sözleşmesi’nin bilinirliğini artırma ve iptaline engel olma kararlılığını tüm gücüyle gösterdi.

Önce, #challengeaccepted, sonra #İstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz etiketleriyle geniş katılımlı kampanyalar düzenleyen kadınlar, ülkenin dört bir yanında meydanlara çıkarak sözleşmeden ve güvence altına aldığı haklardan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Bunun üzerine iktidar geri adım atarak, sözleşmeden çıkmak yerine bazı maddelerinde değişiklik ya da şerh koyma talebinin değerlendiklerini duyurdu. Konu hala ‘değerlendirme’ aşamasında ancak, kadınlar, “sözleşmeden çıkmanın” tartışma konusu bile yapılmamasını, aksine İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanması için mücadele veriyor.

5) Polonya’da kadınların isyanı sonuç verdi, kürtaj kararında geri adım atıldı

Polonya Anayasa Mahkemesi, iktidardaki milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi’nden bir grup milletvekilinin geçen yıl yaptığı başvuruyu haklı bularak, ülkede kürtajı sınırlı da olsa mümkün kılan az sayıdaki yasal kriterden birini daha kaldırmıştı.

Bu karar, bundan sonra kürtajın sadece tecavüz, ensest ya da annenin hayatının tehlikede olması amaçlarıyla yapılabileceği, ama ceninin ciddi sağlık sorunları olması durumunda yapılamayacağı anlamına geliyordu.

Binlerce kadınlar iki hafta boyunca yasa değişikliğinin geri alınması talebiyle sokaklarda protesto eylemleri yaptı, greve giderek işyerlerine gitmeme ve ev işlerini yapmayı reddetme kararı aldı.

Polonya’da Anayasa Mahkemesi’nin kürtaja neredeyse tam yasaklama getiren kararına karşı kadınların verdiği mücadele olumlu sonuç verdi.  Hükümet, geri adım atma kararı alarak, yasanın yayınlanmasını ve yürürlüğe geçmesini erteledi.

6) #MeToo’nun zaferi: Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’a 23 yıl hapis 

“Hollywood’daki en güçlü isim” olarak bilinen Harvey Weinstein, cinsel taciz ve tecavüz suçlamasıyla yargılandığı davada suçlu bulunarak 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Weinstein’ın suçlu bulunmasının, güç sahibi erkeklerin bu gücü cinsel kontrol amaçlı kullanma konusunda kendilerini daha az güvende hissetmelerine ve daha fazla kadının şikayetlerini dile getirmelerini sağlayacağı ifade ediliyor.

Weinstein skandalının ortaya çıkmasının ardından, Amerikalı aktris Alyssa Milano, Twitter üstünden cinsel tacize uğramış herkesi #MeToo etiketini kullanmaya ve bu yolla problemin aslında ne kadar yaygın olduğunu göstermeye çağırmıştı. #MeToo (Ben de) kampanyası sosyal medyada dünya çapında yankı bulmuş ve kampanyaya katılanların büyük bölümü kendi yaşadıkları taciz veya tecavüz vakalarını sosyal medyada paylaşmıştı. #MeToo daha sonra sokaklara taşmış, dünyanın birçok kentinde “Ben de” anlamına gelen #MeToo kampanyaları düzenlenmiş, kadınlara yönelik taciz ve cinsel istismar sokak eylemleriyle protesto edilmişti.

7) Türkiye’nin #Metoo’su: Uykuların Kaçsın Ne Zaman İfşa Edileceğim Diye! 

Edebiyat dünyasındaki kadın yazar ve okurlar, Hasan Ali Toptaş, Bora Abdo gibi yazarların tacizine maruz kaldıklarını sosyal medya üzerinden ifşa etti.

Kadın dayanışmasın gücü yaptırıma dönüştü. Paylaşılan taciz iddialarının ardından Toptaş’ın kitaplarını basan Everest Yayınları, yazarla yollarını ayırdı. Önceki gün ise yazar ajanlığı yapan Barbaros Altuğ sosyal medya hesabından yazarla ilişkininin sona erdiğini duyurdu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da bu yıl Hasan Ali Toptaş’a verilmesi planlanan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü geri aldı.

Everest’in ardından İletişim ve İthaki Yayınları da  yazarlarıyla yollarını ayırdı. Diğer yayınevleri de kadınların haklı mücadelesinin yanında olduklarını belirterek destek açıklamasında bulundu.

Edebiyat dünyasının ardından sanat,, reklamcılık, sinema, hukuk vb. pek çok sektörde kadınlar yaşadıkları tacizi ve cinsel saldırıları anlatmaya devam ediyor.

8) İran’da kadınlar’ ifşa hareketi’ başlattı

Küresel #MeToo hareketinin üçüncü yılında, İran’da cinsel saldırıya uğrayan kadınlar, kamuoyuna seslerini duyurmaya başladı. İran’ın sosyal medyasında, dev bir e-ticaret şirketinin eski yıldız yöneticisi, önde gelen bir sosyolog ve popüler bir kitapçı dükkanının sahibi dahil 100’den fazla erkeğe ilişkin iddiaların ardından, Ağustos ayının sonlarından bu yana hareket ivme kazandı.

Ancak şimdiye kadar bu tür iddialarla karşı karşıya kalıp da kamuoyunda en çok tanınan kişi, yönetici seçkinlerle bağları olan,  uluslararası üne sahip 80 yaşındaki bir sanatçı. New York Times’a konuşan 13 kadın, sanatçı Aydın Aghdashloo tarafından 30 yılı aşan bir zaman diliminde farklı zamanlarda maruz kaldıkları cinsel tacizi ifşa etti.

İran’da hareket yeni yeni kendini göstermeye başlasa da, ifşa edilen kişiler cezasız kalmıyor. Tahran polisi, 300 kadına tecavüz ettiği ortaya çıkan kitabevi sahibi Keyvan Emamverdi’nin İran’da toplumsal ve siyasi refahı tehdit ettiği gerekçesiyle idamla cezalandırılan en büyük yolsuzluk suçlamasıyla yargılanabileceğini söylüyor.  E-ticaret şirketi Digikala, eski yöneticisi hakkında soruşturma açtı ve kadın çalışanlarından özür diledi. İran’ın sosyoloji birliği, tacizle suçlanan profesörü ihraç etti ve üniversitelerde sıfır tolerans politikası çağrısında bulundu. Aghdashloo’nun bir tablosu, ünlü bir edebiyat koleksiyonunun kapağından kaldırıldı ve en az üç kadın kendisine karşı yasal işlem başlatmayı düşündüklerini söyledi.

9) ABD’nin seçilmiş yeni başkanı Joe Biden’ın kabinesine kadınlar damgasını vurdu

ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık yarışındaki Demokrat Partili rakibi Joe Biden, Kamala Harris’i başkan yardımcısı adayı olarak göstermesiyle Harris, başkan yardımcısı olarak aday gösterilen ilk siyah kadın unvanına sahip oldu. Biden’ın seçim yarışını kazanmasıyla ise Harris, ABD Başkan Yardımcılığına seçilen ilk kadın olarak tarihe geçti.

Biden, İçişleri Bakanlığı görevine New Mexico eyaletinden Temsilciler Meclisi üyesi Demokrat Debra Haaland’ı atadı. Haaland, ABD’nin ilk Amerikan Yerlisi İçişleri Bakanı olacak.

Biden, ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen’ı hazine bakanlığına aday gösterdi. Yellen, ABD’nin ilk kadın Hazine Bakanı olmaya hazırlanıyor.

Ekonomik Danışmanlar Konseyi başkanlığına da ekonomist Cecilia Rouse’un getirileceği açıklandı.

Biden, bir diğer kritik görev olan Beyaz Saray İdare ve Bütçe Ofisi’nin başına da Neera Tanden’ı aday göstereceğini bildirdi. Daha önce eski Başkan Barack Obama’nın genel sağlık sigortasıyla ilgili yasal düzenleme sürecinde yer alan Tanden’ın bu göreve atanması ilk beyaz olmayan, Güney Asya kökenli Amerikalı olacak.

İlk kadın CIA Başkan Yardımcısı ve Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı unvanlarına sahip Avril Haines ise Ulusal İstihbarat Direktörü olacak.

Biden’ın iletişim ekibi de tamamen kadınlardan oluşuyor.  Jen Psaki Beyaz Saray Sözcüsü olurken, Kate Bedinfield, Beyaz Saray’ın iletişim direktörlüğünü yürütecek.

Beyaz Saray’ın iletişim ekibine atanan diğer isimler arasında basın sekreteri yardımcılığına atanan Karine Jean-Pierre, iletişim müdür yardımcılığına atanan Pili Tobar, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in iletişim direktörü olarak çalışacak Ashley Etienne ve yine Harris’in kıdemli danışmanı olarak görev yapacak Symone Sanders yer alıyor.

10)  ABD’de siyah kadın hareketi ivme kazandı

George Floyd’un 25 Mayıs’ta gözaltına alınırken öldürülmesi Türkiye dahil bir çok ülkede öfke ve mobilizasyona yol açtı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Minneapolis kentinde gerçekleşen cinayette beyaz polis memuru, silahsız, karşılık göstermeyen, onlardan durmasını isteyen ve nefes alamadığını söyleyen Floyd’un ensesine ısrarla dizini bastırarak onu öldürdü.

Floyd’un öldürüldüğü anların kayıtları sosyal medya üzerinden paylaşıldı. Bu zalimlik ve süregelen cezasızlık büyük bir öfke ile hem ABD’de hem de dünyada yeni bir “Siyah Hayatları Önemlidir” protesto dalgasını tetikledi.

Bu harekette kadınlar dayanışma sağlayarak, hükümeti hesap vermeye ve değiştirmeye zorlayarak, alanlarda protesto ederek ve hikayelerin duyulmasını sağlayarak “Siyah Hayatları Önemlidir” hareketini şekillendirdi. Kadınlar ırkçılığın feminist bir konu olduğunu ve kadın dayanışmasının bu hareketteki önemini gösterdiler.

Black Lives Matter’ın kurucuları olan üç kadın Alicia Garza, Patrisse Cullors, Opal Tometi, TIME’ın “En Etkili 100 İsim” 2020 Listesi’nde yer aldı.

Black Lives Matter (Siyah hayatlar değerlidir) aktivisti Demokrat Partili aday Cori Bush, Missouri eyaletinde Temsilciler Meclisi’ne şimdiye kadar seçilen ilk siyah üye oldu.

Siyahlar arasında seçmen kayıtlarını artırarak Biden ve Harris ikilisinin seçimleri kazanmasında çok önemli bir rol oynayan Stacey Abrams da Georgia’da tarih yazdı.

11) Yeni Zelanda Başbakanı, yeni bir siyaset yapma biçiminin mümkün olduğunu gösterdi

Yeni Zelanda parlamentosu, çalışanlara cinsiyetleri nedeniyle daha az ücret ödenmemesini güvence altına alan Ücret Eşitliğinin Düzenlenmesi Yasası’nı oybirliğiyle kabul etti.

Başbakan Jacinda Ardern, bu yılki seçim zaferinin ardından, ülke tarihinin en kapsayıcı kabinesini oluşturdu. Ardern’in 20 üyeli bakanlar kuruluna sekiz kadın ve beş Maori üye seçen Ardern, Dışişleri Bakanlığı’na ilk kez, ülkenin yerli halkı Maorilerden bir kadın siyasetçi atadı. Yeni Zelanda’da Başbakan Yardımcısı görevine ilk kez eşcinsel siyasetçi getirildi.

Ardern, ayrıca ülkede bir ilke imza atarak “iklim acil durumu” ilan etti ve parlamento üyelerine gelecek nesiller için iklim konusunda eyleme geçmeleri çağrısında bulundu: “Şimdi harekete geçmezsek olacaklardan sorumlu tutulmayı kabul etmiş oluruz.”

Yeni Zelanda Başkakanı Jacinda Ardern, Kovid-19 virüsün görüldüğü ilk günlerden bugüne kadar ekibi ile birlikte attığı tedbirli adımlar ile ülkesindeki salgının yavaşlaması ve elimine edilmesini sağladı.

Jacinda Ardern’in pandemi sürecindeki tek başarısı vaka sayılarını düşük tutmak değildi. Human Resource Development International dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre Yeni Zelanda lideri Jacinda Ardern’in Facebook Live kullanımı ülkesindeki Kovid-19 mesajlarının açık ve ilişkilendirilebilir bir şekilde iletilmesine yardımcı oldu.

12)  İspanya cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini yasakladı

İspanya Çalışma Bakanı Yolanda Diaz, kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliğini yasaklayan yasa tasarısının kabul edildiğini açıkladı. Yasaya uyulmaması halinde şirketler 187 bin avroya kadar para cezası ile karşı karşıya kalacak.

50’den fazla çalışanı olan işletmelerin, işgücünde kadın ve erkek oranını dengelemek için dört yıllık bir plan hazırlaması gerekiyor.

İspanya, cinsiyet eşitliğine yönelik politikalar göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa’da lider ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.

İktidardaki sol koalisyon, kadın haklarının güçlendirilmesini siyasi programının temel taşlarından biri haline getirdi ve daha sert cinsel şiddet yasaları üzerinde de çalışmalar devam ediyor.

13) “Türkiye ve Yunanistanlı Kadınların Barış İnisiyatifi” Ege’nin iki yakasındaki kadınları birleştirdi

Türkiye ve Yunanistan’dan 3000’e yakın kadın, iki ülke arasında Doğu Akdeniz’de tırmanan gerilimin sona ermesi için bir barış çağrısı yayınladı. Çağrı, küresel pandeminin eşitsizliği derinleştirdiği bir dönemde çatışmacı dilin bırakılmasına, ve diyaloğun önünün açılmasına vurgu yaptı. Kampanyaya katılanlar, alternatif bir diyalog alanı yaratıp, kadınların barış sağlamadaki rolünü öne çıkararak çatışmacı pratiklere karşı mücadele alanını büyüttü.

Çağrıyı başlatan 350 kadın içinde, Türkiye’den yazar Ayşe Kulin, akademisyen Ayşegül Altınay, fizikçi Ayşe Erzan, yazar Buket Uzuner, gazeteci Burcu Karakaş, siyaset bilimi profesörü Büşra Ersanlı, yazar Ece Temelkuran, oyuncu Füsun Demirel, yazar Gaye Boralıoğlu, yapımcı ve aktivist Gülten Kaya, avukat Fethiye Çetin, avukat ve kadın hakları aktivisti Hülya Gülbahar, akademisyen Itır Erhard, yazar Latife Tekin, gazeteci Banu Tuna, tiyatro sanatçısı Jülide Kural, gazeteci Mehveş Evin, oyuncu Müjde Ar, sivil toplum yöneticisi Melda Onur, dil bilimci Necmiye Alpay, siyaset bilimi profesörü Binnaz Toprak, ekonomist Nesrin Nas, gazeteci Meral Tamer, yazar Oya Baydar, yazar Pınar Kür, Sosyoloji Emeritüs Profesörü BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Röportörü Yakın Ertürk, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Türkan Elçi, Yunanistan’dan ise Yunanistan Kadınlar Birliği Başkanı Desponia Logiadou, Barış Araştırma ve Eylem Merkezi Başkanı ve WINPEACE Koordinatörü Fotini Sianou, KYADA Başkan Yardımcısı ve Atina Belediye Meclisi Üyesi Roxane Evangelia Bei Karampotsou, Selanik Aristoteles Üniversitesi’nde Yunan ve Avrupa Anayasa Hukuku Doçenti Lina Papadopoulou, sanatçı ve sanat teorisyeni Eleni Polychronatou yer aldı.

14) “Feminist anayasa”nın başlangıcı: Şili’de yeni anayasa eşit katılımla yazılıyor

Bu yıl, Şili seçmenlerinin yüzde 78,3’ü,  Pinochet’nin mirasını temsil eden bir anayasayı reddetmek ve katılımcı bir süreçle yeni bir anayasa yazmak için referandumda oy kullandı. Yeni anayasanın, eşit sayıda kadın ve erkeğin yer aldığı bir kurul tarafından yazılacağı açıklandı.

Aynı zamanda yerli halkın katılımını yansıtması gereken 155 delegenin seçimi, 11 Nisan 2021’de belediye ve valilik seçimleriyle eş zamanlı olarak yapılacak.

Yeni anayasa, 1 Ağustos 2022’de oylamanın zorunlu olacağı başka bir referandumla halka önerilecek.

Şilili kadın hakları aktivisti Sol Danor, bu anayasayla yeni bir toplumun doğacağını ve feminist bir anayasa yazılacağını söylüyor:

“Bugün bir toplumun yeniden doğuşu başlıyor. Aile kavramını, kadınların üreme ve cinsel haklarını, çalışma ve ücretsiz çalışma hakkını, bedenimize sahip olma hakkını, toprağın saygılı kullanımını, cinsel çeşitliliği, yerli halklara saygı ve özerkliği ve çevrenin korunmasını yeniden değerlendiriyoruz. Buna ‘feminist anayasa’nın başlangıcı diyoruz.”

15) Dünyada bir ilk: İskoçya kadın hijyen ürünleri ücretsiz yaptı

İskoçya Parlamentosu, tampon ve ped gibi tüm kadın hijyen ürünlerini herkes için ücretsiz hale getiren yasa önerisini oybirliğiyle kabul etti.

“Regl yoksulluğu”nu ortadan kaldırmayı amaçlayan öneri, yerel yönetimlere bu ürünleri ihtiyacı olan herkese ücretsiz dağıtma zorunluluğu getiriyor.

Yasanın tasarlanmasına öncülük eden İskoçya İşçi Partisi milletvekili Monica Lennon, yasanın koronavirüs salgını döneminde daha da önemli hale geldiğini belirtiyor.

Yasanın beraberinde getireceği maliyetin 24,1 milyon sterlin (yaklaşık 191 milyon TL) olacağı tahmin ediliyor. Ürünler halk merkezleri, gençlik kulüpleri ve eczanelerden sağlanabilecek.

16) Nobel Kimya ve Edebiyat Ödülü’nün kazananı kadınlar oldu:  Emmanuelle Charpentier, Jennifer Doudna ve Louise Glück

2020 Nobel Kimya Ödülü, “genom kurgulamasına olanak sağlayan yöntemin geliştirilmesine katkılarından ötürü”, mikrobiyolog Emmanuelle Charpentier ile biyokimyacı Jennifer A. Doudna’ya verildi. Bu yılki Nobel Kimya Ödülü, kadın adaylar arasında paylaşılan ilk örnek oldu.

2020 Nobel Edebiyat Ödülü,”yalın bir güzellikle, bireysel varoluşu evrenselliğe ulaştıran şaşmaz şiirsel sesinden” ötürü Amerikan edebiyatının en önemli şairlerinden biri kabul edilen Louise Glück’e verildi. Glück, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan 16’ncı kadın yazar oldu.

17) Mücadele sonuç verdi: Oscar’da “En İyi Film” ödülüne çeşitlilik kuralı getirildi

Akademisi, getirdikleri yeni kuralla, En İyi Film ödülünü alacak filme karşılaması gereken “çeşitlilik kriterleri” getirdi.

2016’da siyah veya azınlık aktörlerinin aday gösterilmemesi “#OscarSoWhite” (Oscar Çok Beyaz) hareketiyle protesto edilmişti

Aynı yıl ABD’li yönetmen Spike Lee ve aktris Jada Pinkett Smith’in boykotu Oscar ödül törenine damgasını vurmuştu. Lee, Instagram hesabından paylaştığı mesajda ‘bembeyaz’ bir ödül törenini destekleyemeyeceğini söylemişti.

Bu durum Akademi’nin 2020’de kadın, siyah ve diğer azınlıklardan üyelerinin sayısını ikiye katlama sözünü vermesine yol açtı.

Akademi, geçtiğimiz günlerde yüzde 45’i kadın, yüzde 36’sı beyaz olmayan 819 yeni üyeyi bu yılki Oscar’lara oy vermeye davet etti. Akademi bu hamlesiyle kadın üye sayısını ikiye; az temsil edilen etnik grupların sayısını ise üç katına çıkarmış oldu.

18)  8 ülke, tercihini kadın devlet başkanı veya başbakandan yana kullandı

Moldova’da mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon’a karşı yarışan, Eylem ve Dayanışma Partisi lideri Maia Sandu ikinci tur seçimlerini kazanarak ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı oldu.

Yunanistan parlamentosunda yapılan seçimlerde, sivil özgürlükler, çevre, azınlık ve mülteci sorunları gibi konulardaki hassasiyetiyle tanınan Katerina Sakellaropoulou ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanıseçildi.

Litvanya’da koalisyonu kadın liderler kurdu. Başbakan seçilen Ingrida Šimonytė, ilke kez kadınların liderlik ettiği partilerle kurulan bir koalisyon hükümetiyle ülkeyi yönetiyor.

Gabon’un eski Savunma Bakanı Rose Christiane Ossouka Raponda başbakan olarak atandı. Raponda, Gabon tarihindeki ilk kadın başbakan oldu.

Togo’da Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Victoire Dogbe Tomegah, Başbakan olarak görevlendirildi. Dogbe Tomegah, ülkenin ilk kadın başbakanı.

Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi ve Kadri Veseli’nin istifasından sonra Vjosa Osmani, geçici cumhurbaşkanı seçildi.

Yeni Zelanda seçimlerinde Jacinda Ardern’in İşçi Partisi, daha önce görülmemiş bir çoğunluk ile tarihi bir zafer kazandı. Ardern oyların oyların yüzde 49’unu alarak ikinci kez başbakan seçildi.

Tayvan’da devlet başkanlığı seçimini ise halihazırda makamda olan Tsai Ing-wen yüzde 57’lik oranıyla kazandı.

19) Tayvan’da kadınlar siyasete damga vurdu

Tayvan’da ülkenin yasama erki Yasama Yuanı’nda kadın milletvekillerinin oranı yüzde 42’ye ulaştı. Bu rakam Asya kıtasındaki en yüksek oran.

Tayvan’da devlet başkanlığı seçimini ise halihazırda makamda olan Tsai Ing-wen yüzde 57’lik oranıyla kazandı.

2000’lerin ilk yıllarında iki kez kadın bir cumhurbaşkanı ve yardımcısını seçen Tayvan, bugün kadın ve erkeklerin siyasette eşitliği yakalamış durumda. Bunun sebeplerinden biri de cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlığı seçimleri gibi tek kişilik seçimler dışında uygulanan cinsiyet kotası. Uygulanan kota, kadınların yasama meclisindeki yetkili koltukların en az yarısını ve yerel konsey seçimlerindeki her dört koltuktan birini almasını gerektiriyor.

Tsai Ing-wen liderliğindeki Tayvan, ülkede 2025 yılına kadar nükleer enerjinin
kaldırılmasını planlıyor. Tayvan, 2019 yılında, eşcinsel evliliklerin yasallaşmasını kabul ederek, bu adımı atan ilk Asya ülkesi oldu.

Tsai Ing-wen salgın karşısında en hızlı karar alan liderlerden oldu. Ocak ayında
hastalık ilk emarelerini göstermeye başladığı zaman yayılımı durdurmak için
124 maddelik önlem paketi açıkladı.  23 milyon nüfusa sahip Tayvan’da koronavirüs toplam vaka sayısı binin altında, hayatını kaybeden sayısı ise 10’un altında.

20) Kapak yüzleri artık daha kapsayıcı 

18 yaşındaki Ellie Goldstein, Vogue dergisinde yer alan ilk Down sendromlu model oldu.

Ellie daha önce, Gucci’nin maskarasının tanıtımı için hazırlanan kampanyanın yüzü olmuş ve Vogue İtalya’nın kapağında yer almıştı.  Mode endüstrisi bir sonraki adımını düşünüp taşınırken, Goldstein bir sonraki projesini iple çekiyor.Kendisini bundan sonra nerede görmek istediği sorulduğunda, “Louis Vuitton! Chanel!” diyor: “Dünyadaki bütün dergilerin kapağında yer almak istiyorum!”

Vanity Fair da, 3 Mart günü Kentucky eyaletinin Louisville kentindeki evi polis tarafından basılan ve 8 kurşunla öldürülen sağlık çalışanı Breonna Taylor’ı kapağına taşıdı. Sayıda, Taylor’ın annesi Tamika Palmer’la bir söyleşi de yer aldı.

21- TJA ‘Em xwe diparêzin’ dedi

Tevgera Jinên Azad (TJA), eylül ayında “Em xwe diparêzin” (Kendimizi savunuyoruz) sloganıyla bir kampanya başlattı. Kampanyanın startı başta Diyarbakır ve İstanbul olmak üzere onlarca kentte kadınların katılımıyla verildi.

Devletin yarattığı tecavüz zihniyetine, İmralı’dan başlayarak tüm topluma yayılan tecrit politikalarına, kadın cinayetlerine, çocuk istismarı ile anadile ve kültürel soykırıma karşı farkındalık yaratıp özsavunma geliştirilmesine olanak sağlaması planlanan kampanya, onlarca eylem ve etkinlikle hayata geçirildi. 2021 yılında da devam edecek olan “Kendimizi Savunuyoruz” kampanyasında TJA’lı kadınlar ev ev, köy köy dolaşarak kadınlarla bire bir görüşmeler gerçekleştirdi.

 

/ Kaynak:esitlikadaletkadin /