Efrîn’in her taşında Çağın Direnişi’nin öyküsü var

Efrîn’e yönelik 58 gün süren saldırıların yıldönümüne ilişkin konuşan kadınlar, mutlaka topraklarına döneceklerini ve 58 yıl da geçse direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Direnişte yer alan kadınlar Efrîn’nin her taşında “Çağın Direnişi’nin” öyküsü olduğunu belirtti.

Türkiye 20 Ocak 2018 yılında akşam saatlerinde Efrîn’e yönelik 72 savaş uçağı ile saldırı başlattı. Saldırılara karşı Efrînliler de “Çağın Direnişi” ismini verdikleri direnişleriyle özsavunmalarını başlattı. 58 gün boyunca tank, top ve hava saldırılarına karşı Efrînliler kendi topraklarını savundu. Direnişe öncülüğü ise kadınlar yaptı. Avesta Xabûr, Barin Kobanê ve daha onlarca kadın yaşamlarını feda ederek topraklarını savundu. Birçok Efrînli anne canlı kalkan oldu. “Çağın Direnişi’ne” katılan kadınlar JINNEWS’e konuştu.

Efrîn’in Reco ilçesine bağlı Meydana köyünden Dünya Xidir, o günleri şöyle anlattı: “Türk devletinin saldırılarından önce yaşamımız huzurlu ve güzeldi. Yaşamımız örgütlüydü ve mutluyduk. 20 Ocak 2018’de akşam saat 4 civarında Türk devletine ait 72 savaş uçağı Efrîn semaları üzerinde uçtu. Efrîn ve etrafını bombaladı. Türk devleti ve çeteleri tüm gücü ile Efrîn ve etrafına saldırdı. NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türkiye küçük bir kente 72 uçak ile saldırdı. Ancak buna karşı halk özellikle de kadınlar, büyük bir direniş gösterdi.”

Kadınların gücüne dikkat çeken Dünya, “Düşman Efrînli kadınları sindirmek, yok etmek istedi. Ancak bu hayalleri boşa çıktı. Çünkü Efrînli kadınlar Türk devletinin uçaklarından korkmuyor. Tam tersine Efrînli kadınlar alanlara çıktı ve direnişe öncülük yapacaklarını söyledi. İrade ve gücümüzü bizim için direnen ve canını veren özgürlük savaşçılarımızdan aldık. Bizler kadınlar olarak silah alamıyorduk ama onun dışında elimizden gelen her şeyi yapıyorduk. 70 yaşındaki yaşlılardan 7 yaşındaki çocuklara kadar halk topraklarını savundu. Çağın Direnişi’nin devrimci halk savaşı olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

Saldırılar sürecinde neler yaptığını anlatan Dünya şunları söyledi: “Dünyada kimse Efrîn ve Efrînlileri tanımıyordu. Ancak Çağın Direnişi ile bütün dünya Kürt kadınlarının direnişini tanıdı, Kürt kadınlarının sesi tüm dünyaya ulaştı. Ben de Efrînli bir kadın olarak, Sağlık Komitesi’nde yer aldım. Sürekli yaralılar geliyordu ve bu asla unutulacak bir şey değil. Bu çok üzücü bir şey ama daha çok mücadele etmeme neden oluyordu. Köyümüzde savaş çok şiddetlenmesine rağmen bu durumda da halk kendini örgütlüyordu.”

Yapılan tüm saldırılara rağmen Efrînli kadınların direniş yolunu seçtiklerini ifade eden Dünya, “Saldırı ve top seslerinden uyku uyuyamıyorduk. Sürekli saldırılar vardı ve bir dakika bile top sesleri durmuyordu. Direniş dışında önümüzde başka bir seçenek, başka bir yol yoktu. Çağın direnişi içinde kadınların direnişi ve mücadelesi tarihi bir adımdı. Kadınlar savaş cephelerinde yer aldılar, canlı kalkan oldular ve özsavunmada yer aldılar. Anneler gece gündüz yemekler yaptı. Savaşçılara yemek ulaştırmak için canlarını feda etti” ifadelerini kullandı.

Dünya, direniş içerisinde yer alan Efrînli kadınların duruşunu “Reco ilçesinde biz çok direndik. Köylerden çıkan insanlar ilçeye geliyordu ve bize yardım ediyordu. Köylerimiz için akşamları sabaha kadar savunmada yer alıyorduk. Direniş içerisinde çok zorluklar görsek de yine de toprağımızı, zeytinliklerimizi savunmak için direndik.  Çağın Direnişi bizim kendi çocuklarımıza, torunlarımıza anlatacamız için bir öykü, hikaye oldu. Efrîn’in her taşında Çağın Direnişi’nin öyküsü var. Çağın Direnişi tarihi bir direniş oldu” sözleri ile anlattı.

Efrîn’in kısa bir sürede özgürleşeceğine inandığını söyleyen Dünya, “Şimdi Şehba’da yaşıyoruz ama topraklarımızı işgalcilere bırakmayacağız. Efrîn bir gün özgürleşecek ve Türkiye’den hesap soracağız. Biz burada direneceğiz ve topraklarımıza dönünceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Her zaman direniş çizgisinde olacağız” diye sözlerini sonlandırdı.

Kongra Star Koordinasyon Üyesi Zelux Henan da, Efrîn’deki kadın direnişini şu sözlerle anlattı: “Biz Kongra Star olarak en üst düzeyde çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Kadınları savunmak ve bilinçlendirmek gibi bir sorumluluğumuz var. Efrîn’de yaşamımız Türkiye’nin saldırıları başlayıncaya kadar çok iyidi. Biz köyümüze döndüğümüzde Türk savaş uçakları asayişi bombaladı. Saldırı sonucu birçok kişi yaralandı. Bunu hatırladığımda çok üzülüyorum. Yaralarımız ağır ve çok derin.”

Kadınların direnişine değinen Zelux, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözümüzün önünde çok ağır şeyler oluyordu, acılar yaşanıyordu ama buna rağmen de bizler kadınlar olarak her yerde yer aldık. Çocuklarımız cephelerdeydi. Anneler olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyorduk ve savaşçılar için yemek yapıyorduk. Bizler  onlardan onlar da bizlerden güç alıyordu. Birbirimizi tamamlıyorduk. Kadınlar bir yandan yemek hazırlıyor bir yandan da canlı kalkan oluyorlardı. Bu şekilde köylerini topraklarını savunuyorlardı. Yine halk içerisinde örgütleme yapıyorlardı. Bazıları da halkın içine girip moral veriyordu. Gerçekten de insan ne söylese de Çağın Direnişi’ni anlatmaya yetmez. Söylemler anlatmaya yetmiyor. Çok çetin bir savaştı ve 58 gün içerisinde tarihi bir direniş yaşandı.”

Savaş ve toplara aldırmadan her gün alanlara çıkıp yürüyüş yaptıklarını söyleyen Zelux, “halk büyük bir coşku ile eylemlere katılıyordu. Dünya Efrîn’i direnişle tanıdı. Zeytin diyarının çocuklarıydık. Seferberlik ilan edildiğinde Efrînli tüm gençler korkusuzca cephelere koştu. Her zaman tavrımız direniş oldu ve öyle olacak” diye belirtti.

Efrînlileri topraklarına dönmeye çağıran Zelux son olarak, “Efrîn halkı olarak 58 gün boyunca en zorlu şartlarda direndik, 58 yıl da geçse toprağımız için direneceğiz. Düşman iyi bilsin ki Kürtleri asla yok edemez. Bu yüzden tavrımız hep direniş ve mücadele olacak”  diye konuştu.