Leyla’ya Gelen Mektuplar – 6

Merhaba,

Mektubunu bugün aldım ve okuduktan sonra da hemen cevap yazma kararı aldım. Beni çok duygulandırdın. O edebi kalemin her ne kadar ağır olsa da, onun mürekkebini döken duygular apaçık kendini hissettiriyordu. Bunun için önce şunu yazma gereğini duyuyorum; ben çok ama çok iyiyim. İleriye dönük yaşadığın ve yaşadığımız değişik kaygılar da fazlasıyla hassas duyguların etkisinde gibi. Bilirsin içinde talihsizlikler ve ucuz yaklaşımlar ve açık hatalar olmadıkça ölümün anlamı farklılaşmıştır. Bizler için binlerce defa ispatlanan ve bir yudumluk an gibi gelen fiziksel yokoluşlar hep dünyalar gibi yaşamlar mal olmadı mı? O halde bazı kaygıları çok öne çıkarman(ız) da bizi üzüyor.

İnan buralar bildiğiniz gibi değil. Bazı zorluk ya da riskleri olsa da her an düşmanla göğüs göğüse savaşmıyoruz. Çoğu zaman uzaktan birbirimizi izliyoruz desem daha gerçekçi olur.

Evet, bu kısa izahtan sonra sana bu yazıyla anlatabileceğim konulara gelince; özel olarak senden aldığım ilk mektup oluyor bu. Geçen yıl sonbaharda yönetim adına bir mektubunuz gelmişti. Eğer onu kast ediyorsan o zaman yazacağım cevabın ulaşıp ulaşmayacağını kestiremediğim için yazmamıştım. Sonrasında bu senden ilk mektup oluyor. Ama kabul, mektup yazmak için karşıdan beklemek bencilce bir tavır. Ama inan sana ilişkin söyleyeceklerimi çok kez içime atıyorum. Anılarımı tazeleme fırsatım olmasa da merak ediyorum. Düşündüğüm anlarda nerede olduğunu, neler yaptığını gözlerimin önüne getiriyorum ve sonradan…her zamanki gibi etrafımızı saran yaşamsal gerçeklik arasında kaybolup gidiyor. Ve yine de zaman zaman oraları aklımdan geçiriyorum. Beni birçok kimseden iyi tanırsın. Bunun için anlatma gereği duymuyorum.

İşte oralar; Kandil- Xınere- Xakurke, Zap vd. benim için anlamlı yanları hep ağır bassa da içimde hep bir burukluk anıyorum. Ben mi oralarla bütünleşmedim, oralarla beni hazmedemedi, tam olarak cevabını bulamadım. İşte bu burukluk beni mesafeli tutuyor.

Peki diyeceksin yoldaşlar ne olacak? Yoldaşların yoldaşlıkların bende derinleşen bir saygıyla sahiplenmeye çalışıyorum ve bu böyle devam edecek. Hele kadının yoldaşı benim yaşam kaynaklarımdan. Ve bahsettiğin o karelerden en büyüklerinden biri bu olsa gerek.

Ama ne olurdu da en güzel yanlarımızı yabancılaştıran bazı şeyler bulaşmasaydı bizlere. Örneğin aşırı politize olma ve bunun artı değerleri. Beni biraz ürkekçe uzak tutan ve çokça korkutan bu gerçekliktir. Bu gerçeklik karşısında kendi duruşumu koyuyorum ortaya. Bu noktada bizi güç yapacak olan asil değerlerin yaşama hakim olması için mücadelemi daha da özelleştirmek gerektiği kanısındayım.

Şu an çok doluyum. Yüreğim gözlerimi yaş dökmeye zorluyor. Ama yine engelliyor bilinç yanım ve yazmaya devam edeceğim. Buralar yani Botan…Sizlere çok uzak ama iki yılda benim için yaşam mekanı haline geldi. Bazen yaşadıklarımı tek tek yan yana getiriyorum, içinde çok şey var. Botan’ı, özelde Besta’yı Sorxwin’le, Adar, Gulan, Rozerin, Axin, Şorej, Aydın ve sayamadığım o kadar çok güzel yoldaşlar var ki…Sana hangisini anlatayım bilemiyorum. Onlarla çok şey yaşadım ve artık dünya onlarla biçim alıyor.

Botan’ı ve özelde Besta’yı Sorxwin’le tanıdım. Onda kadının cinsine verdiği değeri çok derinden hissederek yaşadım. Öyle ki birey olarak kendi değerlerimin de farkına vardım. Çünkü ondaki insani incelikler, yoldaşlığın gücü, yaşam enerjisi, çocuksu asiliklerle karışık örgüt olgunluğu çok açıktandı.Onunla da kavgalarımız oldu, konuşmadığımız zamanlarda, ama anlayış ve saygı onları silip süpürüyordu. Onunla yaşadığım baharı asla unutmayacağım. O zorlu kışın ardından baharın esintisi gibiydi. Onunla takılıp güneye geçene kadar Botan’ı dolaşma planımız vardı. Ama ne yaparsın tüm talihsizlikler bizi farklı kararlara götürdü. Ve onunla erken ayrıldık. Ama bunun bir sonsuz ayrılık olacağını düşünmemiştim. Onun savaşçılığına, arazi hakimiyetine ve güvenlik konusundaki duyarlılığına çok güveniyordum. Ama ona rağmen bizdeki diğer alışkanlıkların kurbanı oldu. Bu gerçeğe onu teslim etmenin vicdanı azabını da asla bırakabileceğimi sanmıyorum.

Yine inci kadar temiz ve güzel yoldaşım Adar gibi yoldaşların anıları bende taptaze duruyor. Burada insanların güzelliklerine çok farklı tanık olma şansı yakaladım. Tümün dünyası o ‘güzellikler’ dediğimiz gerçek üzerine kurulu insanlar. İşte Adar onlardan biriydi. O kızı çok sevmiştim. Hiç yanımdan ayırmıyordum. Bir kez ayrıldık, o da şehit oldu. İşte bu kayıplar burada insanı daha duyarlı kılıyor. Ama olacaksa da onların güzellikleri kadar değerlil olmalı şahadet de diyorsun.

Evet güzel yoldaşım Leyla, şimdilerde ben bu gerçekliklerle birlikte yuvarlanıp gidiyorum bu yaşam havuzunda. Oralardan bizleri abartmayın, başımıza ne gelse de…En sade yalın haliyle neysek oyuz. Fazlasını bu sade gerçeklik kabul etmiyor. Çünkü en ufak hata çok büyük bedel olmuyor bu mekanlarda. Bu nedenle sade ve mütevazi olmak en yakışanı oluyor bizler için. Sizlerin de bize (bana) öyle yaklaşmanızı istiyorum. Ve artık bu yolculuk ne kadar devam ederse daha da anlamlar yüklüyor. Beni anlıyorsundur. Anlam nerede çoğalıyorsa, orayı kendi haline bırakmak en iyi olmaz mı?

Bu kış eğer farklı şeyler olmazsa yazmayı planlıyorum. Bu yaz fazla yazamadım. Koşullar pek elverişli değildi. Yazmayı kışa erteledim. Gücüm yeterse başta Sorxwin olmak üzere şehit arkadaşları yazacağım. Belki sizlere de yazamadım, başka arkadaşlara da yazamadım ama sanmayın başka nedenlerdendir, yazacak fırsat bulamadım. Kışın elimizde kısa bir zaman dilimi var, bu kış yazmayı düşünüyorum.

Evet yoldaşım, sana daha neler yazayım bilmiyorum ama kalemim nasıl gittiyse öyle yazdım. Edebiyat yapma ihtiyacı duymadım, yürek güçlendikçe kalem de güçleniyor ve akıyor. Buna inanıyorum. 

Mektubunda belirttiğin bazı hususlara da dikkat etmeye çalışıyoruz. Ateşkesin karanlık yanlarının çok iyi farkındayız. Tedbirli olmaya çalışıyoruz.

Sana bir şey daha belirteyim. Bu mektubu şehit düşen Şiyar arkadaşın kalemiyle yazıyorum. Yeni savaşçı birini vermişti (adı Baran), o da buradan geçerken bana verdi. İşte özel olarak bu kalemle yazdım bu mektubu, çok değerli bir insandı, gelecek vaad ediyordu. Ama o da ateşkesin şehidi oldu ve onu da diğerleri gibi yüreğimize gömdük. Bilincimiz bize zorla sindirse de yüreğimiz kan ağlıyor.

Mektubum sana çok duygusal gelebilir ama bilesin ki mektubundan hissettiklerimin etkisiyle böyle oldu. Uzun zamandan sonra içimde farklı bir ısınmaya, hislerimin daha farklılaşmasına yol açtı.

Dün koçerlerin yanına gitmiştik. Ben de heval Nuda da hep küçük bebekleri kucaklayıp öptük. Bu anlarda farklı yeni bir sıcaklık, temizlik, saflık, ümit hissettim. Ve bugün de bu mektupta.

Sizleri, seni ve yoldaşlığa sahip olmayı bilen tüm herkesi sımsıcak duygularla selamlıyorum. Sizleri çok seviyorum. (Bilmem bunu yazmama gerek var mı?) Ve sizlerle, yoldaşlığınızla, sevginizle dopdolu  olacağım. Varsa hatalarım yoldaşlığınızın affına sığınıyor, yapabiliyorsam bir hizmet onu da yoldaşlığımın gücüne bağlı olarak yapıyor, hepinizi selamlıyorum.

Yüreğim hep seninle (sizinle) ve öyle kalacak.

Sevgilerimle

Dicle Andok

02.11.2006 saat 20:35

(Çağçargo)

**

Merhaba güzel yoldaşım,

Uzun bir aradan sonra dahi olsa affedilme arzusu ile sana yazmanın sevincini iç içe yaşıyorum. Yukarılara gelen gidenlerden haberlerinizi alıyorum. Genelde iyi ve yoğun olduğunuz söyleniyor. Biz de mutlu oluyoruz. Sizlerin de bizim hakkımızda bilgi aldığınızı, yani bizlerden haberdar olduğunuzu tahmin ediyoruz. Genel olarak burada da yoğun bir çalışma atmosferi var ve iyiyiz.

Aslında paylaşmak, tartışmak istediğim o kadar çok şey var ki. Artık görüşme zamanına bırakalım.

Bu yıl üçüncü yılımı dolduruyorum. Çalışmaya gelirken önüme koyduğum en fazla üç yıllık zaman bu yıl tamamlanıyor. Bu temelde önerimi de yapmış bulunuyorum. Bu saha hakkında belli bilgi ve duyumlarınız vardır. Gerçekten de ağır bir atmosferi varmış ve her yıl daha da derin boyutlara ulaşıyor. Yük kaldırmaktan çok yük teşkil eder duruma gelmiş.

Var olan sosyal, siyasal vd. her türlü koşullar bire bir etkide bulunuyor. Okullar da bundan payını alıyor. Neyse, ayrıntıya girmeyeceğim, yoksa çıkamam.

 

               Güzel yoldaşım,

Bu sahaya gelirken ki konuşmalarımız hala aklımda. Bilemiyorum ama kendimce dikkat etmeye, duyarlı, tedbirli olmaya çalıştım ve çalışıyorum. Ama yetmediğini de duyuyorum. Çalışmaya biçtiğim misyonu daha önce paylaşmıştım. Buna denk bir moral ve motivasyonla katılmayı esas almaya çalıştım. Tüm her şeye rağmen, güzel ve anlamlı bir pratik oldu benim için. Anladığım, gücüm yettiği oranda katıldığımı belirtirken, gerçekten vicdanen rahatım. Belki şu anda pek fark edemiyorum ama bana çok şey de kazandırdığını biliyorum. 

Bu yıl lise koordinasyonunda da yer aldım. Geçen iki yıl ders ve program ağırlıklıydı am bu yıl kadar zorlanmamıştım. Siz daha iyi bilirsiniz ki yöneticilik herkesi memnun etme, kapsayıcı olma ki zor iş. O yönlü de bir sorgulama yarattı. Artık bundan sonrası bu alanda kalmak benim için tekrara neden olacağından bu kadarı yeter. Bu çalışmaya denk bir ağırlıkta başka bir çalışma verimliliğimi arttıracaktır. Belli ama. ve planlarım da var. Artık yeri geldiğinde belirtirim.

              Güzel yoldaşım,

Biliyorum ki sen bu baharda yine doğayla haşır-neşirsin ve ot topluyorsundur. İmreniyorum. Kendine ve çevrendekilere çok iyi bak. Çok özlendiğini bil. Bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen söyleyin. Herkese çok selamlar. Beni tanıyan ve orada olanlara özel selam söylersen sevinirim.

Yoldaş sıcaklığı ile kucaklıyor, öpüyorum.

İsim, tarih ve yer yok…

**

Merhaba Heval Leyla

Nasıl başlamalı diye düşünüyorum ama sanırım senden başlamak en iyisi. Nasılsın, umarım iyisindir ve her şey yolundadır. Durumunu sordum, çok iyi olduğunu söylediler. Çok sevindim. Uzun zaman oldu görüşemedik. İnan seni çok özledim. Zaman koşullar ve yaşadıklarımız bizleri çok değiştiriyor. Bunu her geçen gün daha fazla hissediyorum. Bizi bırakıp gitmeyen tek şey ver UMUT. Umutla yürüyoruz. Hayatın bizlere kazandırdıkları, kişiliklerimizi güçlendiriyor. En azından ben son yıllarda bunu çok fazla yaşadım. Kim bilir daha yolun başındayım ha ne dersin?

 Benim durumum iyidir. Kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyorum. Gözün arkada kalmasın benim durumum iyi, biraz fiziki zorlanabilirim onu da moralimle tamamlarım artık. Tam iki yıl oldu buralardayım yani anlayacağın içeriye gitme zamanı geldi. Bunu çok istiyordum ve istediğim oldu. Moral ve irade büyüklüğüne inanıyorum. İnsan neye inanırsa o olur. İnandıklarımız için savaşıyor, mücadele ediyoruz. Ben imkan buldukça hep Önderliğin savunmalarını okuyorum, Önderliği okudukça yaşama daha fazla bağlanıyor insan. Tabi ki Önderlik gerçeği karşısında hala da büyük adımlar atmış değilim.. Ancak en büyük çabam yaşamın her seyrinde derinleşmek. Anlam vermek, çünkü anlam vermek çok önemli. Gerçeği ben biraz kaba yaklaşıyorum anlamak için. Ben her şeyi yaşayarak anlamak isteyenlerdenim. Çünkü birçok şeyi yaşayarak anladım, ya da anlamaya çalıştım. 

Burada çok iyi olmasa da Soranca öğrendim. Aslında iyi anlıyorum ama iyi konuşamıyorum. Her halde içeride iyi konuşmayı da öğrenirim. Bazen dergilerde yazılarını okuyorum inan yazılarını çok severek okuyorum yazmaya devam et. 

Yağmur damlası, toprağa karışınca kaybolup giden bir yağmur damlası gibi Cesur, kaygısız Yürümek… Bir uçurumdan geçmek Bir ırmağa dokunmak Özlemek Rüzgâra sarılmak. 

Kendine çok ama çok iyi bak. Tüm arkadaşlara selam söyle. Berçem, Newroz, Dicle, Binevş Batman arkadaşlara da selam söyle. Seni görmek istiyordum ama artık bir daha ki görüşmeye kadar kendine iyi bakman lazım. Alanımıza geldin ama seni görmedim çok üzüldüm keşke görüşseydik. Kocaman sevgilerimle kucaklıyor ve öpüyorum seni. Sevgilerimle 

Sarya Onur. 9 Haziran 2011 

***

Leyla Van Arkadaşa, 

Gönderdiğin not elime geçti, çok sevindim. Notunda durumuna ilişkin iyi olduğun söylemişsin, bende iyi olduğuna ve hep iyi olacağına sonuna kadar inanıyorum. PAJK ortamında da derin bir yoğunlaşma sağladığına, kadın boyutuyla derinleştiğine inanıyorum. Bunları yazarken zorlanıyorum çünkü Sema o küçük boyuyla, yaşıyla perspektif veriyor diyeceksin. Ama yinede şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum, PKK insanı hiçbir zaman küçültmez, insan kendini büyütebilir. Bende senin kendini büyütme gücüne inanıyorum, çünkü senin o gücün var. 

Benim durumum iyidir, kuzey( Botan) grubundayım, Cudi’ye gidiyorum. Kuzeye gittiğim için çok mutluyum, kendim için büyük bir şans olarak görüyorum. Hele içinde bulunduğumuz süreçte gitmek çok daha önemli istenildiği gibi katılacağıma, sürece cevap olacağıma dair kendime güveniyorum. Sizin güveninizi ve umutlarınızı kırmam. Bir gün birbirimizi kuzeyde göreceğimize inanıyorum. Belki bir gün Botan’da görüşürüz.

 

Bana gönderdiğin şeyler için teşekkür( spas) ediyorum. Dılzar ve Şerda arkadaşların gönderdiği şeyler için de teşekkür ediyorum. Dılzar, Şerda, Nuda Gever, Ruken amed arkadaşlara selamlarımı söyle. Orada tanıdık, tanımadık tüm arkadaşlara selamlar. Hepinizi çok özledim, hepinizi çok seviyorum. Tüm yoldaşlık duygularımla seni sevgiyle kucaklıyorum. Arkadaşlarında sana selamları var, Yerivan’ın, Dersim Silopi, Zilan Habeş bir de bu notu kaleme alan Gulan Gulveda arkadaşın da sana ve oradaki arkadaşlara çok selamları var.

Devrimci Selam Ve Saygılar

 Sema Fikri ( Cudi) 

5 Haziran 2010

**

 Sevgili Leyla Yoldaşım

 Uzun yıllardır sana Dersim’den bir mektup göndermek istiyordum. Hem nerede olduğunu bilmiyor hem de yılların biriktirdiği özlemleri, hasretleri nasıl sayfalara sığdıracağımı, hangi kelimeler yan yana getirip, nasıl sözcük kuracağımı bilmiyordum. Ve şu an öyle duygu yüklüyüm ki yansıtmasını beceremiyorum. Umarım beni anlıyor ve kısacık notumla anlam veriyorsundur. Sana ve senin şahsında orada bulunan tüm arkadaşları Dersim dağlarının asiliğiyle, Munzur suyun coşkunluğuyla kucaklıyorum, büyük bir özlem ve sevgiyle merhaba diyorum.

Sana bu notu Veng’ten (bilenlere sor) yazıyorum. Şu an doğada bir kış boyu tıpkı bizim gibi yüreğinde beslediği umutlarını baharla beraber rengarenk çiçekleriyle ve güzellikleriyle bize sunuyor. Doğadaki güzelliği ve bu coğrafyayı tarih etmek zor bunun özlemini yaşayanlar anlar fakat burada her bir güzelliği görüp yaşarken bunu sizinle paylaşıyoruz. Hissediyor, duyumsuyor, kokluyor, soluyor ve içiyoruz. Ve buna da inanıyorum sizlerde oralarda her anınızı bizimle paylaşarak yaşıyorsunuzdur. Uzak mekanlar yüreğimizdeki köprüleri daha da güçlendirip sağlamlaştırdığına inanıyorum. 

 

Seni bu yıl TV’de izledim. Duygulandım, hüzünlendim ne kadar derin özlemin yanında değerlendirmelerinden büyük güç aldığımı söyleyebilirim. Daha çok dinç görünüyorsun. Beni sorarsan buralarda daha çok kalmayı hedefliyorum. Burada kaybettiğim çok değerli, fedakarlıklarına cevap olmayı çalışıyorum. Ve bir dönüş olacaksa Önderliğin özgürlüğü ile olmalı, tekrar buluşsakta ancak böyle anlamlı olabilir. Ve bunu bilmeni isterim yüreğimde senden bir parçayı hep taşıyor, bütün yaşadığım güzellikleri seninle paylaşıyorum. Seni ve senin şahsında orada bulanan tüm arkadaşları Dersim sıcaklığı ve hasretiyle kucaklıyor, sevgi ve başarı dileklerimi gönderiyorum. Biri merak etmeyin. Rojda ve Peyman arkadaşların çok selamı var. Sevgi ve saygılarımla… Başarılar.

Berwar Rojhilat

Haziran 2011