Gulfıroş…

Ez ji xew rabûm, gulfiroşek dî,

Pir gelek şa bûm, gul bi dil didî.

Gul bi dil didî…

 

Uyandığımda bir gül satıcısına rastladım

Çok mutlu oldum çünkü gönül verene gül veriyordu

Gönüle gül veriyordu…

 

Hebû me yek dil, tev jan û kul bû,

Ne bûme bawer, gul bi dil bidî.

Gul bi dil bidî.

 

Bende de bir gönül vardı, acı ve ızdırap dolu, bu yüzden

Gönül verene gül verdiğine inanamadım…

 

Ben canı da gönlü de verdim…

Cegerxwin gül ve gönlü ne de güzel işlemiş. Gönlü güle değiştirmek ve gül için candan vazgeçmek… işte şiirin sırrı burada gizlidir. Acılarla hayata yol almış, her acısında daha fazla yanlızlaşmış bir yürek… 

Herkes kendi acısında yalnızdır bu hayatta. Acılarda ortaklaşanlar değiştiriyorlar dünyayı. Acıda ortaklaşma olmadığında sevinci de silik kalıyor hayatın. Sevinçte çoğalanlarla çoğalmıyor mutluluk. Acıda çoğalanlarla çoğalıyor. 

Acılı kalbi gülle değiştirmek ister. Bilmez ki gül acının ve yaranın üzerinden açılmıyor. Gül anlamaz bu kaçışı, neden kaçarlar insanlar acılarından, neden sarmaya değil de deşmeye çalışırlar yaralarını. 

Acıdıkça acıtmak, kanadıkça da kanatmak isterler. Gül şaşar kalır insanın bencilliğine ve kadrini bilmeyenden sakınır kendini.

Gül ve güller yaşamı hep yenileyerek güzelleştirenlerdir.  Güzellikleri ile mest ederler bizleri. Yeniden var olmanın adı ve eylemidirler. Ve kırmızı aşkın ve kavganın simgesi olarak varlık bulur hayatımızda. 

Doğanın sırrı bir de her gülün açışında gizlidir. Her gülün varlığı yaşamın yenileşi, bahara durması, çiçeklenmesidir. Kalbin hangi kapalı kapısı buna direnir ki? 

Kısa ama anlamlı hayatın eylemi ezip geçiyor tüm anlamsızlıkları. Kısa ömrünü kıskanıyorum gülün ve kelebeğin. Hayat onu kısa ya da uzun yaşamanla değil nasıl yaşandığınla ilgilenir.

Kalbi bir gülle değiştirmek isteyen gülden bi haberdir. Bilmez ki gül acıya, yaraya değil yürekteki aşka gelendir. Yürek aşka durmadan gül de yüreğe girmiyor.  Gül acısını iyileştirene, yarasını sarana gelir. Gül bilir ki insanın en iyi doktoru yine kendisidir.  Hayattan kaçmaz. Bundandır acıdan, yarasından kaçan kalbi reddeder. 

Kendi acısına dokunabilmeli insan, kendi acısına dokundukça başkalarının acısına dokunur. İnsan sonunda der yaşam emektir ve gül der ki aşkla, kavgayla buluşan emektir. Sonuçta buluşmuştur yürek ve gül. Yani aşk ve kavga. Artık hayat kendi anlamını bulmuştur.

Hayatı hep aşkın ve kavganın gücü ile sarın. Sarın ki hep çoğalsın anlam…