Leyla’dan Rojbin’e: Bilmezler ki acılar onları boğacak

 9 Ocak 2013’te Paris’te Kürt özgürlük mücadelesinin efsanevi isimlerinden Sakine Cansız ( Sara ) ve gençlik hareketi temsilcilerinden Leyla Şaylemez (Ronahi) ile birlikte katledilen KNK Fransa Temsilcisi Fidan Doğan’a (Rojbin), 2 Ocak 2012 tarihinde, yani katledilmelerinden bir yıl önce Leyla bir mektup yazmıştı.

Özgür Kürdistan dağlarındaki kadın akademisinde Leyla’ların yanında 6 aylık bir eğitim devresi geçiren Rojbin’e, o gittikten bir süre sonra Leyla’nın gönderdiği mektupta şunlar yazıyordu.

” Merhaba Yoldaş, 

Seni sevgi kadar özlemin de derin yakıcılığıyla sarıyorum. Hep yazmak istedim ancak koşulları bir türlü oluşmadı. Ya imkân bulmadım ya da imkanın olduğu zamanlardaki atmosfer iyi değildi. Ancak şunu bilmeni isterim ki yüreği kadar kendisi de güzel kadın; her zaman anıların bende canlılığını korumaktadır. Yürek karelerimde yer alan bir yoldaş olarak güçlü varlığını koruyorsun. Zaman zaman seni medyadan takip edebildim. Oradan gelenlerden sordum, eğitim sonrası daha aktif bir çalışma içinde olduğunu duyunca çok sevindim. Sadece sen değil, diğer arkadaşlar açısından aynı haberleri almak bizleri çok mutlu etti. Umarım bu daha güçlü devam eder.
 

Rojbin yoldaş,  

 Dağlarımızda bir kışı daha karşılıyoruz. Şu an dağlarımız üç renge boyamış. Üste duvak gibi duran kar beyazı, ortalarda sarı ve eteklerde ise yeşil… Doğa her mevsimi kendi ahengi, rengi ve dengesi ile karşılıyor. Değişimi anda da sürekli kılarak, hep farklılaşarak birlik olma arayışındadır. Her rengin ve değişimin farklı bir anlam kattığı bu tablonun insanlar dünyasında buna denk bir değişimi, farklılaşarak çoğalmayı yeterince yaratamaması ne kadar kötü. Egemenlerin dünyasındaki temel ilke yok ederek var olma ilkesidir. Ne kadar yok ederse o kadar var olabildiğini zannediyor egemen… 

Sana bu mektubu yazmamdan iki gün önce Roboski Katliamı yaşandı. Zaman bizleri yine kan ve revan içinde bıraktı. Bu yıl hep acılarla geçti, tam yeni bir yılı belki de yeni bir başlangıçla karşılayabiliriz derken, yeni bir VAHŞETLE  sarsıldık. İşte  egemenlerin bize reva gördüğü hayat bu. Sadece acının, kanın yer aldığı bir hayat. Sizin mutlu olmaya, sevinmeye hakkınız yok, sizler hep acı çekmeye mahkumsunuz diyorlar. Ama bilmezler ki bu acılar bir gün onları boğacak. Onlar gençlerimiz pırıl pırıl akan taze kanlarında, analarımızın gözyaşlarında boğulacaklar. Hepimiz pimi çekilmiş bombalar gibiyiz. Bunun da hesabı sorulur. Biz bu devlete söylenmesi gereken SON SÖZÜ  daha söylemedik. Özgürlük militanları olarak buna yeminliyiz. Bu yılı Önderliğimiz, halkımız ve yoldaşlarımız için başarıyı gerçekleştirecek bir yıla çeviremedik. Bunu mahcubiyetini yaşamımızın her anında yaşasak da , ama bunu gerçekleştirmenin büyük bir kararlılığı ve mücadelesi içindeyiz.  

Rojbin Yoldaş,

Bildiğin gibi zorlu ve sancılı bir süreçten geçiyoruz. Aslında bu tür süreçler devrimciler açısından aynı zamanda en büyük sınav süreci olmaktadır. İrademizin, inancımızın ve kararlılığımızın yeniden bilendiği bir süreçtir. Mücadelenin her alanında bu anlayışla güçlü bir yaklaşım içinde olmak önemlidir. Süreci doğru tanımlamak, yaşanılan sorunların da doğru tanımlanmasına yol açacaktır. Ancak biz kadrolarda süreci algılama ve idrak etmede birtakım yetersizlikler söz konusudur. Bu kadar vahşet düzeyinde saldırılar karşısında var olan ikilemleri çözmemek, muğlaklıkları aşmamak bizi radikal bir mücadeleden alıkoyar ki , bu da sürecin görev ve sorumluluklarına ters düşmek olur.  Sürecin perspektifi net olan militan açısından mücadele tarzı da nettir. Yoğun bir tartışmaya, bu temelde hızla pratikleşmeye ihtiyacımız var….  

 
2011 yılında yaşanan kayıplar hepimiz açısından çok acı, çok sarsıcı oldu. Halen de kabullenmekte zorlanmaktayız. Rozerin yoldaşla yaz boyu  kimi zaman birlikte dolaştık. Bu güzel kadınla güzel, anlamlı ve acı birçok anıyı paylaştık. Eğitim sonrası da süreklileştiği yoğunlaşmalarıyla gerçekten önemli bir değişim içindeydi. Bu onun duruşuna, tarzına da yansıyordu.. Hep sizlerle olduğumuz zamanlara gidiyorduk ve bol bol kulaklarınızı çınlatıyorduk. Özellikle Hezil ile olan anıları bitmek bilmiyordu.  Çiçek yoldaş ile iki defa görüşebildik. Onlar ve diğerleri hepimize çok ağır geldi. Yoğun bir tartışma içindeyiz. Süreci köklü ele alıp değerlendiren ve bunu açılım yaratacak bir çıkışa dönüştürmenin çabası içindeyiz. Ve biliyoruz ki bu güzel yoldaşlara ancak bu şekilde layık olunabilinir. Bunun dışında bir seçenek tanımadık, tanımayacağız. 

  Ben, bildiğin gibi birlikte olduğumuz alandayım. Jineoloji çalışmalarındayım. Süreçten kaynaklı fazla derinleştirip ilerletemedik. Yeniden bir takım örgütlenmeler içindeyiz. Tekrardan başlayan tartışmalarımız söz konusu. Çalışma biraz oturursa sanırım alanların da ihtiyaçlarına cevap olabiliriz. Buradaki ihtiyaçlar temelinde de kendimizi örgütlüyoruz. Yazı bildiğin gibi çok hareketli geçirdik. Bu yaşlı beden sanırım biraz daha canlandı. Birlikte kaldığımız mekanlara da sık sık gittim. Ne olursa olsun bu yazın o suya girmeye yemin etmiştim. Ve bunu gerçekleştirdim. Tabi biraz sağlıklı koşullar altında olmadı ama ara sıra çılgınlık yapmak iyidir. Gerillacılık zaten bir anlam da çılgınlıktır.  O mekana her indiğimde anılar tazelenip birbirini izliyor. Ve en son sizi uğurladığımız gün ve senin gözlerinden ve hepimizin gözlerinden boşalan yaşlar. Biz kadınları yüreği derya kadar geniş ve derin olduğu için her şey bolca bulunmaktadır. Newroz ve Şafak yoldaşla sık sık görüşüyoruz. İkisinin de durumu iyidir. Sana çok selamları var, seni sarıyorlar. Newroz yoldaş kendisini kültüre tam kaptırmış, yakın da sinemalarda görürsen şaşırma:))

Ben fırsat buldukça okuyorum ve yazıyorum. Bunu dışında sık sık yürüyüşlerdeyim. Dağ patikalarında dolaşmayı çok seviyorum. Geçmişi, anı birleştirerek geleceğe bununla akmak istiyorum. Tabii bu yıl çok deprem yaşadığımız için memleketimizin depremine özel bir yer ayıramadık.  Depremlerin bu kadar üst üste olması normal değil. Mangamda başımın üzerine Van’ın güzel bir resmini koymuşum, gidip gelip kendimi teselli ediyorum…

Rojbin yoldaş;

Sormak istediğim aslında çok yoldaş var. Örneğin, H…’i, B…i, J…’yı merak ediyorum. Durumları umarım iyidir. Yine R..n yoldaş ne yapıyor?  D…r, N…r, P…z, R…n, H…i, D…n , Z…n ve  daha tanıdık birçok yoldaş umarım iyidir. Onların hepsine selam söyle. Özlemle hepsini sarıyorum. H…l yoldaşa söyle, bıraktığı o nazar boncuğunu cebimden hiç çıkarmadım. Sanırım işe yaradı. En azından yaşadığım pratikler sonucu böyle olduğuna inandım…

Kendinize iyi bakın. Süreci karşılayacak bir duruş ve katılım içinde olacağınıza inanıyorum. 

 
Yeni bir yıla girerken, her ne kadar iyi bir girişi yaşamasak da 2012 yılı umarım halkımız açısında Barış’a vesile olan bir yıl olur. Bu inançla seni ve senin şahsında orada bulunan tüm yoldaşları selamlayıp, sarıyorum.

Sağlık, başarı ve mutluluk sizlerle olsun. 

 Sevgilerimle, 

Leyla Agiri