ABD’de Üniversiteli Kadınlar Toplumsal Değişime Ön Ayak Oluyor

The Wall Street Journal’ın en son paylaştığı veriler, ABD’de 2020-21 akademik yılında üniversite nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ını kadınların oluşturduğunu ve üniversiteye kaydolan kadınların yaklaşık üçte ikisinin altı yıl içinde mezun olduğunu ortaya koydu.

Stereotipler, bilindiği üzere gerçeği yansıtmama eğilimindedir. Filmlere ve televizyon dizilerine baktığımızda, üniversitelerin, birer erkek kulübü olarak yansıtıldığını görebiliriz. Bu durum gerçeği yansıtmayalı uzun zaman oluyor. Üniversitelerdeki kadın öğrenci sayısı büyük bir hızla yükselmeye devam ediyor.

The Week’ten Samuel Goldman’ın haberine göre, The Wall Street Journal’ın en son paylaştığı veriler, 2020-21 akademik yılında üniversite nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ını kadınların oluşturduğunu ortaya koydu.

Kadınların sadece üniversiteye gitme oranı daha yüksek değil, aynı zamanda mezun olma oranları da daha yüksek. Rapora göre, dört yıllık bir üniversiteye kaydolan kadınların yaklaşık üçte ikisi altı yıl içinde mezun oluyor. Erkek öğrenciler bu oran yüzde 59. Yüksek öğrenimde cinsiyet uçurumu gözle görülür bir hal aldı.

Birçok kurum erkek öğrencilere kabul avantajı sağlıyor. Bunun bir nedeni ise, yöneticilerin, erkek öğrenci nüfusunun yüzde 40’ın altına düşmesi halinde, kadınların üniversiteye kaydolma oranının düşeceğinden korkmaları. Kadınların üniversiteye kabuldeki başarısı sadece üniversiteleri ilgilendirmiyor. Seçkin kurumlar neredeyse yalnızca üniversite mezunlarını işe aldığından, yayıncılık, kültür endüstrisi, iş dünyası ve özellikle de devasa insan kaynakları endüstrisinde, kadınlar çoğunluğu oluşturmaya başlıyor.

Bu alanlarda yönetim kadrosunda erkek egemenliği devam ediyor olsa,  bu büyük ölçüde jenerasyonla ilişkili. Günümüzün mütevelli heyetleri, kadrolu profesörleri ve yönetici editörleri, kariyerlerine onlarca yıl önce, üniversitede eşit sayıda kadın ve erkek öğrenciğinin olduğu ve hatta bazı durumlarda yalnızca erkeklerin olduğu bir dönemde başladı. Üst yönetimdeki cinsiyet oranının 20 yıl sonra aynı seviyede kalması şaşırtıcı olur.

Üniversitelerde kadın öğrencilerin çoğunlukta olması bazı siyasi sonuçları da beraberinde getiriyor. Üniversite mezunu kadınlar ezici bir çoğunlukla Demokratları destekliyor. Bu, üniversiteye kayıt oldukları sırada yaşanan gelişmelerin bir sonucu da olabilir. Ancak üniversiteye giren kadınların çok büyük bir çoğunluğunun liberal olduklarına dair veriler de mevcut. Bununla birlikte, verileri nasıl yorumlarsanız yorumlayın, üniversitelerdeki kadın sayısı arttıkça homojenleşme de artıyor.

İşyeri politikaları hakkında veri bulmak daha zor. Ancak, üniversite eğitimli kadınların tehlikeli, saldırgan veya yıkıcı olarak düşündükleri davranışları kısıtlamaya daha yatkın oldukları, kararları çoğunluğa göre almayı değil değil geniş katılıma ve fikir birliğine önem verdiklerine dair kanıtlar da var.

Kadınlar üniversite öğrencilerinin, tüketicilerin, çalışanların ve seçmenlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Bu sebeple, üniversitelerin, işletmelerin ve diğer kurumların beklentilerini karşılamaya çalışması kaçınılmaz. The Wall Street Journal’ın belirttiği üzere, yüksek öğrenimde kadınların erkeklerden daha fazla olmasının nedeni daha fazla sayıda başvurmaları, kabul sürecine ve diğer idari engellere karşı daha dikkatli olmaları, daha iyi notlar almaları ve daha düzenli bir yaşam sürmeleri.

/Haberin devamı için: weekn /